Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın bugün TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Türkiye’nin 2020 yılı sonundaki bütçe gerçekleşme tahminlerini ve 2021 yılı bütçe öngörülerini açıkladığı dakikalarda muhalefet temsilcileri ise bütçe sunumunu “yalan” ve “akıl tutulması” olarak nitelendirdi.
CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç, “Haykırıyoruz! Bu bütçe yalan bütçedir” diyerek Cumhurbaşkanlığı adına Oktay’ın sunduğu bütçeyle halkın kaldırıldığını ve yoksullar için bütçe düşünülmediğini söyledi. Özkoç, “Cumhur İttifakı’ndan emir alan kişi Türkiye’nin bütçesini anlatacak. Sesinizin dört duvar arasında yankılandığını bilmek kadar acı bir şey olabilir mi? Yaptırımımız yokken, sorgulamıyorken… İnsanlar kendilerini yakıyor, milletin sesi çıkmıyor. Haykırıyoruz! Bu bütçe yalan bütçedir, insanları 18 yıldır kandıranların bütçesidir. Bu bütçe 15 Temmuz’da şehit edilenlerin parasına el koyanların bütçesidir. Fakir fukaranın hakkını gasp edenlerin bütçesidir. Fuat Oktay’ın masallarının bütçesidir” dedi.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçilmesiyle birlikte yasamanın bütçe üzerinde söz hakkı olmadığını söyleyen Özkoç, TBMM adına ve dolayısıyla halk-kamu adına bütçe üzerinde denetim yetkisine sahip Sayıştay’ın işlevsizleştirildiğini kaydetti. Sayıştay raporlarıyla yapılan tespitleri dikkate almayan bütçe hazırlığı ve uygulaması olduğunu belirten Özkoç, “Hiçbir sözün arkasında durmuyorlar. Sayıştay artık devre dışı. Bu parayı harcayacak olan devletle ilgili TBMM’nin yaptırımı yok. Cumhurbaşkanlığı Sistemi ile yok edildi. Bir tek kişinin iki dudağı arasında. Şahsı ne söylerse o gerçekleşiyor. Biz bütçe ile ilgili ne söylersek söyleyelim bir karşılığı yok” diye konuştu.
“Bu ülke 2053 hedefi peşinden gidecek mi?”
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın dünkü kabine toplantısının ardından yaptığı açıklamada “Hedef 2053” demesine dikkat çeken Özkoç, “Bu ülke bunun peşinden gidecek mi gerçekten? Türkiye’de ekonomiyi tamamen sıfırlayan, dolar ve Euro başını alıp gitmişken umurunda olmayan, damadını hazinenin başında oturtuyorken hala bu insanlar Recep Tayyip Erdoğan’a güvenmeye devam edecek mi gerçekten? Siftah yapamayan esnaf, 2053 hedefine kilitlenecek mi gerçekten? Bu ülkede insanlar kendini yakarken, gençlerin yüzde 70’i ülkeyi terk etmeye hazırken bu insanlar Erdoğan’ın yalanlarına gerçekten inanacak mı?” sözleriyle kamuoyuna seslendi.
CHP olarak bu bütçeye inanmadıklarını ve TBMM’de buna karşı çıkacakları mesajını veren Özkoç, “Bu yalan bütçe, köylünün, öğrencinin bütçesi olmayan bu bütçe MHP oylarıyla kabul edilecektir. Eğer biz bu yalanlara inanmaya devam edeceksek, Türkiye için söylenecek söz kalmamıştır. Bugün Bütçe Komisyonu’nda ilk adım atılacak ama geriye yalan rüzgarından esintiler kalacak. Bundan kurtulmanın tek yolu var. Tekrar güçlü parlamenter sisteme dönmek. Yıllarca Türkiye, Saddam rejimini eleştiriyordu. Türkiye’de Erdoğan, akrabalarıyla yönetiyor. Sarayda oturuyorlar. Türkiye’de de herkesi itibarsızlaştıran bir sistem kuruldu. Orada da korku hakimdi burada da korku hakim. Bu bütçe kendine yaklaşanı test ettirdikten sonra 50 metre öteden konuşan, esnaftan uzak saray bütçesidir. Daha bu bütçeye bugünden CHP olarak bize sundukları yalanları biliyoruz. Milletin bütçesi gelene kadar onların bütçesine ‘Hayır’ diyoruz” ifadelerini kullandı.
