Dünyada en hızlı yaşlanan bölge olan Latin Amerika ve Karayipler’de bugün yüzde 12 olan 60 yaş üstü yetişkin nüfusun oranının 2050 yılında yüzde 25’e çıkarak 195 milyona ulaşması bekleniyor.
Bu durumun en temel sebepleri arasında kadın başına doğum sayısının azalması, ortalama yaşam süresinin uzaması, eğitime ulaşımda ve doğum kontrolü yöntemlerinde artış, kadınların iş yaşamına daha fazla dâhil olması, genç nüfusun göç etmesi ve erken yaşta doğum oranlarında düşüş gibi nedenler yer alıyor.
Latin Amerika ve Karayipler Ekonomik Komisyonu (ECLAC) verilerine göre 1950’li yıllarda kadın başına çocuk sayısı 6’nın üzerindeyken bugün bölgede bu sayı 1,8’e düşmüş durumda.
Bu sayının 2050 yılında 1,65’e, 2100’deyse 1,65’e düşmesi bekleniyor.
Bölgede geçen yıl itibarıyla kadın başına çocuk sayısının en yüksek olduğu ülkeler 2,63’le Haiti; 2,52 ile Bolivya ve 2,48’le Bolivya iken en düşük doğum ortalamasıysa 1,14’le Şili; 1,40’la Uruguay ve 1,45’le Küba.
Doğurganlık oranı, yani bir kadının doğurduğu ortalama çocuk sayısı 2,1'in altına düşmeye başladığında nüfus da azalmaya başlıyor.
Batıdan 3,5 kat daha hızlı yaşlanma
Son 25 yıldır Latin Amerika’nın artık geçen yüzyıldaki gibi genç bir nüfus olmadığına dikkat çeken Amerikalılar Arası Kalkınma Bankası (IDB) Başkanı Ilan Goldfajn, “1960'larda Latin Amerika’da kadın başına çocuk sayısı beşken bugün bu sayı ikiye düştü. İnsanlar daha uzun yaşıyor. Birçok genç insan Latin Amerika'yı terk ediyor, göç ediyor. Batı'da 70 yıl süren bir geçişi, biz 20 yıl içinde yaşıyoruz” diyor.
IDB verilerine göre bölgede bugün yaklaşık yüzde 12 olan 60 yaş üzeri nüfusun 2050 yılında yüzde 25’e çıkarak 195 milyon kişiye yani her dört kişiden birine ulaşması bekleniyor.
Dünya Çalışma Örgütü (OIT) 2021 verilerine göre Latin Amerika ve Karayipler’deki 65 yaş ve üzeri nüfusun yüzde 34,5’inin herhangi bir gelirinin olmaması, durumun önemini daha da arttırıyor.
“Tedbirler bir an önce hayata geçirilmeli”
Emekli nüfusunun her geçen gün arttığı Latin Amerika’da, uzmanlar hızlı yaşlanmanın işgücü arzında ve verimlilikte düşüş, değişen talep ve tüketim yapısı, sağlık, sosyal güvence ve bakım sistemleri üzerindeki baskıların artması ve ek bütçe gereksinimi gibi sonuçlarının mevcut sosyoekonomik sorunları derinleştirmemesi için tedbirlerin yaşama geçirilmesi gerektiğini bildiriyor.
Venezuela’da yaşlılara yönelik bir insani yardım kuruluşunda çalışan, sosyolog Mariana Suarez, neredeyse her 3 yaşlıdan birinin herhangi bir gelire sahip olmadığı bölgede, yaşlı nüfusun artmasının başta yoksul veya kriz yaşanan ülkelerde olmak üzere ekonomik, sosyal ve siyasi etkilerinin ciddiye alınması gerektiğini kaydediyor.
VOA Türkçe’ye konuşan Suarez, “Yaşlanmanın sosyal ve ekonomik bir krize dönüşmemesini sağlamak için kamu sektörü, özel sektör ve sivil toplumu içeren kapsamlı bir yaklaşım gerekiyor. Atılması gereken başlıca adımlar arasında emeklilik sistemlerinde kapsayıcı reformlar, sağlık sistemlerinin güçlendirilmesi ve şehirlerin, binaların hatta işyerlerinin yaşlı nüfusun gereksinimlerine göre düzenlenmesi yer alıyor” diyor.
Doğum oranının azalmasının çocuk oranının düşük olmasına bağlı olarak eğitim kalitesinin artması, kişi başına düşen gelirin artması gibi görece olumlu sonuçlara da yol açabileceğini kaydeden Suarez, her durumda hızlı yaşlanan toplumların orta ve uzun vadede planları şimdiden yaşama geçirmeleri için daha az süresinin olmasının bir dezavantaj olduğunu belirtti.
Forum