NEW YORK —
Amerika’nın en büyük kentlerinden New York’un altı ve çevresi, bir ağ gibi doğal gaz borularıyla sarılmış durumda. New York’ta ev ve işyerlerine mutfak ve ısınma amaçlı doğal gaz sağlayan bu borulardan bazıları çok eski. Milyonlarca New Yorklu, doğal gazın hem emniyetli, hem de çevreci bir gaz olduğunu kabul ediyor. Ancak kente yeni inşa edilen bir doğal gaz boru sistemi bir takım güvenlik kaygılarına yol açtı ve bunu protesto eden bazı New Yorklular sokağa döküldü.
New Yorklular, Spectra Energy şirketinin petrol ve doğal gaz boru hattı inşaatlarını protesto ediyor. Bunlar arasında Manhattan adasına doğal gaz götürmeyi amaçlayan yeni, yüksek basınçlı boru hattı da var. Sivil toplum eylemcisi Kathleen Thomas, yoğun bir nüfusa sahip New York’ta patlama tehlikesinin çok arttığını söylüyor: “Burası nüfus oranı yüksek bir bölge. Bu yaptıkları delilik.”
Yeni boru hattına karşı çıkanlar, 2010 yılında San Bruno, California’daki patlamayı hatırlatıyor. Patlamada sekiz kişi ölmüş, yerde 122 metre uzunluğunda bir krater açılmıştı.
Boru hattı, güneydeki Staten Adası’ndan, yakındaki New Jersey eyaleti ve Manhattan’la arasındaki Hudson Nehri’nin altından geçiyor. Hat daha sonra New York’un batı yakasında, 15 blok boyunca binaların altından yol alıyor.
Kente ulaştırılacak doğal gaz, kaya çatlatma yöntemiyle elde edilen şist gazı olarak biliniyor. New York Belediye Başkanı Michael Bloomberg de, güvenli olan bu doğal gaza ihtiyaçları olduğunu söylüyor: “Ben bu boru hattı teknolojisi konusunda uzman değilim. Ama Amerika’nın yarısının altından doğal gaz hattı geçiyor. Tehlikeli olsalardı çok sayıda yangın çıkardı.”
Belediye Başkan Yardımcısı Caswell Holloway, geçmişte çevre koruma biriminin yöneticisiydi: “Hattın güvenliğini inceledik. Çevresel boyutlarını gözden geçirdik. Boru hattı, en yüksek güvenlik standartlarında inşa ediliyor.”
Bazıları gözaltına alınan protestocular, Amerika’da doğal gaz boru hatlarında neredeyse haftada bir kaza olduğuna dikkati çekiyor. Kazaların çoğu yerleşim bölgeleri dışında yaşanıyor. Kurduğu sivil toplum kuruluşu aracılığıyla projeyi durdurmak için dava açan Clare Donahue, projenin güvenlik açıkları olduğunu söylüyor: “Amerika’da 4 milyon kilometre uzunluğundaki doğal gaz boru hattının güvenlik incelemesi yalnızca 88 uzmana kalmış. Sızıntı olup olmadığını incelemenin en iyi yolu, hat boyunca yürüyüp, ölü otlar olup olmadığını görmektir. Bu boru hattı, beton blokların, koca bir nehrin, bir otobanın altından geçecek. Sızıntı yapıp yapmadığını nasıl anlayacaksınız?”
Şist gazının, yoğun radon içerdiği kaygıları var. Radyoaktif bir gaz olan radonun etkisi iki haftada geçse de, bazıları bu tehlikeli gazın kısa sürede dağılmayacağından korkuyor.
Eski bir kent çevre koruma birimi yöneticisi olan Al Appleton’a göre, yetkililer bu sorunu yeterince dikkatli incelemedi.
Al Appleton, “Doğal gazdaki radon seviyesi normalde maruz kaldığımızın 20 ila 60 katı fazla. Bu da boru hattının geçtiği yerlerde akciğer kanseri vakalarında artış olacağı anlamına geliyor” diyor.
Boru hattı şirketinin yaptığı incelemedeyse, doğal gazın içinde tehlikeli düzeyde radon olmadığı saptanmış. Şirket, federal müfettişlerin, doğal gaz aboneleri için bir sağlık tehlikesi oluşturmadığı yönünde aldığı karara da dikkati çekiyor.