HDP: Öngördükleri açık geçersiz kalacak, bu bütçe akıl tutulmasıdır
HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç ise, HDP adına Türkiye’nin 2021 yılı bütçe taslağını “akıl tutulması” olarak değerlendirdi. Oluç, “AKP iktidarı, ekonomide, sağlıkta, eğitimde, sosyal alanda, yani sanki toplumsal yaşamın her alanında çok ciddi krizler yaşanmıyor gibi bir bütçe hazırlayıp karşımıza getirmiştir. Büyük bir yolsuzluğun, yoksulluğun, işsizliğinin, hayat pahalılığının, halkın borçlanmasının, esnafın kepenk kapatmasının yaşanmadığı bir toplum varmış gibi bir bütçe karşımıza getirmiştir. Bu da aslında durumu ortaya koymaktadır. 2021 Bütçe Kanun Teklifi bir akıl tutulması olduğunu göstermektedir” dedi.
Neden 2021 yılı bütçe taslağını akıl tutulması olarak gördüklerini de açıklayan Oluç, “2020 Bütçesi için 140 milyar ek borçlanma istenmişti, sonra bu ek borçlanma çok aşıldı, geçtiğimiz hafta getirilen kanun teklifinde ise borçlanma sınırı 308 milyara çıkarıldı 2020 Bütçesi için. Şimdi 2021 için öngörülen bütçe açığı 240 milyar TL’dir. Yani daha bugün öngördükleri açık, yarın itibariyle geçersiz hale gelecektir. Bu bütçe akıl tutulması bütçesidir” diye konuştu.
Cumhurbaşkanlığı ve AKP’nin bütçesiyle halkın yoksulluğuna çözüm getirmediği görüşünü anlatan Oluç, “Bu, savaş ve silahlanma harcamaları bütçesidir. Esas itibariyle yandaşa ve güvenlikçi politikalara pay ayıran bir bütçedir. Eğitimi, sağlığı, sosyal güvenliği gözardı eden, ülkede büyük bir kriz yaşayan esnafı, çiftçiyi, işçiyi, emekçiyi, emekliyi gözardı eden bir bütçe ile karşı karşıyayız.AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, ‘Hükümete geldiğimizde 2 milyarı bulmayan sosyal yardımları biz 55 milyara çıkardık’ dedi. Aslında yoksulluğu artırmış olduğunuzu, sosyal yardıma muhtaç insan sayısını artırdığınızı söylemiş oluyorsunuz. Yoksulluğu artırmanın övünülecek ne tarafı vardır? Hiçbir tarafı yoktur, ama bu iktidar bununla övünmektedir” ifadelerini kullandı.
“Bu iktidar denetim kaçkınlığında çağ atladı”
Türkiye’nin bütçesi ve mali harcamaları konusunda Sayıştay’ın denetim yetkisinin hiçe sayıldığını söyleyen Oluç, “Sayıştay’ın 2019 raporları son derece ilginç veriler içeriyor. Büyük ölçekli ve görece önemli kurumların Varlık Fonu’na devredildiği ve bu kurumların da Sayıştay denetimi dışında bırakıldığı bilinen bir durumdur. Neden Varlık Fonu’na devredilmiş olan kurum ve kuruluşlar denetim dışında bırakıldı, bunun cevabı yoktur. Geçmiş yıllarda yapılan bir değişiklikle Diyanet İşleri Başkanlığı’nın hac ve umre harcamaları da Sayıştay denetiminden çıkarılmıştı. Bunların hepsinin bir anlamı var ve biz bunu biliyoruz. Sayıştay denetiminde olması gerekli kamu idarelerinden yüzde 73’ünün faaliyet raporlarında temel mali tablolara yer verilmediği görünüyor. Yüzde 40’ı ise mali yükümlülüklerini açıklamamış görünüyor. Dolayısıyla kamuya hesap verme sorumluluğu yerine getirilmemiş oluyor. Adeta bir siyasi parti merkezi gibi yönetiliyor bazı kamu kuruluşları. Dolayısıyla denetim kaçkınlığında bu iktidarın çağ atladığı görülüyor. Sayıştay’ın 2019 raporları bunu açık ve net biçimde ortaya koyuyor. Devlet kurumları, maddi girdi ve çıktıları gizliyorlar, farklı kalemlerde gösteriyorlar” dedi.
