21 Ağustos’ta Diyarbakır’ın Bağlar İlçesindeki Tavşantepe köyündeki evinden çıktıktan sonra kaybolan ve 19 gün sonra cesedi bulunan Narin Güran’ın öldürülmesine ilişkin dava yarın başlıyor.
Sanıklar anne Yüksel Güran, ağabey Enes Güran, amca Salim Güran ile cesedi sakladığı iddia edilen Nevzat Bahtiyar, “iştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme” suçunu işlediği iddiasıyla, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle yargılanacak.
Sekiz yaşındaki Narin Güran ile ilgili kayıp ihbarının yapıldığı 21 Ağustos’ta başlayan soruşturmanın 33’ncü gününde hazırlanan iddianame, 23 Ekim’de Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilerek dava açılmıştı. Davanın ilk celsesi yarın görülecek.
İddianamede yer alan bilgilere göre anne Yüksel Güran ile ağabey Enes Güran’ı dokuz, amca Salim Güran’ı ise bir avukat savunacak. Cesedi gömdüğünü söyleyen Nevzat Bahtiyar ise avukat bildirmedi. Yasal olarak avukatsız duruşma yapılamayacağı için, Bahtiyar’a Diyarbakır Barosu tarafından avukat atandı. Diyarbakır Barosu “şikayetçi”, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ise “müşteki” sıfatıyla duruşmaya katılacak.
Duruşmaya Türkiye’nin birçok ilinden baroların, insan hakları ve çocuk hakları örgütlerinin de katılması bekleniyor. Duruşma, katılacakların sayısının fazlalığı nedeniyle, önceki yıllarda KCK ana davası ile organize suç örgütleri davalarının görüldüğü özel salonda yapılacak.
Davaya bakan mahkeme, duruşma öncesi salondaki Sesli ve Görüntülü Bilişim Sistemi’nin (SEGBİS) çalışıp çalışmadığının kontrol edilmesini istedi. Mahkeme ayrıca duruşma boyunca SEGBİS konusunda uzman bir teknikerin salonda hazır bekletilmesi karar verdi. Duruşma öncesi ve sonrasında olası olaylara karşı gerekli güvenlik önlemlerinin alınması için tedbir alınmasını isteyen mahkeme, duruşma salonu içinde, girişinde, salonun bulunduğu koridor ile adliye binası dışında da gerekli güvenlik önlemlerinin alınması için Emniyet Müdürlüğü’ne yazı yazdı.
İlk iddianame dört kişi hakkında
Narin’in kaybolmasından sonra başlatılan soruşturmada, ilk olarak Narin Güran’ın amcası Salim Güran tutuklanmıştı.
Arabasında şüpheli DNA izi bulunması üzerine gözaltına alınan Güran, Nöbetçi Sulh Ceza Mahkemesi tarafından “kasten öldürme” gerekçesiyle tutuklandı. Narin’in cesedinin bulunmasından sonra ise 24 kişi daha gözaltına alındı. 24 kişiden ikisi karakolda serbest bırakılırken, 12 kişi tutuklandı.
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nca, üç savcı tarafından sürdürülen soruşturmada hazırlanan 14 sayfalık ilk iddianamede, tutuklu şüpheliler amca Salim, anne Yüksel ve ağabey Enes Güran ile komşuları Nevzat Bahtiyar sanık olarak yer aldı.
Soruşturması devam eden tutuklu diğer sekiz şüpheli için henüz iddianame hazırlanmadı.
Narin’in kaybolması ve cesedinin bulunması sürecindeki birçok detaya yer verilen iddianamede, ilk başlarda kayıp çocuk vakası olarak kayıtlara geçen olayın, daha sonra cinayet olabileceğine karar verildiği belirtildi.
Savcılar bunun nedenini iddianamede, “Aile bireylerinin alınan ifadelerinde Narin Güran'ın kaybolduğu ve son görüldüğü saatlere ilişkin çok sayıda çelişkili beyanların bulunması, jandarma tarafından anlık olarak Cumhuriyet Başsavcılığımıza bildirilen gelişmeler dikkate alınarak olayın kayıp çocuk vakası olmayıp aile tarafından gerçekleştirilen bir cinayet olabileceği hususunda jandarmaya talimat verildiği ve çalışmaların bu yönde genişletildi” şeklinde belirtti.
“Aile cinayeti sakladı”
İddianamede, cinayetin organize şekilde gizlendiği öne sürüldü. Savcılık bu iddiaya “Kolluk birimlerince yapılan araştırmalarda Narin Güran'ın ikamet ettiği köyde bulunanların çok büyük bir kısmının akraba olması, son görüldüğü yerin evine çok yakın mesafede olması, yapılan kamera ve plaka tespit çalışmalarında olay mahalline yabancı kişi ya da araç girişinin bulunmaması hususları da dikkate alındığında olayın aile içerisinde gerçekleştiği ve aile tarafından organize biçimde saklanılmaya çalışıldığı kanaati oluştu” şeklinde yer verdi.
