Erişilebilirlik

Kanıtlar Çin'in ABD'de Seçimleri Hedef Aldığını Gösteriyor


Son veriler, Çin’in 2016 Amerika Başkanlık seçimlerine Rusya’yla birlikte müdahale etmiş ve çeşitli e-postalarla düşünce kuruluşları ve siyasi kurumları hedef almış olduğuna işaret ediyor.

Özel siber güvenlik şirketi FireEye tarafından yapılan tespitlere ilişkin birçok soru halen cevapsız durumda. Bu saldırıların sonucunda Çin hangi bilgileri elde etti ve bu bilgileri nasıl kullanabilir? Bunlar belirsizliğini koruyor.

Fireye şirketi Amerika’nın Sesi’ne yaptığı açıklamada, “Bir motivasyonu ya da niyeti gösteren devam niteliğinde başka saldırılar gözlemlemedik” ifadesini kullandı.

Ancak Çin’in ordusunu güçlendirme ya da teknoloji şirketlerinin karlılık oranlarını arttırmanın dışında daha stratejik hedeflere yönelik siber saldırı kapasitesini arttırmasından kaygı duyuluyor.

Çin’e karşı uygulanan ek gümrük vergileri uygulamasıyla yüz milyarlarca dolarlık vergileri ve kızışmakta olan ticaret savaşına dikkati çeken Başkan Donald Trump, Pekin hükümeti için, “Kaybettiğimi görmek isterlerdi çünkü daha önce hiç böyle zorlanmamışlardı” diye konuşmuştu.

Trump Çin’in siber saldırılarıyla ilgili olarak da “Kanıtlarımız var ve yakında ortaya çıkacak” ifadesini kullandı. Bu konuda son derece ağzı sıkı davranan Trump yönetimi yetkilileri konuya ilişkin ayrıntıların önümüzdeki hafta Başkan Yardımcısı Mike Pence’in Washington’da yapacağı toplantıda ortaya çıkacağını söylemekle yetindi.

Amerikan istihbarat yetkilileri de aylardır Çin’in agresif davranışlarına işaret ediyor.

Amerika Ulusal İstihbarat Dairesi Başkanı Dan Coats, geçen hafta bir etkinlikte yaptığı konuşmada Başkan Trump’ın yorumlarına atfen, “Çin görülmemiş ölçüde tüm ulus olarak siber alanda bir strateji yürütüyor” dedi.

Coats, “Çin bizim şeffaflık ve açık toplumumuzu istismar ediyor. Çin ayrıca Amerikan devletini ve yerel yönetimlerdeki yetkilileri de hedef alıyor. Federal ve yerel yönetimler arasındaki ayrılıkları siyasi amaçlarla kullanmaya çalışıyorlar” diye konuştu.

Coats’la aynı etkinlikte konuşan FBI Başkan Yardımcısı David Bowdich, bu açıklamaları bir adım ileri taşıdı ve Çin’i en üst düzeyde karşı istihbarat tehdidi olarak gördü. “Çin saldırılarını genişletiyor” şeklinde konuşan Bowdich, “Bu ülkede yaklaştığımız adamlarımız var” diyerek kendilerinin de karşı istihbarat faaliyetlerine giriştiğine dikkati çekti.

Ayrıca Çin’in diğer ülkelerin seçim sistemlerine sızma kapasitesini arttırma yönünde işaretler var. Temmuz ayında seçimlerin yapıldığı Kamboçya’da özellikle siyasi organizasyonların, siyasetçilerin ve gazetecilerin hedef alındığına dair izler bulunuyor.

Kamboçya hedef alındı

TEMP olarak bilinen grubun saldırılarına değinilen FireEye şirketinin raporunda, Kamboçya hükümetinin seçimleri izlemekle görevlendirilen birimlerine sızmalar olduğuna dikkat çekiliyor. TEMP genellikle denizcilik sektörüne yönelik ilgisiyle biliniyor.

