Erişilebilirlik

“Kız Çocuklarının Okula Gitme Oranı Arttı”


Dünyada 131 milyon kız çocuğu okula gidemiyor. Birleşmiş Milletler (BM) ve Çocuklara Yardım Fonu’nun (UNICEF) 2018’de 11 Ekim Dünya Kız Çocukları Günü için paylaştığı veriler bunu ortaya koyuyor. Türkiye’de 90’lı yıllardan bu yana okula giden kız çocukları erkek çocuklarıyla benzer seviyeye yaklaşsa da henüz eğitime erişimde cinsiyet eşitsizliği ortadan kaldırılmış değil.

VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Eğitim Reformu Girişimi (ERG) araştırmacısı Özgenur Korlu, “Kız çocuklarının okullulaşması için önemli adımlar atıldı. Okullulaşma oranının diğer yaş grupları arasında en düşük olduğu 14-17 yaş aralığında bile oğlan çocuklarının okullulaşma oranı yüzde 89,7 iken kız çocuklarının yüzde 88,7. Bu fark geçmiş yıllara göre kapanarak yüzde 1’e kadar düştü” dedi.

Milli Eğitim Bakanlığı’nın verilerine göre, lise çağındaki çocukların net okullulaşma oranı, 12 yıllık zorunlu eğitime geçilen 2012-2013 yılında yüzde 70,1’di. Bu oran oğlanlarda yüzde 70,8, kızlarda iseyüzde 69,3’tü.

Yaklaşık 750 bin çocuk okula gitmiyor

Türkiye’de 12 yıllık zorunlu eğitim var. Ancak 6-17 yaş arasındaki 743 bin 932 çocuk okula gitmiyor. Okuldan ayrılmanın en yaygın yaşandığı lise çağında olan 14-17 yaş aralığındaki çocukların yüzde 89,2’si okullu. Korlu, “MEB’in stratejisi elbette ki tüm yaş gruplarında okullulaşmayı yüzde 100’e ulaştırmak. Tek bir çocuğun dahi eğitimin dışında kalması soruna işaret ediyor. Bu yüzden oranların azalmış olması önemli olmakla birlikte ortaöğretim çağındaki çocukların eğitime erişimiyle ilgili önemli adımların atılması gerekiyor” diye konuştu.

Türkiye’de eğitimde cinsiyet eşitsizliğinin bölgeler arasında farklılaştığını kaydeden Korlu, “Bazı bölgelerde fark artıyor. Bunlar arasında en dikkat çekeni Güneydoğu Anadolu Bölgesi. Kız çocuklar ve oğlan çocuklar arasında yüzde üç puanlık bir fark var. Ama bölgesel olarak da bu farklar geçtiğimiz yıllara göre azaldı” dedi.

“Oğlanlar ekonomik, kız çocukları ailevi nedenle okula gitmiyor”

Erkek ve kız çocuklarının farklı nedenlerle okula gitmediğini kaydeden Korlu, “Bunu TÜİK’in 2016 yılında yaptığı ‘Gençlerin İşgücü Piyasasına Geçiş Araştırması’ çok net gösterdi. 15-34 yaş arası bireylere neden eğitimine devam edemediği soruluyordu. Erkekler devam edememesinin ekonomik nedenlerden olduğunu söylerken, kadınlar eşinin, ailesinin izin vermemesi gibi ailevi sebepleri olduğunu söylüyordu” dedi.

Öte yandan Korlu, okul yolunun kesilmesinde çocuk işçiliğinin, erkek çocukları için olduğu kadar kız çocukları için de etkili olduğu görüşünde: “Ailelerin kızlarını okula göndermesi için politikalar uygulanmalı ancak çocuk işçiliği kız çocuklar için de bir risk. TÜİK’in ‘Zaman Kullanım Araştırması’nda 15, 16, 17 yaşındaki çocuklara eğitime devam edip etmedikleri ve çalışıp çalışmadıkları soruluyor. Kız çocuklar eğer çalışmıyorlarsa yüzde 90’ın üzerinde bir oranla okula devam ediyor oluyorlar. Fakat çalıştıkları durumda bu oran yüzde 40’a kadar düşüyor. Buna göre bir işte çalışmalar da eğitimlerinin önünde engel teşkil ediyor."

