Erişilebilirlik

Öcalan’ın mesajı yeni bir süreç başlatır mı? DEM Parti umutlu, bazı Kürt siyasetçiler temkinli


Terör örgütü PKK lideri Abdullah Öcalan ile DEM heyeti haftasonu görüştü.
Terör örgütü PKK lideri Abdullah Öcalan ile DEM heyeti haftasonu görüştü.

Halkların Demokrasi ve Eşitlik Partisi’nin (DEM Parti) haftalardır gündemde olan Abdullah Öcalan ile görüşmesi gerçekleşti. Öcalan, kamuoyuna paylaşılan mesajında, Bahçeli ve Erdoğan’nın mesajlarına destek verdi.

Öcalan’ın açıklamasına bazı Kürt siyasetçiler temkinli yaklaşırken, siyaset yorumcuları umutlu. Öcalan ile görüşen DEM Parti milletvekilleri Pervin Buldan ve Sırrı Süreyya Önder, “önceki süreçlerden çok daha umutlu” olduklarını açıkladı.

İmralı heyeti: “Önceki süreçlerden çok daha umutlu olduğumuzu söyleyebiliriz”

Pervin Buldan ve Sırrı Süreyya Önder, yaşanan gelişmelerle ilgili bir süre konuşmama kararı aldı. DEM Parti’den Buldan ve Önder imzasıyla yapılan açıklamada, “Sürecin hassasiyeti nedeniyle, belli bir olgunluğa ulaşana kadar basına bilgilendirme yapamayacağız. Bu karar bir şeyleri saklamak anlamına gelmiyor; aksine yürüteceğimiz görüşmelere saygının bir gereği. Ancak tek bir cümle kurmak gerekirse, önceki süreçlerden çok daha umutlu olduğumuzu söyleyebiliriz. Yeni senede heyet olarak kapsamlı bir açıklama yapacağız” denildi.

Kürt siyasetçiler ne düşünüyor?

Kürt siyasetçilerin 10 yıl aradan sonra İmralı Adası’na gerçekleştirdiği ilk ziyaretin yankıları ise sürüyor. Ziyaret Ankara’da olduğu kadar DEM Parti dışındaki Kürt siyasetçiler arasında da tartışılıyor.

Kürdistan Sosyalist Partisi (PSK) Genel Başkanı Bayram Bozyel, nihai bir sonuç için ABD Başkanı seçilen Donald Trump’ın göreve başlaması ve Suriye’deki gelişmelerin beklenmesi gerektiğini söyledi.

Bozyel, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada şu noktalara dikkat çekti: “Yapılan açıklama çok genel bir çerçeve ve genel ifadeler içeriyor. Görünen o ki DEM heyeti, Öcalan’ın yaklaşımını belirli çevrelere ilettikten, PKK yönetimiyle görüştükten sonra tekrar İmralı’ya dönecek. Bu geliş-gidiş ve görüşme sürecinden sonra Öcalan nihai açıklamasını yapacak. Nihai açıklama için ayrıca Suriye’deki gelişmeler ve Trump’ın göreve başlaması beklenecek. Bu çerçevede erken bir beklentiye girmeden ve önyargısız bu süreci yakından izlemek gerekir. Öcalan ile kurulan diyalogdan Kürtlerin kaybedeceği bir şey yoktur. Bölgesel gelişmeler hem Türkiye’yi bir karar noktasına hem de PKK’yi bir yol ayrımına getirmiştir. Bu süreci Kürt halkının lehine dönüştürmek için yapıcı bir rol oynamaya devam edeceğiz.”

Kürdistan Yurtseverler Partisi (PWK) Genel Başkanı Mustafa Özçelik ise Öcalan’ın mesajlarının net olmadığını söyledi.

Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’nde yayın yapan Kürdistan 24 isimli kanaldaki programa katılan Özçelik, “Öcalan'ın mesajı bazı konularda net değil, ne olduğu ve ne konuşulduğu konusunda bilgimiz yok. Bunun Erdoğan ve Bahçeli'nin paradigmasına bağlı olduğunu düşünüyorum. O paradigmanın gizli saklı bir şeyi varsa onu bilmiyorum. Kamuoyuyla paylaşılan paradigmaya göre ‘PKK kendini feshetsin’ deniyor. ‘Bu mesele terör meselesidir ve Kürt sorunu yoktur’ deniyor. Her Kürt bunu iyi değerlendirmelidir. Perde arkasında Bahçeli, Erdoğan ve devletin bir paradigması varsa onu da bizim bilmemiz lazım” diye konuştu.

DİTAM Başkan Yardımcısı Yurtdaş: “Toplumsal realiteleri reddeden hiçbir çözüm programının başarı şansı yoktur”

Merkezi Diyarbakır’da bulunan düşünce kuruluşu Dicle Toplumsal Araştırmalar Merkezi’nin (DİTAM) Başkan Yardımcısı Avukat Sedat Yurtdaş, görüşmenin Türkiye'nin, Kürtler’in ve Türkler’in geleceği açısından olumlu olduğunu söyledi.

VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Yurtdaş, sorunun Öcalan’ın meclise gelip konuşması ya da çağrı yapmasıyla çözülemeyeceğini ileri sürdü. Yeni bir sürecin tüm tarafların sorumluluk almasıyla mümkün olabileceğini ifade eden Yurtdaş, “Ben öyle çok hazır, basit, kolay reçeteler olduğu kanaatinde değilim. Şimdi işaretlerini gördüğümüz üzere toplumun bütün kesimlerini ilgilendiren, bütün kesimlerinin bir şekilde içinde, yanında, yöresinde yer alacağı görüş ve düşüncelerini paylaşacağı, güçlendireceği bir toplumsal, siyasal ve demokratik süreçten söz etmek gerekir diye düşünüyorum” dedi.

Sırrı Süreyya Önder, Pervin Buldan'la birlikte haftasonu Öcalan'la görüşen isim oldu.
Sırrı Süreyya Önder, Pervin Buldan'la birlikte haftasonu Öcalan'la görüşen isim oldu.

Çözümün toplumsal realiteye uygun olması gerektiğine dikkat çeken Yurtdaş, “Bugün bakıyoruz Suriye'nin kravatlı yöneticisi dün söylediğinden farklı şeyler söylemeye başladı. Çünkü mesele sadece bir ülkenin ya da birkaç ülkenin değil, bütün dünyanın ilgilendiği bir hale gelmiş. Nedir bu sözünü kastettiğim? Mesela önceden ‘Suriye Demokratik Güçleri (SDG) tamamen yok olacak’ filan deniyordu, ‘Gelecekte yerleri yok’ deniyordu. Şimdi Suriye ordusu içerisinde bir yere sahip olacağını söylediğini okuyoruz. Demek ki artık çözümler biraz sosyolojik realiteye uygun olmak zorunda. Toplumsal realiteleri reddeden hiçbir çözüm programının başarı şansı yok. Başlatılan sürecin bunun işaretlerini çokça içerdiğini düşünüyorum ve önümüzdeki zaman diliminin de bu anlamda sürecin hem genişleyeceği hem derinleşeceği hem de nitelik olarak geçmişteki deneyimleri de içeren bir sürece doğru evrilebileceğini düşünüyorum” ifadelerini kullandı.

