Erişilebilirlik

Küresel Terörle Mücadelede 'Yalnız Kurt' Sorunu


Amerika ve başka ülkelerin terörle mücadele çabalarına verdikleri önem ve ayırdıkları kaynaklara rağmen Pazar günü Orlando’da girişilen toplu silahlı saldırı, bireysel tehditlerin hala mevcut, bu tehdit unsurlarıyla mücadeleninse hükümetler için hala çok zor olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi.

Şu anda Orlando’daki Pulse gece kulübüne saldıran Ömer Metin’in IŞİD’le doğrudan bağlantısı olduğuna dair net bir kanıt bulunmuyor. Amerikan Federal Soruşturma Dairesi FBI Başkanı James Comey, Ömer Metin’in internet aracılığıyla radikalleştiğini söyledi.

Brookings Enstitüsü’nden dış politika uzmanı Eric Rosand’a göre, Orlando’daki saldırı, IŞİD’in mesajının çok sayıda genç Müslüman tarafından nasıl algılandığının bir örneği. Rosand, genç Müslümanlar’ın IŞİD’le doğrudan iletişim içinde olmasalar bile öfkeli, yalnız, amaçsız olduklarını ve örgütün şiddet içerikli söylemini cazip bulduklarını söylüyor.

Eric Rosand, Amerika’nın Sesi’ne yaptığı açıklamada, her ülkenin radikalleşmeyle kendi başına mücadele etmek zorunda olduğunu söyledi. Uzman, ”Her ülke, kendini dışlanmış, kenara atılmış hisseden toplumları, amaçsız bireyleri olduğunu kabul etmek zorunda. Bunu önlemek için gereken mekanizmalar, kaynaklar yok” diyor.

Amerika Dışişleri Bakanlığı, ay başında yayınladığı bir raporda, geçen yıl tüm dünyada terör saldırılarının sayısının yüzde 13, bu tür saldırılarda ölenlerin sayısınınsa yüzde 14 oranında düştüğünü bildirdi.

Dışişleri Bakanlığı raporunun istatistiklerini hazırlayan Maryland Üniversitesi Ulusal Terör ve Terörle Mücadele Araştırmaları Konsorsiyumu’ndan araştırmacı Amy Pate, terörist şiddetin zaman içinde azalıp arttığını, ancak terörün kökünü tamamen kazıma hedefinin gerçekçi olmadığını söylüyor.

Amy Pate, IRA ve ETA’yı hatırlatarak, ”Teröristlerin özellikle masumları öldürmekten kaçındığı bir dönem vardı. Gündeme gelmek, göz önünde olmak istiyor, ancak sivilleri öldürmenin getireceği kötü şöhretten uzak durmaya çalışıyorlardı. ETA ve IRA ölü sayısıyla anılmak istemezdi. Toplu katliamlara yol açan terör eylemlerinden uzaklaşmanın yolları olduğunu düşünüyorum” şeklinde konuşuyor.

Başkan Barack Obama, yaklaşık iki yıl önce IŞİD’in kökünü kazımak için askeri bir koalisyon oluşturulacağını, örgütün mali kaynaklarının ve yabancı savaşçılara erişiminin kesileceğini söylemişti. IŞİD’in Irak ve Suriye’de elle geçirdiği toprakların bir kısmının geri alınmasında başarı sağlandı. Ancak örgüt hala çok geniş bölgeleri kontrolu altında tutmayı sürdürüyor ve etkisini başka ülkelerde de gösteriyor.

Rand düşünce kuruluşu uzmanı Rebacca Zimmerman, IŞİD’i yok etmenin en kolay bölümünün, örgütün bir ülke gibi davranmaya çalıştığı bölgelere saldırmak olduğu görüşünde. Ancak uzman, IŞİD’in toprak kaybetmesine rağmen hala büyük bir tehdit unsuru olmaya devam ettiğini belirtiyor.

Rebecca Zimmerman’a göre terörün en kötü tarafı, terörle mücadelenin ne zaman sona erdiğinin bilinememesi. Uzman, ”Teröre karşı zafer kazandığınızı ne zaman anlarsınız? Terörle mücadelede başarıya ulaştığınız gün nasıl bir gün olur? IŞİD’le mücadelede Irak ve Suriye’de kazanımlar elde ettiğimizi söyleyebilirim, ama bu küresel terör tehdidini yokettiğimiz, IŞİD’i yenilgiye uğrattığımız anlamına gelmez” diyor.

Uzman Eric Rosand ise hükümetlerin şimdiye kadar teröristleri öldürmeye ya da yakalamaya ve cezalandırmaya odaklandığını, ancak Irak ve Suriye’deki çatışmalar bir gün sona erdiğinde birçok ülkenin memleketlerine dönecek binlerce militanla başa çıkmaya hazır olmadığını kaydediyor.

Rosand’a göre IŞİD’in bünyesine yabancı militan katmasını engellemek için yeterince çaba harcanmıyor, bu konuya kaynak ayrılmıyor. Aynı şekilde militanların ülkelerine dönmeleri halinde bu kişileri yeniden toplumla kaynaştırma konusunda da yeterli çalışma yok.

Hollanda ve Danimarka’nın şimdiden bu konuda küçük çaplı da olsa güzel programlar hazırladığını belirten Rosand, İngiltere’nin ise Irak ve Suriye’den dönen yüzlerce kişiyi hapse attığını söylüyor.

İngiltere’yle aynı tepkiyi veren ülkelerin, militanları cezalandırmaktan başka bir çözüm yolu bulma riskini almak istemediğini vurgulayan uzman, sorunun da aslında bu yaklaşımdan kaynaklandığını düşünüyor. Toplumun riskten kaçtığını kaydeden Rosand, siyasetçilerin de kamuoyunun da ülkelerine dönen militanları yeniden kazanmak için politikalar geliştirme konusunda isteksiz olduğunu belirtiyor.

XS
SM
MD
LG