Antakya’da bir hastanenin acil servisine genç bir kız getiriliyor. Kız sınırdan Türkiye’ye geçerken hastalanmış. Kızı hastaneye getiren annesi de hamile. Kızı hastaneye getiren ambulansın şoförü komşu Suriye’deki şiddet olayları yüzünden hastanelerin dolu olduğunu, hastalananların Türkiye’ye zorlu yolculuğu tercih etmek zorunda kaldığını söylüyor.
Türkiye sınırına yakın olan Cisr el Şuhur’daki çatışmalar yüzünden binlerce kişi evlerini terk etti. Çok sayıda Suriyeli, korkunç olayları cep telefonları ya da amatör kameralarla kaydetmiş. Sınırın Suriye tarafında da Türkiye’ye geçecek kişilerin beklediği bir çadır kampı bulunuyor. Sığınmacılardan biri yaşadıkları durumu Amerika’nın Sesi muhabirine anlattı.
Suriyeli sığınmacı silahlı kişilerin evlere saldırdığını, ekinleri yaktığını söylüyor. Yiyecek içecek bir şey kalmadığını belirten mülteci, olayların mezhep çatışmasına döndüğünü anlatıyor.
Birleşmiş Milletler Mülteci Örgütü sözcüsü Metin Çorabatır, Amerika’nın Sesi muhabirine, Suriye’den Türkiye’ye geçen sığınmacıların sayısının 5 bini aştığını, bu kişilerin ülkelerindeki şiddet olayları ve zulümden kaçtığını söylüyor.
Görgü tanıkları sayının iki kat artmasından korkuyor. Sınırdan kaçak geçenlerin sayısıysa bilinmiyor. Yayladağı’na gelen sığınmacılar eski bir tütün fabrikasında tutuluyor. Tesise giriş çıkışlara izin verilmiyor.
Sığınmacılarla konuşmamız polis tarafından engellenirken kapıda, Suriyeli akrabalarını görmek isteyen Türk vatandaşları da görüyoruz. Bu kişilerin de içeri girmesi yasak.
Yaşar Selçuk da yeğenlerini görmek için gelmiş. Selçuk, Lazkiyeli akrabalarının yoksul ve kimseye zarar vermeyen kişiler, çoğunlukla kadın, çocuk ve yaşlılar olduğunu belirtiyor.
Sığınmacıların sayısının artması durumunda Türkiye uluslararası yardım isteyebileceğini açıkladı. Suriye’den Türkiye’ye kaçanların sayısı arttıkça ülkede yaşanan şiddet olaylarının boyutu daha da açığa çıkıyor.