İsrail’in Hamas lideri Yahya Sinvar’ı öldürmesine yönelik yankılar sürüyor.
Sinvar’dan boşalan liderlik koltuğuna kimin oturacağına dair henüz bir açıklama yapılmadı.
Diğer taraftan bazı kesimler Sinvar’ın öldürülmesinin Hamas’a ağır bir darbe vurduğunu savunuyor. Bu kesime göre, uzun yıllardır örgütün askeri kanadını da yöneten Sinvar’ın ölmesi ile birlikte Hamas’ın hem siyasi hem de askeri açıdan “başsız” kaldığı öne sürülüyor.
Hamas’a ve İsrail karşıtı cepheye yakın olan kesim ise, Sinvar’a yönelik suikastin örgütü etkilediğini ancak tamamen çökertmediğini savunuyor.
Sinvar uzun yıllar Hamas’ın askeri kanadı olan Kassam Tugayları’nı yönetti. Sinvar’ın 7 Ekim 2023’te İsrail yerleşim birimlerine yönelik saldırının planlayıcısı ve mimarı olduğu iddia ediliyordu.
İsrail’in Hamas’ın Siyasi Büro Şefi İsmail Haniye’ye yönelik Tahran’da düzenlediği suikastin ardından Sinvar, örgütün hem siyasi hem askeri kanadının liderliğine getirilmişti.
Mar İlyas Kampı’ndaki Filistinliler ne düşünüyor?
Lübnan’da yaşayan yaklaşık yarım milyon Filistinli, İsrail-Filistin sorununa ilişkin bütün gelişmeleri yakından izliyor.
1948’den beri zorla veya savaşlar sebebiyle topraklarından göç ederek Lübnan’a yerleşen Filistinliler bir gün topraklarına geri döneceklerini ümit ettiklerini söylüyorlar.
VOA Türkçe, Lübnan’daki 12 Filistin kampından biri olan Mar İlyas Kampı’na giderek Filistinliler’in Sinvar’ın öldürülmesi ve devam eden savaş hakkında ne düşündüklerini sordu.
Lübnan’daki bütün Filistin kampları gibi Mar İlyas da geçici olarak çadırlardan oluşan bir kamp olarak kurulmuş. Ancak yıllar içinde bu kamp plansız imar ve eklemelerle bir mahalleye dönüşmüş.
Girişinden itibaren farklı Filistin direniş örgütlerinin liderlerinin resimlerinin göze çarptığı kampın dar sokakları da duvar resimleri ile dolu.
Lübnan’da vatandaşlık alamayan, resmi olarak birçok meslek grubunda çalışmaları yasaklanmış olan Filistinliler’in eğitim ve sağlık gibi ihtiyaçlara ulaşması, ağırlıklı olarak Birleşmiş Milletler’e bağlı çeşitli ajanslar üzerinden mümkün olabiliyor.
Bu nedenle imkanı olan Filistinliler kamp içinde veya yakınında esnaflık yapıyor.
“Filistin halkı tek bir kişiyle temsil edilmez”
Kampta yaşayan Filistinli kasap Ali Dravi VOA Türkçe’ye Yahya Sinvar’ın öldürülmesine ilişkin “İsrail’in öne çıkan Filistinli liderlerini, aydınlarını hedef aldığını” söyledi.
Sinvar’ın öldürülmesinin Filistin halkını ve direnişini çok fazla etkilemeyeceğini düşünen Dravi, şunları dile getirdi:
“Bana şehit Yahya Sinvar’ı soruyorsun. Filistin halkı tek bir kişiyle temsil edilmez. Filistin halkı içinde çok sayıda lider var. Geçmişte liderler öldü, sonraki liderler hayattalar. Sana söylediğim gibi Yahya Sinvar Filistin halkının bir kısmını temsil ediyordu ancak bütün Filistin halkı, Yahya Sinvar, hepimiz devrimciyiz.”
Mar İlyas’ın dar sokaklarında ilerlendiğinde, karşınıza sokaklarda oynayan çocuklar ve her yerden sarkan birbirine girmiş elektrik telleri çıkıyor.
Bir süre ilerledikten sonra dışardan oldukça bakımsız görünen iki katlı bir binanın içinde harıl harıl yemekleri plastik kaplara dolduran kadınları görülüyor.
Amerika’da yaşayan Filistinliler’in bağışları ile finanse edilen yemekler, iç göçmenler için hazırlanıyor. Günde ortalama bin 200 kişi için yemek hazırladıklarını anlatan kadınlar bir taraftan da yemekleri zamanında yetiştirebilmek için çalışmaya devam ediyor.
“Hamas, Sinvar’ın rolünü devam ettirecek güçte”
Duvara yapıştırılmış ve elle yazılmış “Geri dönüş hakkımızı asla unutmayacağız” yazısının önünde oturan Filistinli Ali Rifai, Gazze’de devam eden savaşı “İsrail’in Amerika ve Batı ile birlikte planladığını” savunuyor.