Şu ana kadar proje aleyhinde iki dava açılmış. Davayı açanlar, kentin enerji ihtiyaçlarının yenilenebilir kaynaklardan karşılanabileceğini söylüyor. Davanın, boru hattı faaliyete geçmeden önce, önümüzdeki aylarda başlaması bekleniyor.
New Yorklular, Spectra Energy şirketinin petrol ve doğal gaz boru hattı inşaatlarını protesto ediyor. Bunlar arasında Manhattan adasına doğal gaz götürmeyi amaçlayan yeni, yüksek basınçlı boru hattı da var. Sivil toplum eylemcisi Kathleen Thomas, yoğun bir nüfusa sahip New York’ta patlama tehlikesinin çok arttığını söylüyor: “Burası nüfus oranı yüksek bir bölge. Bu yaptıkları delilik.”
Yeni boru hattına karşı çıkanlar, 2010 yılında San Bruno, California’daki patlamayı hatırlatıyor. Patlamada sekiz kişi ölmüş, yerde 122 metre uzunluğunda bir krater açılmıştı.
Boru hattı, güneydeki Staten Adası’ndan, yakındaki New Jersey eyaleti ve Manhattan’la arasındaki Hudson Nehri’nin altından geçiyor. Hat daha sonra New York’un batı yakasında, 15 blok boyunca binaların altından yol alıyor.
Kente ulaştırılacak doğal gaz, kaya çatlatma yöntemiyle elde edilen şist gazı olarak biliniyor. New York Belediye Başkanı Michael Bloomberg de, güvenli olan bu doğal gaza ihtiyaçları olduğunu söylüyor: “Ben bu boru hattı teknolojisi konusunda uzman değilim. Ama Amerika’nın yarısının altından doğal gaz hattı geçiyor. Tehlikeli olsalardı çok sayıda yangın çıkardı.”
Belediye Başkan Yardımcısı Caswell Holloway, geçmişte çevre koruma biriminin yöneticisiydi: “Hattın güvenliğini inceledik. Çevresel boyutlarını gözden geçirdik. Boru hattı, en yüksek güvenlik standartlarında inşa ediliyor.”
Bazıları gözaltına alınan protestocular, Amerika’da doğal gaz boru hatlarında neredeyse haftada bir kaza olduğuna dikkati çekiyor. Kazaların çoğu yerleşim bölgeleri dışında yaşanıyor. Kurduğu sivil toplum kuruluşu aracılığıyla projeyi durdurmak için dava açan Clare Donahue, projenin güvenlik açıkları olduğunu söylüyor: “Amerika’da 4 milyon kilometre uzunluğundaki doğal gaz boru hattının güvenlik incelemesi yalnızca 88 uzmana kalmış. Sızıntı olup olmadığını incelemenin en iyi yolu, hat boyunca yürüyüp, ölü otlar olup olmadığını görmektir. Bu boru hattı, beton blokların, koca bir nehrin, bir otobanın altından geçecek. Sızıntı yapıp yapmadığını nasıl anlayacaksınız?”
Şist gazının, yoğun radon içerdiği kaygıları var. Radyoaktif bir gaz olan radonun etkisi iki haftada geçse de, bazıları bu tehlikeli gazın kısa sürede dağılmayacağından korkuyor.
Eski bir kent çevre koruma birimi yöneticisi olan Al Appleton’a göre, yetkililer bu sorunu yeterince dikkatli incelemedi.
Al Appleton, “Doğal gazdaki radon seviyesi normalde maruz kaldığımızın 20 ila 60 katı fazla. Bu da boru hattının geçtiği yerlerde akciğer kanseri vakalarında artış olacağı anlamına geliyor” diyor.
Boru hattı şirketinin yaptığı incelemedeyse, doğal gazın içinde tehlikeli düzeyde radon olmadığı saptanmış. Şirket, federal müfettişlerin, doğal gaz aboneleri için bir sağlık tehlikesi oluşturmadığı yönünde aldığı karara da dikkati çekiyor.
Şu ana kadar proje aleyhinde iki dava açılmış. Davayı açanlar, kentin enerji ihtiyaçlarının yenilenebilir kaynaklardan karşılanabileceğini söylüyor. Davanın, boru hattı faaliyete geçmeden önce, önümüzdeki aylarda başlaması bekleniyor.