14 Mart Tıp Bayramı’nda sağlık çalışanları Diyarbakır’da da eylemdeydi. Diyarbakır’daki değişik sağlık kuruluşlarında çalışan sağlıkçılar, iş bıraktıktan sonra, Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi önünde toplandı. Ellerinde bağlı bulundukları sağlık örgütünün bayraklarıyla eyleme katılan sağlık çalışanları önce grev halayı çekti. Tepkilerinin sık sık Türkçe ve Kürtçe sloganlarla dile getiren sağlık çalışanları “meslek onurumuz ve halkı sağlık hakkı için g(ö)revdeyiz” yazılı tek pankart taşıdı. Daha sonra eyleme destek veren 13 sağlık örgütü adına ortak açıklama yapıldı.
Sağlık örgütleri adına konuşan Diyarbakır Tabip Odası Başkanı Veysi Ülgen, taleplerini beş başlık altında dile getirdi. Sağlık hizmetlerinin toplumun temel hakkı olduğunu ve satılık bir meta olmadığını dile getiren Ülgen, yaşadıkları sorunlar şöyle sıraladı:
“Özel hastanelere aktarılan kamu bütçesi, sağlığı ticarileştiren düzenlemeler, halkın sağlığını sermayeye peşkeş çeken politikalar kabul edilemez. Hekimler, sağlık emekçileri her geçen gün artan iş yükü, uzun çalışma saatleri, angarya nöbetler, düşük ücretler ve giderek ağırlaşan güvencesizlik kıskacında mesleklerini icra etmeye çalışıyor. Sağlıkta şiddet her geçen gün artıyor, hekimler ve sağlık emekçileri güvensiz koşullarda çalışmaya mahkûm ediliyor. Anadilinde sağlık hakkı temel bir haktır. Sağlık politikaları tedavi odaklı değil, hastalıkları önleyici ve toplum sağlığını güçlendirici bir anlayışla şekillendirilmelidir.”
Ülgen’in ardından söz alan Türk Tabipleri Birliği Merkez Konsey Üyesi Mehmet Şerif Demir ise sağlık çalışanlarının sesinin herkese ulaştığını ancak Sağlık Bakanı’na ulaşmadığını söyledi. Sağlık sisteminin çöktüğünü savunan Demir, “Bu sağlık sisteminin artık yürütülecek bir noktası kalmamıştır. Artık ne sağlık emekçileri ne de halk bunu kaldıramıyor ve daha fazla hasta ediyor” dedi.
Eylemin ardından VOA Türkçe’ye konuşan sağlık çalışanları, sağlık politikalarının değiştirilmesi çağrısı yaptı.
Ankara’da iş bırakan sağlık çalışanları Hacettepe Üniversitesi’nde toplandı
Sağlık çalışanlarının eylem yaptığı illerden biri de Ankara oldu. Ankara’da iş bırakan sağlık çalışanları, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi önünde toplandı. Sağlık çalışanlarının ellerinde pankart ve dövizlerle katıldığı eyleme 18 sağlık meslek örgütünü destek verdi. Sağlık çalışanları adına konuşan Ankara Tabip Odası Başkanı Aliye Mine Coşkun, sağlık sisteminde artan sorunlar yanı sıra Türkiye’deki sosyoekonomik koşullar nedeniyle 14 Mart Tıp Bayramı’nın "bayram" havasından çok uzakta olduğunu söyledi. Çoşkun, 2003’te uygulanmaya başlayan Sağlıkta Dönüşüm Programı nedeniyle sağlık sisteminin tam bir "yangın yeri" olduğunu savunarak, "Bu programla birlikte, kamunun karşıladığı bir hak olmaktan çıkarılan sağlık, bir grup azınlığın para kazanma aracına dönüşmüş ve Yenidoğan Çetesi skandalında da gördüğümüz gibi sağlıkta çeteleşme giderek hız kazanmıştır" diye konuştu.
Coşkun yaşadıkları sorunları şu başlıklar altında dile getirdi: “Şifa dağıtması gereken sağlık kurumlarından silahlı çatışma haberleri geliyor. Bakanlık, birinci basamağı piyasa mantığıyla, bilimsellikten uzak bir biçimde yönetmekte ısrarcı. Hekime başvuru sayısı 2002’de 209 milyonken, 2023’te 973 milyonu geçti. Asistan hekimler mobbinge ve angaryaya maruz kalıyorlar. Emekli sağlık çalışanları açlık sınırında yaşam mücadelesi veriyor.''
Coşkun, taleplerini ise şöyle sıraladı: “Şiddetten arındırılmış güvenli çalışma ortamları için hareket geçilmelidir. TTB’nin hazırladığı Sağlıkta Şiddet Yasası derhal çıkarılmalıdır. Sağlık kurumlarını işletme gibi görülmesinden vazgeçilmeli; toplam kalite yöntemi, maliyet hesapları ve performans sistemi terk edilmelidir. Hekimlere emekliliğe yansıyan tek kalemde maaş verilmelidir. Emekli hekimlerin ve tüm sağlık çalışanlarının maaşları yoksulluk sınırının üzerinde olmalıdır. Aile Sağlığı Merkezlerinde çalışan hekimlerin vergi kesintisi yüzde 15’i geçmemelidir. Etkin sevk zinciri modeli yaşama geçirilmelidir. Birinci basamak üzerinden sevk zinciri koşullarına uydukları ölçüde bütün yurttaşların tanı ve tedavileri sosyal güvenlik kapsamında olmalıdır. Bu modelin uygulanabilmesi için aile hekimi başına düşen nüfus 2500’ü geçmemelidir."
Forum