Devam eden savaşı “Filistin özgürlük savaşının bir parçası” olarak gördüğünü söyleyen Rifai, Sinvar’a dair şunları söylüyor:
“Tabii ki, İsrail’in istediğinin tam tersine bir hayat yaşadı. Hayatını savaşçı olarak ve Filistin halkı nasıl yaşıyorsa öyle yaşadı. Elinde bir silah tutarken, devrimi ve Gazze halkını, Filistin ulusal hareketini, Filistin direnişini savunurken şehit oldu. Bu nedenle, ondan sonra biz devam edeceğiz ve Hamas, hareketi lider Sinvar’ın rolünü devam ettirecek ve sorumluluk alabilecek güçtedir.”
Rifai Türkiye’ye de bir mesaj vermek istediğini söylüyor ve “Türk hükümetinden İsrail ile bütün ilişkilerini kesmesini, karşılıklı olarak İsrail’deki ve Türkiye’deki elçilikleri kapatmasını talep ediyoruz” diyor.
“Bizden bir lider düşer yüz tane, bin tane lider doğar”
VOA Türkçe’nin Mar İlyas Kampı’ndaki son durağı ise El Fetih’in Lübnan sorumlusu Dr. Serhan Serhan’ın ofisi oldu.
El Fetih ve Hamas arasında örgütler düzeyinde hâlâ ciddi sorunlar ve fikir ayrılıkları bulunuyor. Ancak 7 Ekim’den beri iki örgütün de birbirlerine yönelik ifadelerini yumuşattığı görülüyor.
Dr. Serhan da konuşmasına, “şehit” olarak tanımladığı Sinvar’a rahmet dileyerek başlıyor ve suikasta dair şunları söylüyor:
“İsrail Filistinli liderlerden birine suikast yaptığında Filistin Devrimi’nin biteceğini düşünüyor. Hayır, bitmez. Bizden bir lider [şehit] düşer yüz tane, bin tane lider doğar. Bu savaşın kutsal bir mücadele olduğunu belirtmek isterim.”
“İsrail’in savaş suçlarından yargılanması gerekiyor”
İsrail’in uluslararası toplumun sessizliğinden faydalandığını savunan Dr. Serhan, “Eğer (uluslararası toplum) topraklarımızı gasp eden bu oluşuma sessiz kalmasaydı, uluslararası destek vermeseydi (İsrail Başbakanı Benyamin) Netanyahu, (İsrail Milli Güvenlik Bakanı Itamar) Ben Gvir ve (İsrail Maliye Bakanı Bezalel) Smotrich bu kadar ileri gidemezdi, şu saatte bile ve her gün halkımıza karşı işlenen suçlar işlenemezdi. Şimdiye kadar Gazze’deki halkımıza yönelik 3 bin 600 civarında katliam yapıldı. Buna Batı Şeria’da, Kudüs’te ve Lübnan’da olanlar dahil değil” dedi.
“İsrail’in kendini koruma hakkı vardır” şeklindeki resmi açıklamaları eleştiren Dr. Serhan, “Hepsi İsrail’in kendini koruma hakkı var diyor. Kendini kimden koruma hakkı? Uluslararası korumaya ihtiyacı olan biziz ve uluslararası koruma talep ediyoruz” diye konuştu.
İsrail’in Gazze’de savaş suçları işlediğini savunan Dr. Serhan şunları söyledi:
“Askeri savaş ve İsrail’in uluslararası kuralları ihlal etmesi, halkımızı aç ve susuz bırakması, suyu kesmesi, gıdayı kesmesi ve hastanelere karşı savaş… Ne yazık ki, hastaneleri yıkılması, hastanelerde prematüre bebeklerin öldürülmesi, hamile kadınların ve yaşlıların öldürülmesi… Bütün bu katliamları gerçekleştiren İsrail’in Uluslararası Mahkeme’ye çıkarılması ve bu suçların savaş suçları olarak yargılanması gerekiyor.”
Gazze'deki savaş, Hamas'ın 7 Ekim 2023'te İsrail'in güneyine düzenlediği ve militanların yaklaşık 1200 kişiyi öldürdüğü, 250 kişiyiyse rehin aldığı saldırıyla başladı. Hamas'ın elinde halen yaklaşık 100 rehine bulunuyor ve bunların üçte birinin öldüğüne inanılıyor.
Gazze'deki sağlık yetkililerine göre İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki karşı saldırısı 42 bin 700'den fazla Filistinli'nin ölümüne neden olurken, İsrail ölenler arasında birkaç bin Hamas militanının olduğunu iddia ediyor.
ABD, Avrupa Birliği, İngiltere ve diğer ülkeler, Hizbullah ve Hamas'ı terör örgütü olarak kabul ediyor.
Forum