2013 yılında başlatılan süreçle bugünkü girişimler arasında fark olduğunu dile getiren Yurtdaş, şöyle devam etti: “Orada sadece yine iktidarın ve onların öngördüğü çerçevede yürüyordu. Aslında çok ciddi unsurlar vardı. Söz gelimi akil insanlar grubunun oluşturulması çalışmaları, yine heyetlerin, sonradan cezalandırılsalar da Kandil’i, İmralı'yı sistematik ziyaretleri vardı. Ama bu süreçte en önemli unsurlardan biri sürecin de açılışını yapan ve aslında hiç beklenmedik bir dil, bir tutum geliştiren ve bunu da sürdürmekte ısrar ettiğini söyleyen MHP'nin, Devlet Bahçeli'nin tutumudur. Yani buradan şunu anlamak mümkün, geçmişte devletin diyelim ki temsilini kendinde bulan güçler karşıydı. Şimdi muhtemelen uluslararası gelişmeleri de dikkate alarak ve zaten var olan iç toplumsal dinamikleri de dikkate alarak çözüm konusunda öncülük yapmış olmaları, en azından startını vererek bunda ısrar ederek, bunun için de kendi kitlesini bir anlamda eğiterek, ikna ederek yürütülen bir süreç var”

“Mecliste bir tek İYİ Parti'nin etkin bir şekilde karşı çıktığı, diğer bütün grupların çözüm sürecinde bir destekte bulunduklarını, ilkesel olarak kabul ettiklerini görmek önemli”

Önceki çözüm sürecinde akil insanlar heyetinde görev alan Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim üyesi Doç. Dr. Vahap Coşkun’a göre, Bahçeli’nin DEM Partililerle tokalaşmasıyla başlayan süreçte bir eşik aşıldı.

VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Coşkun, bazı konularda hükümet ile Öcalan’ın görüşlerinin bir birine yakın olduğunu söyledi. Coşkun, “Ortadoğu’daki gelişmelerin meseleye yeniden bakmak gerektiğini, başka bir açıdan bakmak gerektiği konusunda devlette var olan görüş, Öcalan tarafından da teyit ediliyor. Nitekim kendisi de Gazze ve Suriye'deki olaylara atıf yapıyor. Yine devletin bu sorunun çözümünün içte olması gerektiği dışarıdan gelecek müdahalelerin sorunu daha da kangrenleştireceği yönündeki bakışı da Öcalan tarafından paylaşılıyor. O da sorunun kendi dinamiklerimiz ile çözülmesi noktasında bir tavır ortaya koyuyor. Ve yine üçüncü olarak da Devlet bu sorunu Türk-Kürt kardeşliği üzerinden, Türk-Kürt barışı üzerinden bir dille ortaya koyuyor. Öcalan'ın da metni yine Türk-Kürt kardeşliği ile başlıyor ve Türk-Kürt kardeşliği ile bitiyor. Dolayısıyla burada birbirine yakın bir perspektiften bahsetmek mümkün. Diğer taraftan Öcalan kendi görüşlerinin devlete ve siyasal aktörlere aktarılacağını, ondan sonraki süreçte olumlu bir adım atacağını ve çağrı yapmaya hazır olduğunu ifade ediyor. Öcalan'dan beklenen çağrı belli, PKK'nin silah bırakması, PKK'nin kendisini lağvetmesi, bu yönde bir çağrı yapması Öcalan'dan bekleniyor” diye konuştu.

Öcalan bayrağı taşıyan göstericiler(21 Mart 2018)
Öcalan bayrağı taşıyan göstericiler(21 Mart 2018)

Bundan sonraki süreçte DEM partililerin, diğer siyasi partilerle, devlet yetkilileri ve Öcalan ile görüşmeye devam edeceğine dikkat çeken Coşkun, “Eğer bu konuda bir orta noktaya varılırsa o zaman Öcalan'ın silah bırakma yönünde bir çağrı yapması söz konusu olacak” dedi.

