Emmanuel Macron 6 ay önce Salı günü başkanlık koltuğuna oturdu Donald Trump da geçen yıl bu ay başkan seçildi. Her ikisi de ticari geçmişleri olan ve statükoyu küçümseme konusunda son derece istekli. Her ikisi de iç siyasette ciddi bir direnişle karşı karşıya ve kamuoyu desteğini kaybediyor. Dünyaya ilişkin görüşleri hem içeride hem dışarıda daha farklı olamazdı.
Twitter alışkanlıkları da birbirinin tam zıttı. Macron geçen hafta Time dergisine verdiği demeçte kendisinin Twitter’dan mesaj yayınlamadığını ve Trump’ı da Twitter’da günlük olarak takip etmediğini söyledi.
39 yaşındaki Fransa Cumhurbaşkanı, 71 yaşındaki Trump’ın “Önce Amerika” bakış açısına sahip, daha iç siyasete dönük bakış açısının aksine çevresel konulardan İran’a kadar uzanan ve dünyayla daha örtüşen bir görüş geliştirdi. Macron kendisinin daha bir doğru yolda olduğuna Trump’ı ikna edebilmek için zorlu bir yola girmiş bulunuyor.
Trump’ın Bastille Günü’ndeki Paris ziyaretinde ikili arasında görülen yakınlık, Washington’un adımları karşısında Macron’u Avrupa’nın kaygıları konusunda bir elçi durumuna getirebilir.
Amerika konusunda uzman tarihçi Nicole Bacharan, “Eğer biri Avrupa Birliği’yle Trump arasında bir arabuluculuk yapacaksa bu kesinlikle Emmanuel Macron olacaktır. Trump yine de Macron’dan hoşlanmış görünüyor çünkü o genç, cesur, gösterişli ve başarıyı temsil ediyor” dedi.
Ama yine bu yorumları yapan Bacharan ekliyor: “Trump çok kararsız ve bir gün sonra Macron’u eleştirebilir”
Trump gibi Macron da seçildiği günden bu yana kamuoyu desteğini kaybetmeyi sürdürüyor. Buna sebep özellikle tartışmalı iş yasası, vergi ve emeklilik konusundaki reform önerileri. Onun bu soğuk ve otokratik tarzı Fransa’nın Güneş Kralı diye bilinen Louis XIV'e benzetiliyor, ama o kendisini Jüpiter'e benzetiyor. Son anketler kendisinden önce ciddi anlamda popülaritesini kaybetmiş selefi Francois Hollande gibi Macron’a olan desteğin de yüzde 35’lere kadar gerilemiş durumda olduğunu ortaya koyuyor.
Macron’un seçenekleri
Ancak Macron daha önceki hükümetleri deviren sokak gösterileri ve protestolardan sıyrılmayı başardı. Bazı uzmanlara göre eğer Fransa’nın zor durumdaki ekonomisini düzeltebilirse bazı farklı seçenekleri de olabileceğini savunuyorlar.
Uluslararası İlişkiler Fransa Enstitüsü uzmanı Philippe Moreau Defarges, “Macron Fransa’da reform yapmak zorunda. Başarısı reform yapıp yapamamasına göre ölçülecek” yorumunu yapıyor.
Macron uluslararası alanda etkisini hissettirmek için hızlı davranıyor. Avrupa Birliği’nin güçlendirilmesi ve Fransa’nın uzun yıllardır Almanya ile güçlü ortaklığını geliştirmek konusunda önemli başarılar elde etti. Avrupa Konseyi Dış İlişkiler Konseyi Başkanı Lafont Rapnouil’e göre Macron üstelik bunu son derece klasik Fransız milliyetçi dış politikasını uygulamasına rağmen gerçekleştirdi.
Macron geçen hafta durumu tartışmalı hale gelen Lübnan Başbakanı Saad Hariri konusunda Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan’a karşılıklı ziyaretler yaptı. Geçen ay Paris’te Mısır Cumhurbaşkanı El Sissi’yle insan hakları konusunda Mısır’ın sorunlarıyla ilgili bir görüşme gerçekleştirdi.
Afrika’da da Macron’un görüşleri değişimden çok mevcut politikaların devamını yansıtıyor. Aslında Macron Fransa’nın Afrika’da yeni bazı bölgelerde harekete geçebileceğini söylemişti. Göreve gelir gelmez Mali’ye bir ziyaret gerçekleştirdi ve aşırıcılara karşı mücadele konusunda Fransa’nın desteğini yineledi. Temmuz ayında da bir araya geldiği Afrikalı devlet ve hükümet başkanlarıyla Sahel için yeni bir çok uluslu gücün kurulması konusunda liderlik etti.
Terörle mücadele Amerika ve Fransa’nın çıkarlarının kesiştiği bir nokta. Washington’un Sahel gücüne aktif destek vermemesine rağmen, buraya 60 milyon dolarlık maddi destek sağlandı. Ancak Fransa Amerika’nın liderliğini yaptığı IŞİD’e karşı mücadele koalisyonunun en önemli destekçi ülkelerinden biri.
Bu işbirliği, Bush döneminde Fransa’nın 2003 yılındaki Irak harekatına karşı çıkmasından bu yana bölgeye ilişkin en net Amerika-Fransa işbirliği anlamına geliyor.
Tarihçi Bacharan, “İki ülke arasında tansiyonun yükseldiği zamanlarda bile ilişkiler alt düzeyde devam eder. Diplomasi, askeri işbirliği ve teröre karşı mücadele konularında ortak çalışmalar her zaman sürüyor” diyor.
Paris ve Washington iki ayrı dünya
Trump İran anlaşmasından çekilmeyi düşünürken Macron Tahran’a bir ziyaret gerçekleştirmeyi planlıyor. Amerika’nın UNESCO’dan çekilme kararından bir-iki gün sonra örgütün başına eski Fransız Bakan Audrey Azoulay seçildi. Washington’un Paris İklim Anlaşması’ndan çekilme kararına karşılık Fransa, Trump’ın seçim kampanyasındaki sloganını hatırlatan “Gezegenimizi tekrar büyük bir hale getirelim” sloganı ile bir internet sitesi açtı ve kampanya başlattı.
Macron Time dergisine verdiği demeçte de, iki ülke arasındaki tarihi bağlantının altını çizerek, kendisinin bir Trump karşıtı olarak görülmek istemediğini söyledi. Bunun yerine teröre karşı mücadeledeki ortak alanlardan söz etti. “Ben burada kimseyi yargılama ya karşı olduğumu söylemeye gelmedim” ifadesini kullandı.
Temmuz ayında iki liderin kurduğu ilişki Mayıs ayında el sıkışma görüntüleriyle daha da pekişmiş olsa da, İran ve iklim anlaşması konusunda uzlaşı sağlamaya yeterli olmadı. Öyle ki Macron önümüzdeki ay Paris’te yapacağı iklim zirvesinin davetli listesine Trump’ı almadı.