“Kız çocuklarının evdeki sorumlulukları da engel oluyor”

Toplumsal cinsiyet eşitliğinde de belirleyici olan ‘haneiçi emek’te kız çocuklarının rolüne dikkat çeken Korlu, “Bu, verilerle izleyemediğimiz ancak çalışma bağlamında değerlendirmesinin önem taşıdığı bir alan. Bazı çalışmalar özellikle kız çocuklar üzerinde hane içi emek yükünün daha fazla olduğunu gösteriyor. Fakat bu yükün onların eğitim hayatını nasıl, ne kadar etkilediğini bilemiyoruz. Ama örneğin, 14 yaştan sonra kız çocuklarının yüzde 90’ı haneiçi bakım faaliyetlerinde, ev işlerinde kendilerine bir görev verildiğini söylerken, bu iş yükü oğlan çocukları için çok daha düşük” dedi.

Çocuk yaşta evliliklerin de erkeklerden çok kız çocuklarının eğitimden kopmasının bir nedeni olduğunu ifade eden Korlu, TÜİK’in paylaştığı verilere göre 18 yaşın altında zorla evlendirilen kız ve erkek çocuklarının sayısındaki farkta uçurum olduğunu sözlerine ekledi.

Kız çocukları sınavlarda daha başarılı

Kız çocuklarının okula erişiminin, eğitimin ilk basamağı olduğunu söyleyen Korlu, “Bu çok daha kolay izlenebilen bir veri. Sonuçta okula kayıtlı olup olmadığını gösteriyor. Bunun dışında devamlılık, devam ediliyorsa sınıf tekrarı yapılıyor mu, akademik olarak ne kadar başarılı olduğuna ilişkin verileri de Bakanlık tutuyor. Ancak kamuoyuyla sınırlı veri paylaşılıyor, bu verileri talep etmek gerekiyor” dedi.

Kız çocukların okul başarısının bir örneği de üniversiteye ve liseye giriş sınavlarında elde ettikleri sonuç. 2018 yılından bu yana liseye giriş sınavında kız öğrenciler görece yüksek başarı elde ederken, bu yıl yapılan üniversiteye giriş sınavının ilk aşaması olan TYT’de de barajı geçen kadın adaylar erkekleri geride bırakmıştı.

‘Haydi Kızlar Okula Kampanyası’ndan ‘Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Projesi’ne

Aslında 90’lı yıllardan bu yana daha fazla kız çocuğunun artık okullu olmasında AK Parti hükümetinin gerçekleştirdiği kampanyaların da payı büyük. AK Parti’nin iktidara gelmesinin ardından 2003 yılında başlayan “Haydi Kızlar Okula Kampanyası” sayesinde 2006 yılına kadar toplamda 222 bin 800 kız çocuğu okullu oldu. Ardından Milli Eğitim Bakanlığı projelerine devam etti. 2014 yılında ilk kez ‘toplumsal cinsiyet eşitliğinin eğitim politikalarında ve eğitimin içeriğinde anaakımlaştırılmasının’ amaçlandığı bir proje (ETCEP I) yapıldı. Projeyi 2016 yılına kadar Avrupa Birliği ve Türkiye birlikte finanse etti. 10 ilde uygulanan proje kapsamında gerçekleşen etkinliklere yaklaşık 12 bin öğrenci katılırken eğitim mevzuatı ve ders kitapları da toplumsal cinsiyet eşitliği bakımından incelendi.

Bu projenin bitmesinin ardından Bakan Ziya Selçuk, 29 Aralık 2018'de, okullarda toplumsal cinsiyet eşitliğini esas alan projelerin yaygınlaştırılacağını açıkladı. Ancak önceki projenin kazanımlarının devam ettirilmesi amacıyla başlatılan ‘Toplumsal Cinsiyet Eşitliğine Duyarlı Okul Standartlarının Yaygınlaştırılması Projesi’, toplumsal cinsiyet eşitliğine karşı çıkan bazı kesimlerden topladığı tepki üzerine 2019 yılında tamamlanmadan sonlandırıldı.

VOA Türkçe’ye konuşan Korlu, “Toplumsal cinsiyet eşitliğine yönelik geri adım atılması çok önemli bir politika değişikliği oldu. Kız çocuklarının sadece eğitime erişimde değil toplumsal cinsiyet açısından da yaşadığı birçok problem var. Meslek tercihlerinin doğru yönlendirilmesi, akademik başarılarının desteklenmesi gibi konularda da aslında bunun önemli olduğu görülüyor. Burada bir politika değişikliğine gidildi” dedi.

XS
SM
MD
LG