Önceki çözüm süreciyle şu anda yaşanan gelişmeleri karşılaştıran Coşkun, bu kez MHP’nin doğrudan sürecin içinde olmasının önem taşıdığını vurguladı. Her iki sürecin başlamasında da Ortadoğu’daki gelişmelerin etkili olduğuna dikkat çeken Coşkun, “2013'te de Ortadoğu'daki gelişmelerden kaynaklı bir çözüm arayışı vardı. O dönemde Arap baharının Türkiye'de bir istikrarsızlık yaratma potansiyeli konuşuluyordu. Türkiye'nin Kürt meselesini çözme gereği üzerinde duruluyordu. Bugün de yine Ortadoğu'daki belirsizliklerin Türkiye için bir taraftan tehdit, bir taraftan fırsat yarattığı, tehditlerin bertaraf edilmesi, fırsatların maksimize edilmesi için Kürt meselesinin çözülmesi gerektiği üzerinde duruluyor. Biliyorsunuz 2012-2015 çözüm sürecine en büyük muhalefet MHP'den geliyordu. MHP hem sokakta hem mecliste bu çözüm sürecine karşı muhalefeti örgütleyen bir aktör konumundaydı. O dönem Bahçeli sürecin kendisini bir ihanet süreci olarak nitelendiriyordu. Diğer taraftan CHP de süreç içerisinde etkili bir şekilde ve olumlu bir şekilde yol almadı. Şimdi böyle bir tablo yok. Yani şu anda MHP'nin inisiyatifiyle başlayan bir süreçten bahsediyoruz. CHP, Türkiye'nin şu anda en büyük partisi, son seçimde de en çok oy alan partisi. O da süreç konusunda oldukça olumlu mesajlar verdi. Meclise baktığınızda, mecliste bir tek İYİ Parti'nin etkin bir şekilde karşı çıktığı diğer bütün grupların çözüm sürecinde bir destekte bulunduklarını, ilkesel olarak kabul ettiklerini görüyoruz. Bu önemli” diye konuştu.

Öcalan ne demişti?

Cumartesi günü İmralı’ya giden DEM Parti milletvekilleri Pervin Buldan ve Sırrı Süreyya Önder tarafından yapılan açıklamada, görüşmede Öcalan’ın Kürt sorununa kalıcı çözüm bulmaya yönelik değerlendirmeler yaptığına dikkat çekildi.

Görüşmeyle ilgili açıklamada, “Ortadoğu ve Türkiye’de yaşanan son gelişmelerin değerlendirildiği görüşmede Sayın Öcalan, dayatılan karanlık gelecek senaryolarına karşı pozitif çözüm önerilerini sunmuştur” değerlendirmesi yapıldı.

Öcalan’ın pozitif adımı atmaya ve çağrıyı yapmaya hazır olduğu belirtilerek, “yaklaşımının genel çerçevesi” olarak adlandırılan bölümde önerileri şu şekilde sıralandı:“Türk-Kürt kardeşliğini yeniden güçlendirmek tarihi bir sorumluluk olduğu kadar tüm halklar için de kader belirleyici bir önem ve aciliyet kazanmıştır. Sürecin başarısı için Türkiye’deki tüm siyasi çevrelerin dar ve dönemsel hesaplara takılmadan inisiyatif alması, yapıcı davranması ve pozitif katkı sunması elzemdir. Bu katkıların en önemli zeminlerinden biri de şüphesiz TBMM olacaktır. Gazze ve Suriye’de yaşanan hadiseler göstermiştir ki, dışarıdan müdahalelerle kangrenleştirilmeye çalışılan bu sorunun çözümü artık ertelenemez bir hal almıştır. Bunun ciddiyetiyle doğru orantılı bir çalışmayı başarıya ulaştırmak için muhalefetin de katkı ve önerileri değerlidir. Sayın Bahçeli’nin ve Sayın Erdoğan’ın güç verdiği yeni paradigmaya, ben de pozitif anlamda gerekli katkıyı sunacak ehil ve kararlılığa sahibim. Heyet bu yaklaşımımı gerek devletle gerekse siyasi çevrelerle paylaşacaktır. Bunlar ışığında gereken pozitif adımı atmaya ve çağrıyı yapmaya hazırım. Bütün bu çabalarımız, ülkeyi hak ettiği düzeye taşıyacak ve aynı zamanda demokratik bir dönüşüm için de çok kıymetli bir kılavuz olacaktır.Devir Türkiye ve bölge için barış, demokrasi ve kardeşlik devridir”

Forum

XS
SM
MD
LG