Anne ağzından kaçırdı
İddianamede yer alan detaylardan biri de arama devam ederken anne Yüksel Baran ve jandarma arasında geçen bir konuşma oldu. Annenin kızının öldüğünden adeta emin olduğu vurgulanan iddianamede şu bilgilere yer verildi:
“Çalışmaların devam ettiği 2 Eylül'de Narin'in annesi olan Yüksel Güran ile kadın jandarma personeli arasında geçen diyalogda anneye kızının bulunabilmesi amacıyla verebileceği bilgiler var ise bildirmesinin faydalı olacağı telkini üzerine yapılan gözlemlerde henüz Narin bulunamamış olmasına rağmen kızının öldüğünden adeta emin olduğu, kızının durumuna üzülmekle birlikte oğlu Enes'i koruma çabası içinde olduğu, tedirgin davranışlar sergilediği ve 'Narin'in bulunmasını istiyorum, oğlum Enes için ne yapabilirim?' şeklinde söylemlerde bulunduğu tutanak altına alınmıştır."
Mezarlıkta yapılan aramaya da değinilen iddianamede, yeraltı görüntüleme cihazı ile nispeten yeni kazılmış görünen ve yeni tarihli 13 mezarda şüphe üzerine tarama yapıldığı ancak herhangi bir olumsuz duruma rastlanılmadığı belirtildi.
Kadınlar neden tartıştı?
Kamuoyuna yansımayan bir tartışma da iddianamede yer aldı.
Narin Güran’ın cesedinin bulunduğu gün, evinin olduğu bölgede kadınlar arasında yaşanan bir tartışma iddianameye şöyle yansıdı:
"Melike Güran'ın topluluğa hitaben ‘Biz bir şey yapmadık’ dediği, Maşallah Güran'ın, karşısında Salim Güran’ın eşi olan Melek Güran bulunduğu esnada ‘Herkes her şeyi biliyor, beni konuşturmayın’ şeklinde bağırdığı, Birsen Güran'ın Narin'in annesi Yüksel Güran'a hitaben ‘Biz mi yaptık sanki üzerimize geliyorsunuz’ şeklinde bağırdığı, Remziye Çabaş ve Yasemin Gül'ün ise ‘Doğruyu konuşsaydınız bu aşamaya gelmezdi’ şeklinde bağırdığı, Nesrin Güran'ın da Narin'in annesi Yüksel Güran'a doğru bağırdığı tespit edilerek, tutanak altına alındı."
“Cinayetin nedeni tespit edilemedi”
İddianamede yer alan bilgilerde HTS ve baz istasyonu kayıtlarına göre olay anında şüphelilerin aynı evde olduğu tespit edildi.
Narin’in bu sırada boğularak öldürüldüğü iddia edilen iddianamede, "Dosya kapsamında bulunan HTS analiz raporları, dar alan baz çalışmasına ilişkin bilirkişi raporu dikkate alındığında tüm şüphelilerinin ikamette bulunduğunun net bir biçimde ortaya konulması, zaman ve mekan birliği içerisinde olan şüphelilerin fikir ve eylem birlikteliği içerisinde iştirak iradesiyle hareket ederek öldürme eylemi üzerinde ortak hakimiyet kurarak belirlenemeyen bir sebep ve saikle Narin Güran'ı boğmak suretiyle öldürdükleri ve üzerlerine atılı suçu müşterek fail olarak işledikleri hususunda yeterli şüphenin oluştuğu kanaatine varılmıştır” bilgilerine yer verildi.
Soruşturma kapsamında tutuklu bulunan sekiz şüpheli ve tutuksuz şüpheliler hakkındaki soruşturmanın devam etmesi nedeniyle, dosyaları ayrıldı.
Jandarma üfürükçüye mi gitti?
Soruşturmanın belki de en ilginç ayrıntısı ise Narin’i arayan jandarma ekiplerinin “üfürükçü” olarak bilinen bir din hocasından yardım istediği iddiası oldu.
Dava dosyasında yer alan ve jandarma görevlisinin de imzaladığı tutanakta, “Bir muhtar Diyarbakır merkezde bir hoca olduğunu, kayıp şahısları okuyarak bulduğunu söyledi. Komutanlarıma haber vererek adrese gittik. Hoca okuyunca Narin’in ağabeyi M.G. sayıklamaya, bir yerleri tarif etmeye başladı. Sıra Narin’in annesine geldiğinde komutan beni çağırınca adresten ayrıldım” sözleri yer aldı. Ancak Valilik bu iddiayı yalanladı.
Forum