İstanbul Atatürk Havalimanı’ndaki terör saldırısıyla Brüksel Zaventem Havalimanı’nda 22 Mart’ta girişilen saldırı çok sayıda benzerlik içermesiyle dikkat çekiyor. Son saldırının Brüksel’deki saldırıdan esinlenmiş olma ihtimali oldukça yüksek. Detaylara bakıldığında saldırının ana hatlarına ilişkin hemen hemen aynı 'modus operandi' olması öne çıkıyor.
Belçika’da yapılan yorumlar da iki saldırı arasında planlama ve uygulanış açısından dikkat çekici benzerlikler olduğu yönünde. Bununla birlikte bazı farklılıkların bulunmasının kaçınılmaz olduğu vurgulanıyor.
Benzerliklere bakıldığında saldırganların hem Brüksel’de hem İstanbul’da olay yerine taksiyle geldikleri görülüyor. Saldırının gerçekleştirdiği alanda büyük ölçüde aynı. İki saldırıda da üç terörist söz konusu. Bununla birlikte İstanbul’da üç saldırgan üç patlama gerçekleştirirken Brüksel’de ise saldırganlardan birinin son anda vazgeçmesi nedeniyle iki patlama söz konusu. Brüksel’de otomatik silah kullanılmazken İstanbul’da kullanılması başka bir farkı oluşturuyor. Brüksel havalimanında valizlere yerleştirilmiş patlayıcılar kullanılırken İstanbul’dan gelen bilgiler bu yönde değil. Brüksel saldırganlarının eylem için sabah saatlerini, İstanbul’dakilerin ise akşamı tercih etmeleri de iki saldırı arasındaki farklardan.
Uzmanlar her terör saldırısının birbiriyle aynı olmasının beklenmemesi gerektiğinin, özellikle havalimanı gibi stratejik binalara yönelik saldırılarda benzer nitelikli başka saldırıların örnek alınma ihtimali bulunduğunun bununla birlikte tüm detayların aynı olmasının pratik olarak mümkün olmadığının altını çiziyor.
İki olaya ilişkin dikkat çekici bir başka unsuru da Brüksel Havalimanı’nın saldırılar sonrasında günlerce kapalı tutulmasına karşın Atatürk Havalimanı’nın saatler içerisinde normal işleyişine dönmüş olması oluşturuyor.
Bunda iki havalimanı arasındaki boyut farkı önemli rol oynadı. Brüksel Havalimanı, Atatürk Havalimanı’yla kıyaslandığında minyatür kalıyor. Zaventem, iç uçuş olmaması nedeniyle iç-dış hat terminal ayrımı bulunmayan oldukça küçük bir bina. Bu nedenle de patlamaların etkisine daha açık bir yapıya sahip. Terminale girişte güvenlik kontrolü olmaması da patlamaların terminalin merkezinde gerçekleşmesini kolaylaştırmıştı.
Brüksel’deki saldırı 22 Mart’ta gerçekleşmişti, havalimanının tüm unsurlarıyla ve tam kapasiteyle işlemeye başlaması 2 Haziran’ı buldu. Saldırıdan 12 gün sonra faaliyet başlasa da kademe kademe ilerleme söz konusu oldu. Bu durumda, patlamalar nedeniyle terminalin önemli bölümünün kullanılamaz hale gelmesi, binada ciddi hasar oluşması, yeni güvenlik sisteminin devreye sokulmasının zaman alması gibi unsurlar etkili oldu.
Güvenlik önlemleri kıyaslandığında da Atatürk Havalimanı’nın net şekilde Brüksel Havalimanı’ndan üstün bir durumda olduğu görülüyor.
