ABD’nin en büyük kenti New York’un belediye başkanı Eric Adams, kentte alarm verici düzeyde artan nefret suçlarına karşı öğrencilerde bilinç oluşturmak için yeni bir müfredat ve ders kitabının tanıtımını yaptı.
Adams, “Nefret Suçları ve Etkileri Hakkında Öğretim” başlığını içeren müfredatın New York’taki devlet okullarının 6 ila 12’inci sınıflarında okutulacağını açıkladı.
New York Belediye Başkanı, müfredatın, öğrencilerin çeşitlilik anlayışını zenginleştirme, eleştirel düşünme becerilerini geliştirme ve sivil katılım kültürünü teşvik etme şeklinde beş dersi içerdiğini kaydetti.
Sadece New York’ta değil, tüm ülkede nefret suçlarının arttığına dikkat çeken Adams, nefret suçlarının özellikle gençler üzerinde etkili olduğunu belirtti. Adams, yeni müfredatla ilgili, “New York’taki öğrenciler, nefret suçlarına neden olan güdü ve davranışları, mevcut nefret suçu eğilimlerinin topluluklar üzerindeki olumsuz etkilerini öğrenecek” diye konuştu.
New York, yıllar boyunca dünyada farklıkların birarada yaşayabildiği ender metropol kentlerden biri olarak anılsa da son yıllarda bu durumun değiştiği gözlemi giderek daha fazla kesimce dile getiriliyor.
Kentin son yıllarda değişen demografik yapısı, hayat pahalılığı, sosyal, kültürel ve siyasi kutuplaşmanın, kenti neredeyse her semtinde yüksek gerilimin yaşandığı, sakinlerinin ikiye bölündüğü bir şehre dönüştürdüğü yorumları yapılıyor.
“Nefret suçları dışındaki suçlar azaldı”
New York metrosundaki suç oranlarının, Ulusal Muhafız birliğine bağlı askerlerin geçtiğimiz aydan itibaren görevlendirilmesinin ardından yüzde 6 oranında azaldığı kaydedildi.
İstatistiklere göre, kentte tüm suçlarda geçtiğimiz yıla oranla azalma kaydedilse de kentte işlenen nefret suçları arttı.
“Gündemdeki olaylar kent sakinleri arasındaki kutuplaşmayı derinleştirdi”
Son bir haftada New York’taki üniversitelerde yaşanan Gazze protestolarında yüzlerce öğrenci gözaltına alındı. Kentin farklı semtlerinde hem Filistin hem de İsrail yanlısı gösterilerin sayısı artarken, öğrencilerin Columbia ve New York üniversitelerinde sürdürdüğü eylemlerin kent sakinleri arasındaki kutuplaşmayı daha da derinleştirdiği görülüyor.
Karşıt görüşlü protestocuların düzenledikleri gösteriler sırasında oldukça gerilimli anlar yaşanıyor. Protestocu grupların karşılıklı sloganları, birçok kez yüksek sesli tartışmalara, hakaretlere, küfürleşmeye ve bazen de şiddete varan boyutlara ulaşıyor.
Kentte ilk kez eski bir Amerikan başkanın yargılandığı, Donald Trump’ın “sus payı” davası da kent halkındaki kutuplaşmayı gözler önüne seren bir diğer unsur. Jürili duruşmaların Manhattan’da yapılması nedeniyle kent, Trump’ın destekçileriyle karşıtlarının düzenledikleri protesto gösterilerine sahne oluyor ve bu gösterilerde gerilimin yükseldiği anlar yaşanıyor.
Kent sakinlerinin derinden hissettikleri diğer bir kutuplaşma da kentte sayıları yüzbinlerle anılan, Meksika sınırından ABD’ye yasadışı yollarla giren sığınmacılar. Kentin en gözde turistik merkezlerindeki lüks otellerde, belediye ve kamuya ait tesislerde, okullarda, evsizler için sığınma evleri gibi birçok mekanda geçici barınmaları sağlanan sığınmacılar New Yorklular’ı ikiye bölmüş durumda.
Göçmenlik hak örgütleri ve aktivistler sığınmacıların yaşam ve yasal şartlarının iyileştirilmesi konusunda destek gösterileri düzenlerken, karşıt görüşlü New Yorklular ise sığınmacılara yapılan yardım yüzünden kent bütçesinin alt üst edildiğini iddia ediyor ve bu tepkilerini belediye ve eyalet yönetimi aleyhine protesto eylemleriyle ortaya koyuyor.
Forum