Ancak herkes Çin’in siber kapasitesinin hazır olduğuna ve bu gücünü Kasım’da Amerika’daki Kongre’deki ara seçimlerde kullanacağına inanmıyor.

Eski CIA Uzmanı ve Obama dönemi Ulusal Güvenlik Konseyi Sözcüsü Ned Price, Amerika’nın Sesi’ne yaptığı değerlendirmede, “Şu ana kadar en azından Çin bu konuda bir siyasi karar almış, siyasi hesaplar yapmış görünmüyor. Bu doğrultuda Ruslarla aynı yönde ilerlemek istiyor gibi durmuyorlar” dedi.

Çin’in 2008 yılında hem Obama’nın başkanlık kampanyasında hem de Cumhuriyetçi Senatör John McCain’in kampanyalarında bilgisayar saldırıları yaptığı düşünülüyor. Bilgisayar korsanlarının ABD federal devlet çalışanlarıyla ilgili bilgiler de dahil çok sayıda dosyayı çaldığı biliniyor ancak bunların herhangi bir şekilde bir silah olarak kullanıldığına yönelik net bir bilgi yok.

İddialar reddedildi

Price Çin’in, diğer stratejik düşmanların yaptığı gibi siyasi avantaj ve ekonomik kazanç amaçlı bilgi toplamayı amaçladığını düşünüyor.

Price, “Yine de sadece bir adım uzaktalar. Maalesef her zaman kullanabilecekleri miktarda bilgiye sahip olduklarından şüphem yok.” dedi.

Çin, Başkan Trump’ın suçlamalarını reddetti ve konuşmasını “çılgınca” diye niteleyerek, seçimlere yönelik kampanya taktiği olarak gördüklerini açıkladı.

Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi, “Çin her zaman başka ülkelerin iç meselelerine karışmama ilkesine bağlıdır. Çin’e karşı yapılan bu temelsiz suçlamaları kabul etmiyoruz” diye konuştu.

Siber zorbalık kullanıyor

Ancak Amerikan istihbarat ve savunma uzmanlarına göre, mesele Çin’in başka ülkelere müdahalede bulunup bulunmaması değil, bunun için Pekin’in ne tür taktikler kullandığı.

Öte yandan uzmanlar Çin’in, Rusya’nın 2016 başkanlık seçimlerindeki girişimlerinden ders çıkararak benzer siber araçları nasıl daha geniş nüfuz alanı yaratmak için kullanacağından kaygılı.

Üst düzey bir Trump yönetimi yetkilisi, Başkan’ın konuşmasının ardından Beyaz Saray’da gazetecilere yaptığı açıklamada, “Siber zorbalık ve bazı durumlarda yolsuzluk yöntemlerine başvuruyorlar” diye konuştu.

Aynı yetkili, “Propaganda ve benzeri normal etkileşim yollarını ve bilgi edinme metotlarını da kullanıyorlar” dedi.

Tüm bunların kısa vadede kampanyaları etkilemek adına kullanılmasının mümkün olmadığı belirtiliyor.

Uzun bir oyun

Ulusal Güvenlik Dairesi Başkan Yardımcısı George Barnes, Haziran ayında Washington’da bir konferansta yaptığı bir konuşmada, “Çin uzun bir oyun oynuyor. Son derece dikkatli, stratejik, programlı ve belki 20 yıl boyunca anlaşılamayacak adımlar atıyorlar. Ama bunu yapıyorlar ve bu konuda son derece cesurlar” dedi.

Günün sonunda çok sayıda uzman Çin’in Moskova’nın seçimlere müdahalesinden daha büyük bir etkiye sahip olabileceğine dair uyarılarda bulunuyor.

German Marshall Fonu’ndan Jamie Fly da, “Uzun vadede asıl önemli mücadele Çin’e karşı olacak. Çin, Rusya’nın 2016’da bize karşı kullandığı tüm araçları alabilir ve daha etkili şekilde kullanabilir” dedi.

XS
SM
MD
LG