Erişilebilirlik

Kürt siyaseti barış için Erdoğan iktidarınca yol haritası açıklanmasını bekliyor 


DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, grup konuşmasında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, grup konuşmasında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin geçen yıl 1 Ekim’de Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Grubu ile ilk kez tokalaşmasıyla birlikte Türkiye siyasetinde Kürt sorunu çözümündeki yeni süreç tartışması sürüyor. Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, “Terörsüz Türkiye” olarak adlandırdığı ve sadece PKK’nın silah bırakması beklentisini ifade ettiği bu süreç kapsamında Kürt siyaseti ise beklentilerine henüz karşılık bulamadı.

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, bugünkü grup konuşmasında, AK Parti iktidarınca DEM Partili sekiz belediye yönetimine kayyum atanması ve bugün Van Büyükşehir Belediye Başkanı Abdullah Zeydan aleyhine hapis cezası kararı verilmesi ile iktidarın barış için olumlu adımlar atmadığını söyledi.

Yerel seçimlerde “Kent Uzlaşısı” ile DEM Parti’nin desteğiyle CHP’nin kazandığı belediyelere yönelik “terör” soruşturmalarıyla yapılan operasyonları anımsatan Hatimoğulları, “Kent uzlaşısı yöntemini Kürtler ve Türkler’in birliği, ortak mücadelesi ve ittifakı olarak tanımlamış ve bunu bir suç gerekçesi olarak göstermiş Cumhuriyet Başsavcısı. Ben inanmıyorum ki dünyanın hiçbir yerinde uzlaşıya böyle bir operasyon yapılsın. Uzlaşı nasıl suç olabilir?” tepkisini gösterdi.

Kürt siyaseti barış için Erdoğan iktidarınca yol haritası açıklanmasını bekliyor
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:02:36 0:00

“1 Ekim’den bugüne suç mu işleniyor? Tek taraflı barış olmaz, yol haritası şart”

İktidarın attığı adımlar nedeniyle 1 Ekim’den bugüne yürütülen süreç ile ilgili sorular oluştuğunu anlatan Hatimoğulları, “Ey iktidar, ey Saray” diye seslenerek, “Bir yandan barış diyeceksiniz, bir yandan kent uzlaşısını gözaltına alma gerekçesi olarak kayıtlara geçireceksiniz. Devlet Bahçeli, ‘Türksüz Kürt, Kürtsüz Türk olmaz’ demişti. Şimdi ne değişti? Herkes toplumsal uzlaşı ve barıştan bahsediyor. 1 Ekim’den bu yana bunu dile getiren herkes suçlu mudur?” diye sordu.

DEM Parti Eş Genel Başkanı, “Sayın Öcalan, tarihi bir çağrı yapmaya hazırlanıyor. Bu çağrı barış ve demokrasiye duyarlı. Bizler DEM Parti olarak bu çağrıyı yapmadan önce buluşmalar gerçekleştirdik. Bu görüşmelerden umutluyuz. Bütün farklı kesimlerle yaptığımız görüşmelerde barış olmalı denildi. 100 yıllık Kürt meselesini şiddet ve çatışma düzeninden hukuki bir temele indirmek için hazırlığınız var mı? İktidarı üzerine düşen görevi yerine getirmek için acil çağırıyoruz. Tek taraflı barış olmaz. İktidarın yol haritası açıklaması şarttır” dedi.

Belediyelere yönelik kayyum ve operasyonlarla hükümet tarafından “barış diyaloğundan çekilmek için bahane aranıyor” olabileceğini söyleyen Hatimoğulları, grup çıkışında ise, Erdoğan’ın henüz silah bırakma durumunda atılacak herhangi bir somut adım açıklamaması ve TBMM’ye herhangi bir yasal çerçeve getirilmemiş olmasıyla ilgili soru üzerine yeniden iktidara seslendi.

Hatimoğulları, “Bugün Türkiye'de herkes barıştan yana. Bu anlamıyla toplum hazır, siyaset de hazır, muhalefet de hazır. Hazır olmayan belli ki iktidar. Bizim iktidara çağrımızı yinelemek isteriz; çözüm ve diyalogla ilgili, barış süreciyle ilgili yol haritalarını açıklamalılar. Sayın Öcalan üzerinde devam eden tecrit kalkmalı ve bugün İstanbul belediyelerine dönük gerçekleşen operasyon, Van Büyükşehir Eş Başkanımıza verilen cezalar bu diyalog sürecini dinamitlemektedir. Çağrımızı iktidara ve devlet aklına bir kez daha yapıyoruz; barışın ve diyaloğun gelişmesinin önünü açın” diye konuştu.

“Öcalan’ın çağrısında çözüm için yasal, kültürel ve sosyal boyutlara vurgu olur”

DEM Parti’nin İmralı Heyeti’nden Sırrı Süreyya Önder ise, Mezopotamya Ajansı’na (MA) Abdullah Öcalan’ın yapacağı çağrıya ilişkin açıklamasında, “Ben olası bir çağrının tek bir anlamı değil, birçok boyutunun olacağı kanısındayım. Demokratik siyaset vurgusu ve çağrısı elbette çarpıcı olabilir. Fakat bunun kadar Kürt sorununun demokratik çözümünün yasal, kültürel ve sosyal boyutlarına dair de vurgular bekleyebiliriz ve her şeyden önce de iletişim kanallarının açılması önemlidir” dedi.

Sözlerinin devamında, “Demokratik yönetimin, demokratik uzlaşı dilinin, kültürel özgürlüklerin, bir bütün olarak demokratik bir hukuk uygulamasının geliştirilme gereği var. Elbette bu değişimlerin tümünü devletten beklemek gerçekçi bir tutum olmaz” diyen Önder, iktidardan demokratik siyaset zeminini destekleme beklentisini aktardı.

