Erişilebilirlik

Kos Adası’nda işkence görerek öldüğü iddia edilen Barış Büyüksu’nun Yunanistan’da hiç bulunmadığı ileri sürüldü


Yunan makamları, Kos Adası’nda gözaltına alındığı ve işkence sonucu hayatını kaybettiği iddia edilen Barış Büyüksu’nun, Yunanistan’da hiç bulunmadığı sonucuna vardı.
Yunan makamları, Kos Adası’nda gözaltına alındığı ve işkence sonucu hayatını kaybettiği iddia edilen Barış Büyüksu’nun, Yunanistan’da hiç bulunmadığı sonucuna vardı.

Yunanistan adli makamları, yürüttükleri soruşturma sonucunda, 2022 yılında sığınmacı olarak Avrupa’ya gitmek isterken Yunanistan’ın Kos Adası’nda gözaltına alınıp gördüğü işkenceler sonucunda öldüğü iddia edilen Barış Büyüksu’nun Yunanistan’da hiç bulunmadığı sonucuna ulaştı.

Soruşturmanın göstermelik bir biçimde yürütüldüğünü savunan Büyüksu’nun ailesi ve ailenin avukatı adalet arayışının peşini bırakmayacaklarını söyleyerek Türk devletinden yardım istedi.

29 yaşında hayatını kaybeden Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı Büyüksu, iddiaya göre işkence görmesinin ardından 15 Filistinli göçmenle beraber Kos Adası’ndan bota bindirilerek Türkiye’ye geri gönderildi.

Büyüksu, 22 Ekim 2022 tarihinde Bodrum açıklarında bir can salı içinde Sahil Güvenlik tarafından bilinci kapalı şekilde bulundu, tıbbi müdahale için ambulans beklerken yaşamını kaybetti.

Yunan makamları Büyüksu’nun resmi olarak hiç Yunanistan’da bulunmadığı sonucuna ulaştı

Adli Tıp raporu ve tanık ifadeleriyle Büyüksu’nun işkence yüzünden öldüğünü tespit eden Bodrum Cumhuriyet Savcılığı, Yunanistan adli makamlarından adli istinabe, yani uluslararası işbirliği talep etti.

Bodrum Cumhuriyet Savcılığı’nın hazırladığı soruşturma dosyası Adalet Bakanlığı tarafından Yunan makamlarına iletildi.

Büyüksu’nun ailesi ve avukatları uzun bir süre dosyanın nerede olduğunu öğrenemedi. Nihayetinde Yunan makamları yürüttükleri soruşturmanın sonucunu resmi olarak Bodrum Cumhuriyet Savcılığı’na gönderdi. Buna göre, Yunan makamları Büyüksu’nun resmi olarak hiç Yunanistan’da bulunmadığı sonucuna ulaştı.

Barış Büyüksu
Barış Büyüksu

“İstemsizce ve üstünkörü bir soruşturma”

VOA Türkçe’ye konuşan Büyüksu’nun kardeşi Dilan Bıyık, Yunan makamlarının görevlerini yerine getirmediğini öne sürerek, soruşturmanın istemsizce ve üstünkörü yürütüldüğünü savundu.

Abisinin Yunanistan’ın Kos Adası’nda Yunan kolluk güçleri tarafından yapılan işkence sonucunda öldüğünü savunan Bıyık, Filistinli göçmenlerin de buna tanık olduğunu dile getirdi.

Büyüksu’nun ölümünden önce 23 gün boyunca Kos’ta kaldığını ve bir feribota binerken gözaltına alındığını söyleyen Bıyık, şöyle konuştu:

“Yunanistan sadece Bodrum savcısının adli yardım talebine istinaden bir soruşturma başlattı ve istemsizce bir soruşturma yürüttü. Bu soruşturmada sadece Barış'ın öldürüldüğü tarih, yani tutulduğu 21 ve 22 Ekim tarihleri arasında iki tane sahil astsubayını sorgulamış. 'Böyle bir bot geldi mi, böyle bir insan aldı mı, kayıt altına tutuldu mu' diye. Zaten Yunanistan öldürdüğü hangi insanı veya geri ittiği hangi insanı kayıt altında tutmuş ki Barış'ı da kayıt altında tutsun?”

“Yunan adli makamları işin aslı ile hiç ilgilenmemiş”

Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) adına Büyüksu ailesinin avukatlığını yapan Nergiz Tuba Aslan da Yunan makamlarının yürüttüğü soruşturmaya tepki gösterdi.

VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Aslan, Yunan adli makamlarının yaptıkları soruşturmada Büyüksu’ya uygulanan işkence yöntemleri, bu işkenceler nedeniyle ağır yaralanması, kayıtdışı bir şekilde sahil güvenlik görevlilerine teslim edilmesi ve Filistinli sığınmacılarla birlikte bir can salı ile geri itilmesi konularıyla hiç ilgilenmediğini belirtti.

Avukat Aslan, “İlgilendiği tek şey şu; resmi olarak Barış Büyüksu Yunanistan'da var mıydı yok muydu? Elbette ki bunun yanıtı ‘yok’ olarak geldi. Göstermelik olarak birkaç sahil güvenlik görevlisi dinlenmiş. Çelişkili beyanları var. İşin aslı ile hiç ilgilenmemiş ve nihayetinde gönderdiği yanıtta özet olarak ‘Barış Büyüksu diye biri aslında Yunanistan'da hiç yoktu kayıtlarımıza göre’ diye bir yanıt geldi savcılığa” diye konuştu.

Türkiye’nin Yunanistan topraklarında işlenen bu suça karışanları araştırma yetkisi olmadığını hatırlatan Aslan, Çağdaş Hukukçular Derneği’nin kardeş kurumu olan Midilli Hukuk Merkezi’ne (Legal Centre Lesvos) üye avukatların yeni bir suç duyurusunda bulunduklarını söyledi.

Aslan, bu suç duyurusunda sadece fiili yapan kişilerin değil, buna destek olan, göz yuman yetkililerin de cezalandırılmasının talep edildiğini vurguladı.

Aile Türk yetkililerden destek bekliyor

Büyüksu’nun kardeşi Dilan Bıyık da Türk yetkililerden yardım isteyerek, “Bu, sadece Barış'ın meselesi değil. Bu, Türk toplumunun itibar meselesidir. Türkiye Cumhuriyeti'nden beklentim dosyanın arkasında dursun. Abimin faillerinin bulunup cezalandırılması için bize elinden ne geliyorsa hukuki desteği sağlamasını talep ediyorum” dedi.

Avukat Aslan da Barış Büyüksu’nun Türk vatandaşı olduğunun altını çizerek, Türkiye’nin bürokratik ilişkiler dahil bu konuyu gündeme getirerek bir baskı kurabileceğini ancak bu noktada çok güçlü bir sahiplenme görmediklerini söyledi. Nergiz Tuba Aslan, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) dahil adalet arayışını sonuna kadar sürdüreceklerini sözlerine ekledi.

Forum

XS
SM
MD
LG