Lübnan’daki mülteci kampında Suriyeli çocuklar kameranın önüne atlayıp aynı sloganı atıyor: ‘Ya zafer ya ölüm.’
Nüfusu beş milyondan az olan Lübnan’da bir milyondan fazla Suriyeli mülteci barınıyor.
Mülteci kampının şeyhi Kader El Harfuş, buraya sığınan ailelerin elinde başka hiçbir seçenek olmadığını söylüyor:
”Evlerimiz ve işyerlerimiz harap oldu. Lübnan’a kaçmak zorundaydık. Buraya çıplak ayakla geldik. Evimiz yurdumuz kalmadı.”
Lübnan’ın Suriye sınırı açık olsa da güvenlik sorunları yüzünden birçok Suriyeli’nin sınırı geçmesine izin verilmiyor.
Geçen ay IŞİD ve El Nusra Cephesi militanları Lübnan’da bir sınır kasabasına saldırdı, Lübnanlı askerleri esir aldı, birçok kişiyi öldürdükten sonra Suriye’ye geri döndü. Daha sonra üç askeri öldüren militanlar, saldırıları sürdürme tehdidinde bulundu.
Geçen hafta ise yol kenarına yerleştirilen bir bombanın patlaması yüzünden iki Lübnan askeri daha öldü.
Guda Muhammed, kocası ve dört çocuğu, ayda 200 dolarlık yardım kuponlarıyla kampta yaşamaya çalışıyor. Muhammed’e göre son şiddet eylemleri, Lübnanlılar’ın Suriyeliler’in militan örgütleri desteklemesinden kuşkulanmasına neden oldu:
”Yabancı gibi yaşıyoruz. İnsanların arasında yürüdüğümüzde herkes bize içlerinden biri değilmişiz gibi bakıyor.”
BM Mülteciler Yüksek Komiseri Antonio Guterrez, Lübnanlılar’ın sadece şiddet eylemlerinden değil, mülteci krizinden de etkilendiğini söylüyor:
”Mülteci krizi Lübnanlılar’ın işlerini, maaşlarını, kiraları, eğitim ve sağlık sistemini, altyapıyı derinden etkiliyor. Uluslararası toplum birlik içinde hareket edip Lübnanlılar’ın bu sorunların üstesinden gelmesine yardımcı olmalı.”
Birleşmiş Milletler, milyonlarca dolarlık uluslararası yardımın bile başka ülkelere sığınan üç milyon Suriyeli’ye bakmaya yetmediğini bildiriyor.
Son birkaç gündür IŞİD militanlarından kaçıp Türkiye’ye sığınan Suriyeliler’in sayısı 100 bini aştı.
El Harfuş, miktarı ne olursa olsun, yardımın sığınmacılar için yeterli olmayacağını söylüyor:
”Ülkemize dönüp güven içinde yaşamayı umuyoruz. Eskiden ülkemizde mutluyduk. Biz de insanız. Tek isteğimiz geçimimizi sağlamak ve çocuklarımız için güvenli bir hayat kurmak.”
Ancak savaş şiddetlendikçe çocuklar için güvenli bir hayat kurma isteği adeta bir hayale dönüşüyor.