Libya'da IŞİD Tehdidi Büyüyor mu?

Libya’da uluslararası toplum tarafından tanınan seçilmiş hükümet, Arap devletlerine, ülkede faaliyet gösteren IŞİD militanlarına karşı hava saldırısı düzenlemesi çağrısında bulundu. Sirte’yi ele geçiren militanlar, ülkede baş kesme, çarmıha germe gibi vahşi eylemlere imza atıyor. Amerika, beş diğer Avrupa ülkesiyle birlikte yayınladığı ortak açıklamada, Libya’daki zulmü kınadı, ama ülkede, özellikle de bölünmüş durumdaki devleti yeniden toparlamak için istikrar sağlanması çağrısında bulundu.

Salı günü olağanüstü oturum düzenleyen Arap Birliği, Libya’nın askeri yardım çağrısına destek verdi, ama desteğin içeriğini açmadı.

Libya’da seçilmiş bir hükümet ve parlamento, ülkenin doğusunu yönetiyor. Batıda, başkent Trablusgarp ve çevresindeyse İslamcı bir hükümet var. Bunun üstüne IŞİD, Libya’da vahşi eylemler düzenliyor.

Amerikalı yetkililer, Libya’da terörle mücadelenin en iyi yolunun, bir birlik hükümeti için güvenli ortam oluşturulmasından geçtiğini savunuyor.

Amerika Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü John Kirby, “Birleşmiş Milletler’in öncülük ettiği süreci desteklemeye devam ediyoruz” diyor.

Ancak uzmanlar Birleşmiş Milletler sürecinin etkisinden kuşkulu.

Amerikan İlerleme Merkezi'nden Brian Katulis, “Birleşmiş Milletler süreci çerçevesinde diplomasi yürütmek ayrı bir şey, ancak güvenlik boyutlarına değinmeyen bir strateji olması süreci tamamlamaz” diyor.

Amerika ve Mısır, Libya’daki militan hedeflerine kısıtlı da olsa hava saldırıları düzenledi.

Amerikan İlerleme Merkezi’nden Brian Katulis, geçmişte Birleşmiş Milletler Libya komisyonunda görev yaptı. Katulis’e göre Washington, Libya’da daha kapsamlı bir askeri stratejiden uzak duruyor: “Amerika; askeri harekat, doğrudan müdahale ve hatta destek konusunda risk almaktan kaçınıyor. Bölgeye baktığınızda, Amerika’nın Irak’ta ve diğer bölgelerdeki geçmiş deneyimlerine baktığınızda bu anlaşılır bir tutum.”

Libya’da hükümetin istikrarlı olmayışı da Amerika’nın bölgedeki attığı adımları kısıtlayan bir unsur.

Washington Enstitüsü uzmanı Sarah Feuer, “Amerika’nın askeri destek ve müdahale kararıyla, tutacağı tarafları belirlemesindeki en önemli etkenlerden biri, o bölgede uluslararası düzeyde tanınmış bir tarafın var olması” diyor.

Washington Enstitüsü’nden Sarah Feuer, bölgede zaten çok sayıda sorun bulunduğunun altını çizerken, Amerika’nın zaten Irak ve Suriye’de IŞİD’le mücadele yürüttüğünü hatırlatıyor.