Erdoğan ve AK Parti bugüne değin yasal çerçeve hazırlığı işareti vermedi

TBMM Başkanvekili Sırrı Süreyya Önder ve Van Milletvekili Pervin Buldan’ın oluşturduğu DEM Parti İmralı Heyeti, yıllar sonra ilk kez 28 Aralık 2024’te Abdullah Öcalan’la İmralı’daki cezaevinde görüştü. Bunun ardından Bahçeli, AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler ile CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in aralarında bulunduğu siyasi parti yönetimleriyle görüşen İmralı Heyeti, 22 Ocak’ta ikinci kez Öcalan’la biraraya geldi.

Öcalan’ın PKK’ya silah bırakma çağrısı yapacağı iddiasıyla yürütülen görüşmeler trafiğinde, AK Parti Genel Başkanı Erdoğan’ın İmralı Heyeti’yle bizzat görüşmemeyi tercih etmesi dikkat çekti.

MHP Genel Başkanı Bahçeli’nin ilk dönemde “umut hakkı”yla Öcalan’a serbest kalma olanağı verilebileceğini ifade etmesi ve yine MHP’nin ceza infaz sisteminde yeni yasa hazırlığıyla bu süreçte yasal değişiklikler yapılabileceği yönünde açıklamaları gündemdeydi.

Ancak bugüne kadar Erdoğan, Türkiye’nin Kürt sorunu değil terör sorunu olduğunu belirterek, bununla ilgili sadece PKK’nın silah bırakması gerektiğini işaret etmekle yetindi. AK Parti Grup Başkanı Güler’in ise ceza infaz sistemiyle ilgili herhangi bir yasa hazırlığı olmadığını ısrarla vurgulayan açıklamalar yaptığı görüldü.

Erdoğan’ın “Terörsüz Türkiye” ifadesiyle gerektiğinde terörle mücadelede operasyonlara devam mesajı vermesiyle birlikte Bahçeli ve MHP’nin son dönemde “yasal çerçeve” ile ilgili mesajlar vermediği gözlendi.

Kürt siyasi hareketinin beklentisinin aksine; cezaevinde tutuklu veya hükümlü Kürt siyasi hareketi mensuplarıyla ilgili serbest kalabilmelerini sağlayacak bir yol haritası açıklanmadı. Aynı şekilde, eğer iddia edildiği gibi silah bırakma kararı uygulanırsa PKK mensupları için nasıl bir yol izleneceğine dair bir açıklama yapılmadı.

İmralı Heyeti’nin Irak’taki temaslarıyla Öcalan’la üçüncü görüşme olacak mı?

İmralı Heyeti üyeleri Pervin Buldan ve Sırrı Süreyya Önder’in DBP Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır gibi isimlerle birlikte 16 Şubat’ta Erbil'de KDP Başkanı Mesut Barzani ve Neçirvan Barzani ile, bunun ardından da 17 Şubat’ta Süleymaniye'de YNK Lideri Bafil Talabani ve Kubat Talabani ile görüşeceği açıklanmıştı.

Bu noktada; Kürt sorunuyla ilgili AK Parti iktidarıyla 2013’te yürütülen Çözüm Süreci’nden farklı olarak bu sefer İmralı Heyeti’nin Irak ziyareti kapsamında PKK’nın silahlı merkezi Kandil’le görüşme planlaması yapmadığı görüldü.

Keza Erdoğan ve Bahçeli’nin, Ankara’nın PKK’nın Suriye’deki kolu olarak nitelendirdiği PYD-YPG’nin de silah bırakması talebiyle Suriye’nin kuzeyindeki özerk yönetimi sıkça hedef almasına karşın İmralı Heyeti’nin Rojava olarak adlandırılan bölgedeki özerk yönetimle teması konusunda da henüz açıklama yapılmadı.

Dolayısıyla Öcalan’ın mesajlarını ilgili taraflara aktardıklarını vurgulayan İmralı Heyeti’nin, Kandil ve Rojava’yla nasıl bir süreç izlediği veya izleyeceği dile getirilmedi.

Kulislerde; Öcalan’ın Şubat ayı sonunda “tarihi çağrı” olarak nitelendirilen açıklamasını yapacağı iddia edilmesine karşın İmralı Heyeti’nin, Irak’taki temasları sonrasında üçüncü kez Öcalan’la görüşebileceği iddiası da sözkonusu. Bu nedenle Öcalan’ın çağrısını açıklama tarihinde erteleme olabileceği ileri sürüldü.

  • 16x9 Image

    Yıldız Yazıcıoğlu

    Yıldız Yazıcıoğlu, 1994-1998 döneminde Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nde lisans eğitimini tamamladı. Mesleğe 1997 yılında Cumhuriyet’te stajyer olarak başladı. 1998-2000 döneminde yüksek lisans eğitimine devam etti. 2000 – Mayıs 2009 döneminde Milliyet’te mesleki kariyerini cumhurbaşkanlığı ve parlamento muhabirliği noktasına taşıdı. 2009 - 2011 yıllarında ABD’nin başkenti Washington DC’de kariyerini sürdürdü ve farklı medya kuruluşları için temsilcilik – yorumculuk görevlerini yürüttü. Bu dönemde VOA Türkçe’de eğitim aldı ve görev yaptı. Ardından Ankara’ya dönüşünde Habertürk TV’de, ArtıBir TV’de görevler üstlendi. Şu anda VOA Türkçe ekibinde görev almayı sürdürüyor.

Forum

XS
SM
MD
LG