Erişilebilirlik

Lübnan Yolsuzluk Sarmalında


Lübnan Yolsuzluk Sarmalında
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:02:05 0:00

Lübnan, acilen tedbir alınmadığı takdirde yıkıcı sonuçlar doğurabileceği belirtilen derin bir ekonomik kriz ile boğuşuyor. İç borcun gayri safi milli hasılanın yaklaşık %150’sine ulaştığı Lübnan, dünyanın en borçlu ülkelerinden biri.

Hem Lübnanlılar hem de şeffaflık örgütleri dahil uluslararası kuruluşlar ekonomik krizin temel sebeplerinden birinin yolsuzluk olduğunu savunuyor.

International Transparency (IT) adlı oluşumun verilerine göre Lübnan 2012-2018 yılları arasında 180 dünya ülkesi arasında yolsuzluğun en yaygın olduğu ülkelerden biri. Yolsuzluğun en az olduğu ülkelerin listenin başında yer aldığı çalışmaya göre Lübnan 138.sırada. Sıralamada Lübnan’ı otoriter ve dışa kapalı yönetimlerin hakim olduğu, uzun süredir kaos halindeki veya iç savaş şartlarının sürdüğü ülkeler takip ediyor.

IT’nin yanı sıra Dünya Bankası dahil çeşitli kuruluşların çalışmalarına göre Lübnan’da kamu fonlarının amacına aykırı ve kişisel amaçlar doğrultusunda kullanılması, liyakat sisteminin çok zayıf olması, siyasetçilerin ve yöneticilerin kişisel şirketlerinin etki alanları, ülkedeki siyasi ve hukuki yapının kişisel veya bir kesimin çıkarına kullanılması, rüşvet, şeffaflığın ve hesap verilebilirliğin olmaması gibi birçok sorun bulunuyor. Bu nedenler yolsuzluğun gerçek boyutlarının belirlenmesini zorlaştırıyor.

IT Lübnan bölümü olarak kurulan Lebanese Transparency Association (LTA - Lübnan Şeffaflık Örgütü) bünyesinde çalışan Rewa Zoghaib VOA Türkçe’ye ülkedeki yolsuzluğun sebeplerini ve boyutlarını anlattı.

Lübnan’daki en yaygın yolsuzluk şeklinin siyasi yolsuzluk olduğunu belirten Zoghaib, “Politikacılar özel amaçları veya kazanımları için güç sahibi olmaları avantajını kullanıyorlar. Lübnan’da birçok hukuki açık var. Politikacılar bu açıkları kendi istekleri doğrultusunda kullanıyorlar” dedi.

Kara para aklama vakalarının olduğuna dikkat çeken Zoghaib, “Özel ve kamu sektörleri arasında çok yakın ilişkiler var. Lübnan’da birçok politikacının kendi şirketleri var ki kanuna uygun değil ancak aile üyelerinin adlarına kuruluyor. Bu şirketler üzerinden kara para aklıyorlar. Çoğunlukla (aklanmak istenen) para önce özel sektöre aktarılıyor sonra bankalara gidiyor. Bir siyasetçi yolsuzluğa karıştığında yargılanmalı. Lübnan’da birçok siyasetçi yolsuzluğa karışıyor ancak yargıçlar gibi müttefikler ediniyorlar ve dosyadan kurtuluyorlar” diye konuştu.

Yolsuzlukla mücadele neden zor?

Lübnan, 1975-1990 yılları arasında yaşanan kanlı iç savaşın ardından ülkedeki bütün din ve mezheplerin güvence altına alındığı ve hepsine devlet idaresinde yer veren mezhepçi bir sisteme geçti. Geçici olması gereken bu sistem, iç savaş dönemi korkularını tam olarak atlatamayan halkın eğilimleri ile birlikte din ve mezhep liderlerine, bazı siyasi hareketlere/bloklara güç kazandırdı.

Lübnan’da bütün siyasetçilerin ve kanaat önderlerinin yolsuzluğa sık sık vurgu yapmasına rağmen mücadelenin başlatılamamasının temel sebeplerinden birinin din-mezhep esaslı sistem olduğu savunuluyor.

Zoghaib, mevcut sistemi ülkedeki bütün kesimlere temsil hakkı vermesi açısından değerlendirerek “Aslında çok kötü bir sistem değil ancak uygulanma şekli yanlış ve bozuk. Mesela bir milletvekili hizmetin diğerlerine değil sadece ait olduğu mezhebe-gruba sağlanacak şekilde yapılması için çalışıyor. İşe girmek, iyi bir üniversiteye gidebilmek, piyasada iyi fırsatlar yakalamak isteyen biri mensubu olduğu mezhebin liderine, milletvekiline gidiyor. Bu yolla işe giren biri de mensubu olduğu gruba hizmet etmek istiyor. Bu durum özel sektörde veya kamuda liyakat dışı gruplaşmalara yol açıyor. Bu insanların iş için yeterliliği olmayabilir. İş için yeterli olmayan insanlar kamu ve özel sektördeki hizmet kalitesini doğrudan etkileyen bir başka soruna sebep oluyor” dedi.

Zoghaib’e göre yolsuzluğa karışan siyasetçiler ve yöneticiler farklı siyasi bloklarda yer alsalar bile söz konusu kişisel/grup çıkarı veya yolsuzluk olduğunda bir çeşit uzlaşmaya varabiliyorlar. Birbirlerini yolsuzlukla suçlayan politikacılar bazı durumlarda “bunu yapmama izin ver, ben de senin şunu yapmana göz yumayım” diyerek yolsuzluk konusunda işbirliği yapabiliyorlar.

