ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Heather Nauert, Başkan Donald Trump ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasında önceki günkü telefon görüşmesinin ardından Türk tarafının Beyaz Saray'dan farklı açıklama yapmasıyla ilgili olarak, "Bu beni şaşırtmadı. Hem Dışişleri Bakanlığı hem de Beyaz Saray olarak bu açıklamanın (Beyaz Saray açıklaması) arkasındayız” diye konuştu.
Washington’daki Yabancı Basın Merkezi’nde brifing veren Nauert, Trump-Erdoğan görüşmesinin ardından Beyaz Saray ve Türk yetkililerin yaptığı açıklamalardaki farklılığın sorulması üzerine, “Bu beni şaşırtmadı. Başkan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a karşı net ve sertti. (Dışişleri) Bakan Tillerson da öyleydi, çünkü (Afrin’de) şiddetin artmasından ve bunun Suriye için ne anlama gelebileceği konusundan olağanüstü endişe duyuyoruz. Dolayısıyla Dışişleri Bakanlığı ve aynı zamanda Beyaz Saray olarak bu açıklamanın arkasındayız” diye konuştu.
Nauert, Türkiye’nin Fırat Nehri’nin öte yakasına geçmesinin Amerika için “kırmızı çizgi” oluşturup oluşturmadığı sorusu üzerine de, Suriye’deki angajmanlarının büyük kısmının IŞİD’in yaygın ve hala tehdit olduğu Fırat Nehri’nin doğusundaki bölgelerde olduğunu söyledi.
Bu bölgelerin ABD ve koalisyon ortaklarının Suriye Demokratik Güçleri’yle (SDG) birlikte çalıştığı yerler olduğunu ifade eden Nauert, bu güçlerin Araplar, Kürtler, Hıristiyanlar, Türkmenler dahil farklı etnik gruplardan oluştuğuna dikkati çekerek, “IŞİD’in yenilgiye uğratıldıktan sonra geri gelmesini önlemek için onlarla çok sıkı biçimde çalışıyoruz” ifadesini kullandı. Nauert, “İnsanlar ne kadar sevse de kırmızı çizgi ifadesini kullanmayı tercih etmediğini” de söyledi.
Nauert, Suriye’nin kuzeyinde olası bir güvenli bölge oluşturulması konusundaki bir soruyu yanıtlarken de, ABD olarak son zamanlarda Türk hükümetiyle çok sayıda diyaloglarının olduğunu, Trump ve Erdoğan’ın dünkü görüşmesine Tillerson’ın da katıldığını belirtti.
“Çok kararlı ve sert bir görüşmeydi”
Görüşmenin “çok kararlı ve sert” geçtiğini kaydeden Nauert, “Çünkü Afrin’deki durumdan aşırı biçimde kaygılıyız. Herkesin IŞİD’e odaklanmayı sürdürmesi, başka şeylerle dikkatlerini dağıtmaması gerektiğine inanıyoruz” dedi.
Bununla birlikte, Türkiye’nin PKK konusundaki endişelerini anladıklarını ve paylaştıklarını ifade eden Nauert, ABD’nin PKK’yı terör örgütü olarak gördüğüne işaret etti ve Türkiye’nrin önemli bir NATO müttefiki olduğunu vurguladı.
Nauert, Türkiye’nin Afrin’e odaklanmasının dikkatleri IŞİD’den dağıtacağı uyarısını yinelerken, “Sadece ABD değil, koalisyondaki herkes olarak Suriye’de bulunmamızın bütün nedeni, insanların başını kesen, onları çarmıha geren IŞİD’i ortadan kaldırmak. (Türklerle) Bir dizi görüşmelerimiz oldu. Tillerson da Avrupa’da Türk muhatabıyla bir araya geldi, aynı endişeleri aktardı” diye konuştu.
Nauert, Türkiye’yi gerilimi azaltmaya çağırdıkları mesajını da tekrarlayarak, “Bu ciddi bir şey. Bir ülkeye, özellikle de bir NATO ülkesine, ‘gerilimi azalt’ çağrısı yaptığımız zaman, bu endişeleri çok ciddiye almalarını ümit ederiz” ifadesini kullandı.
“Utanç verici”
Nauert, Afrin’de Türkiye’nin operasyonunda yaşamını yitiren siviller bulunduğuna dikkati çekerek, bu konuda da endişeli olduklarını söyledi. Nauert, “Daha önceden çok istikrarlı olarak görülen bir bölgeden şimdi insanların kaçmak zorunda kaldığını görüyoruz. Bu ne kadar utanç verici. Bu ülkenin yaşadıklarını bir düşünün ve şimdi kuzeybatıda yeni bir sorunla karşı karşıyayız çünkü Türkiye dikkatini IŞİD’den ayırdı ve bu zamanda PKK’nın peşine düşüyor. Söylediğim gibi, endişelerimizi paylaşıyoruz ama Suriye’de istikrar istiyoruz. Nihayetinde siyasi bir çözüme ulaşabilmeyi ve insanların evlerine geri dönebilmesini arzuluyoruz” dedi.
Sözcü Nauert, dünkü Beyaz Saray açıklamasındaki, Türk ve Amerikan askerleri arasında çatışma riski doğurabilecek eylemlerden kaçınılması çağrısına atıf yaparak, “Bu da kesinlikle bizim için muazzam bir endişe kaynağı” ifadesini kullandı.
Nauert bir başka soru üzerine, ABD’nin SDG’ye silah teminini Rakka’yı IŞİD’den geri almada kullanmak üzere yaptığını vurgulayarak, “Bunda da başarılı oldular. Bu silahlar belirli bir misyona odaklıydı. Bölgede başka hiçbir gruba herhangi bir şey sağlamıyoruz” diye konuştu.
“OHAL’i sonlandırın” çağrısı
Nauert ayrıca brifingin başında basın özgürlükleriyle ilgili bir açıklamasında Türkiye’deki duruma de değinerek, Türk hükümetini eleştiren gazetecilere yönelik geniş kapsamlı ve yargısız, uzun süreli tutuklamalardan kaygı duyduklarını söyledi.
Nauert, Türkiye’yi OHAL’i sonlandırmaya; ifade özgürlükleri, adil yargılama garantileri, yargı bağımsızlığı, diğer insan hakları ve temel özgürlüklere saygı göstermeye ve OHAL kapsamında “keyfi tutulan gazeteciler ve diğerlerini” serbest bırakmaya çağırdıklarını belirtti.