Erbil, diğer adıyla Hewler, Kuzey Irak'taki Kürt Bölgesel Yönetimi’nin başkenti ve siyasi açıdan da adı en çok duyulan kenti. Bölgenin en eski yerleşim birimlerinden olan Erbil’in tarihi binlerce yıl öncesine uzanıyor. Birçok medeniyete ev sahipliği yapan Erbil, tarih boyunca Anadolu'dan Bağdat’a uzanan ticaret yolları üzerinde önemli konumdaki kentlerden biri oldu. Ancak bu durum kenti, tarih boyunca yüzlerce siyasi krizin, savaşın sahnesi haline getirdi. Zaman içinde savaşların sebepleri, siyasi krizlerin niteliği değişse de Erbil günümüzde IŞİD ile kanlı bir savaşın devam ettiği Musul’a komşu ve Suriye’deki savaşın etkileri dahil bölgedeki birçok gelişmeden doğrudan etkileniyor.
Musul’un Sakin Komşusu
İç ve dış hat uçuşlarının devam ettiği Erbil’e Türkiye ve İran’dan karayoluyla da ulaşmak mümkün. Komşusu Musul’da şiddetli savaşın devam ediyor olmasına ve kendisi de bir süre önce IŞİD saldırısı riski atlatmasına rağmen Erbil’in oldukça sakin göründüğü dikkat çekiyor.
Kent içinde kamu kurumları ve bazı özel kuruluşların önünde nöbet bekleyen güvenlik görevlileri dışında askeri herhangi bir iz yok. Alışveriş merkezi gibi yerlerin girişindeki rutin X-Ray’ler dışında devriyeler veya kontrol noktaları da söz konusu değil.
Tarihi Erbil Kalesi’nin etrafında daire şeklinde büyüyen kent geniş anayolları, yeni yapıldıkları belli olan siteler, alışveriş merkezleriyle modern bir görünümde.
Yakın zamana kadar “Orta Doğu’nun yeni Dubaisi” olacağı söylenen Erbil, Irak ve komşu ülke Suriye’deki savaş şartlarından fiziksel olarak fazla etkilenmemiş, sokakları sakin ancak kentin kendi gündemi oldukça gergin.
3 yıldır ödenemeyen maaşlar
Erbil’de yaşayanların ilk dile getirdiği sorun ekonomik kriz. İstanbul ve Beyrut'la yarışır düzeyde pahalı olan kentin ve aslında bütün Kürt bölgesinin ekonomisi petrole dayanıyor. Diğer alanlarda üretim olmayan bölgede ve özellikle Erbil’de hazır giyimden peynire kadar tüketim ürünlerinin büyük bölümü Türkiye’den ithal ediliyor. AVM’lerdeki dükkanların büyük kısmı yine Türkiye markaları satıyor.
Şimdilerde yarım kalmış inşaatların göze çarptığı kentteki Türkler dahil yabancı işadamları ve yatırımcıların çoğunun Erbil’den ayrıldıkları anlatılıyor. Anlatılanlara bakılırsa Erbil’in parıltılı günleri 2015’ten itibaren yerini siyasi ve ekonomik krizlere bırakmış.
Günümüzdeyse, yaklaşık 3 yıldır parça parça ödenen maaşlar, bir türlü artmayan petrol fiyatları, Kürt yönetiminin petrolünü Türkiye üzerinden satmaya karar vermesi nedeniyle Bağdat'la yaşanan gerilim ve Bağdat Hükümeti’nin Kürtler'e bütçedeki paylarını göndermeyi reddetmesi nedeniyle daha da derinleşen ve sadece petrole dayalı kırılgan bir ekonomi var.
Bölgesel yönetimin beklentilerinin aksine düşmeye başlayan petrol fiyatlarına ek olarak Suriye’den ve Irak içinden mülteci akınları da ekonomik durumu iyice sarsmış.
Erbil halkı 2 yıl öncesine kadar şehrin biraz dışındaki ortalama bir evin kirasının 1000 dolara kadar çıkabildiğini anlatıyor.
Kürt bölgesindeki yatırımcıların istihdam yaratacak kalıcı yatırımlar yapmadığını, aksine inşaat gibi sıcak parayı çekmeye yönelik işlere girdiklerini savunanlar da var.
Musul dahil Kürt Bölgesel Yönetimi de IŞİD'le savaşın cephelerinden biri ve devam eden sıcak savaş sürekli büyüyen bir savaş bütçesini de zorunlu hale getirmiş.
İç siyasi krizler
Erbilliler'in gündemindeki ikinci konuysa bölgesel yönetimin kendi içindeki siyasi krizler. Gerçi siyasi krizler mi ekonomik krizi derinleştirdi yoksa ekonomik kriz mi siyasi çatlakları büyüttü anlamak pek mümkün değil.
Parlamentonun bir süredir askıda olduğu bölgesel yönetim içinde Mesut Barzani liderliğindeki KDP ile Celal Talabani liderliğindeki KYB arasında yoğunlaşan ve diğer siyasi parti ve oluşumların da dahil olduğu siyasi kriz de henüz çözülebilmiş değil.
Günümüzde Erbil’de Barzani liderliğindeki KDP’nin etkin olduğu gözlenirken Süleymaniye kentinde Talabani’nin liderliğindeki KYB’nin güçlü olduğu anlaşılıyor.
Tarafların birbirlerini yolsuzlukla, demokrasiyi baltalamakla, dış politik ilişkileri nedeniyle suçladıkları iç siyasi krizin yanı sıra 2017 yılının sonbaharında yapılması planlanan bağımsızlık referandumu da bölge halkının gündemindeki bir diğer konu.
Göç veriyor
2 yıl öncesine kadar komşu kentlerden ve ülkelerden iş arayanların göç ettiği Erbil’in günümüzde göç vermeye başladığı görülüyor. Özellikle genç nüfusun kaçak veya resmi yollardan Avrupa’ya gittiği belirtiliyor.
Nüfusu 1 milyon civarında olan Erbil bir taraftan kalkınma hamlesi yaptığı dönemdeki atılımların, ilişkilerin en azından bir kısmını sürdürmeye çalışırken diğer taraftan çözülmesi gereken ekonomik ve siyasi krizlerin de merkezinde olmayı sürdürüyor.