Kırılgan bir siyasi denge ile istikrarın sağlanabildiği Lübnan sık sık siyasi krizlerle karşı karşıya kalabiliyor. Farklı din ve mezheplerin ortak bir isim veya politika üzerinde uzlaşmasını sağlamak bazen yıllar alabiliyor. Bu kırılganlık nedeniyle önde gelen bazı siyasetçilerin yolsuzluğa bulaştığı bilinse dahi yargılama süreçlerinin başlatılamadığı kaydediliyor.

Sayıları az da olsa yolsuzlukla mücadele etmeye çalışan siyasetçilerin ve kanaat önderlerinin olduğuna dikkat çeken Zoghaib şunları söyledi;

“Yolsuzlukla mücadele konusunda olumlu gelişmeler de var. Mesela bilgi edinme kanunu onaylandı. Diğer taraftan insanlar gerçekten yoruldu artık, ülke çöküyor. İnsanlar parlamentoya, politikacılara güvenmiyor. İnsanlar ümidini kaybetti. Sokakta kime sorarsanız sorun şunu söyler; ümidim yok, sistem böyle işliyor, uymak zorundayız.”

Peki Lübnanlılar politikacıların yolsuzlukla mücadele edileceği yönündeki söylemlerini nasıl değerlendiriyor?

VOA Türkçe’ye konuşan Hadi Ghennam, “Lübnan’da yolsuzluk var mı?” sorusuna, “Lübnan’da esas olan bir şey varsa o da yolsuzluktur” yanıtını verdi.

Siyasetçilerin yolsuzlukla ilgili sözlerinin basına yönelik olduğunu savunan Ghennam’a göre, “mevcut siyasi tabaka 40 yıldır Lübnan’da ve yolsuzlukla mücadele niyetleri olsaydı şimdiye kadar yaparlardı.”

Ghennam’ın “(siyasetçiler) yolsuzlukla yaşıyor ve yolsuzluktan çıkarları var” sözlerine katılan Enver Zeyneddin, yolsuzluğun ülke ekonomisini doğrudan etkilediğini söyledi. Zeyneddin, “Çünkü insanların tabi oldukları merkezler belli bir partinin/grubun merkezleri ki onlar da vatan için değil, bir parti veya siyaset için çalışan liderlere veya yolsuzlaşmış oluşumlara bağlı” dedi.

Üniversite öğrencisi olan Heba Zeyneddin yolsuzluk-ekonomik kriz ve gençlerin gelecek kaygıları arasında bağ olduğuna dikkat çekti.

Zeyneddin şunları söyledi;

“Öğrenciler üniversite sonrasında iş bulamamaktan çok korkuyor. (Bu durumda yurt dışına) gitmek veya işe girmek için vasıta bulmak gerekiyor. Doğrudan işe girilmiyor. Mücadeleye girmek, üniversiteye gitmek veya yaptığınız bu şeyler önemli değil. Bir liderin aracı olması gerekiyor.”

Lübnan’da iç savaş sonrasında “herşeyin şeffaflığın olmadığı yolsuzluk üzerine inşa edildiğini” savunan Gazeteci Meysem Kasir’e göre “siyasetçilerin yolsuzlukla mücadele söylemleri halkı etkileme amaçlı.”

Kasir, ülkede sivil toplumun giderek büyüdüğünü ve siyasetçilerin yolsuzlukla mücadele, demokrasi, şeffaflık, eşitlik gibi kelimeleri gündeme getirerek insanları kendilerine yeniden oy vermek için ikna etmeye çalıştıklarını söyledi.

Hükümetin kurulmasının üzerinden 100 gün geçtiğini ancak değişen bir şey olmadığını savunan Kasir, “hiçbir şeyin değişmediğini gördük. Olan tek şey sorunların sorunlarla tamir edilmesi” dedi.

Kendisini aktivist olarak tanıtan Raja Noujaim, halk arasında sıkça yolsuzluk kelimesi kullanılıyor olsa da yolsuzluğun halk tarafından gerçekten hissedilmediğini söyledi. Bu durumu, “profesyonel yolsuzluk/yolsuzluğu hissedilmeyecek şekilde gerçekleştirme konusunda uzmanlaşma” gibi tanımlarla ifade eden Noujaim, “Mesela bir proje hazırlıyorlar. Dosyasını oluşturuyorlar. Yerli ve hatta yabancı uzmanlara gösterip fon gibi destekler de alıyorlar. Ancak projenin amacı proje değil ve proje ya gerçekleşmiyor ya da sonuç başta gösterilen proje gibi olmuyor. Nasıl çalacakları konusunda uzmanlar” dedi.

Lübnan, ekonomik krizden çıkabilmek için uluslararası toplumdan destek istedi. Bu amaçla Cedar adı verilen birkaç konferans gerçekleştirildi ve bazı ülkeler Lübnan’a 11 milyar dolar düşük faizli kredi vermeyi kabul etti. Ancak kredinin serbest bırakılması için Lübnan’ın yolsuzlukla mücadele ve kamu harcamalarının azaltılması dahil çok boyutlu bir reform hamlesi gerçekleştirmesi gerekiyor.

Bu çerçevede ordu başta olmak üzere kamu kurumlarının bütçelerinin azaltılması, emekli maaşlarında kesinti, kamuda personel azaltma gibi tedbirlerin yer aldığı hamlelerin gerçekleştirilmesi bekleniyor. Yolsuzlukla mücadele konusunda ise henüz açıklanmış bir mücadele planı bulunmuyor.

STÜDYO VOA

Cumhurbaşkanı Erdoğan BM Zirvesi’ne kalabalık bir heyetle katılacak – 19 Eylül
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:29:58 0:00
XS
SM
MD
LG