Erişilebilirlik

Orta Amerika turuna başlayan ABD Dışişleri Bakanı Rubio'dan Panama Kanalı mesajı


ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Panama Cumhurbaşkanı José Raúl Mulino ile biraraya geldi.
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Panama Cumhurbaşkanı José Raúl Mulino ile biraraya geldi.

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, ülkenin en üst düzey diplomatı olarak çıktığı ilk resmi yurtdışı gezisinin ilk ayağında Pazar günü Panama'da Cumhurbaşkanı José Raúl Mulino ve Dışişleri Bakanı Javier Martínez-Acha ile biraraya geldi.

ABD Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamaya göre
kritik bölgesel ve küresel sorunları ele almak üzere yapılan görüşmelerde Rubio, Başkan Trump'ın, Çin Komünist Partisi'nin Panama Kanalı bölgesi üzerindeki mevcut nüfuz ve kontrol konumunun kanala yönelik bir tehdit oluşturduğu ve Panama Kanalı'nın Daimi Tarafsızlığı ve İşletilmesine İlişkin Antlaşma'nın ihlali anlamına geldiği yönünde bir ön tespitte bulunduğu bilgisini verdi.

“Gerekli tedbirleri alırız”

Açıklamaya göre Dışişleri Bakanı Rubio bu statükonun kabul edilemez olduğunu ve acil değişiklikler yapılmadığı takdirde ABD'nin antlaşma kapsamındaki haklarını korumak için gerekli tedbirleri almasını gerektireceğini açıkça ifade etti.

Açıklamada, “Bakan Rubio ayrıca yarımkürenin yasadışı göç krizini sona erdirmek için işbirliğine dayalı çabaların önemini vurguladı ve Cumhurbaşkanı Mulino'ya Darien Boşluğu üzerinden yasadışı göçü azaltan ortak bir geri dönüş programına verdiği destek için teşekkür etti. Bakan, yatırım ortamının iyileştirilmesi ve ABD firmalarının adil rekabeti için eşit bir oyun alanı sağlanması arzusunun altını çizdi. Bakan ayrıca Başkan Mulino'nun demokratik ve özgür bir Venezuela'yı destekleyen bölgesel liderliğini övdü” denildi.

Mulino kanal tartışmasına karşı

Mulino ise Rubio ile görüşmesinin ardından, ülkesinin adını taşıyan kanal üzerindeki egemenliğin tartışmaya açık olmadığını vurguladı, ancak daha fazla göçmenin ülkelerine geri gönderilmesi olasılığının altını çizdi.

Mulino gazetecilere yaptığı açıklamada, Panama'nın Kolombiya ile olan güney sınırındaki Darien Boşluğu ormanını geçen Panamalı olmayan göçmenlerin doğrudan sınırdışı edilmesinin önünü açabilecek, geçen Temmuz ayında ABD ile yapılan mevcut bir anlaşmanın genişletilebileceğini kaydetti. Ancak Panama Cumhurbaşkanı, ABD hükümetinin masrafları karşılaması gerektiğini vurguladı.

Mulino, Perşembe günü yaptığı açıklamada da “Kanal konusunda bir müzakere süreci başlatmak şöyle dursun, müzakere bile edemem. Bu konu mühürlenmiştir. Kanal Panama'ya aittir” demişti.

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio ve Panama Dışişleri Bakanı Javier Martinez-Acha
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio ve Panama Dışişleri Bakanı Javier Martinez-Acha

Rubio'nun gezisi El Salvador, Kosta Rika, Guatemala ve Dominik Cumhuriyeti'ni de kapsayacak. ABD Dışişleri Bakanı, Salvador Cumhurbaşkanı Nayib Bukele, Kosta Rika Cumhurbaşkanı Rodrigo Chaves, Guatemala Cumhurbaşkanı Bernardo Arévalo ve Dominik Cumhurbaşkanı Luis Abinader ile görüşmelerde bulunacak.

ABD'nin Latin Amerika Özel Temsilcisi Mauricio Claver-Carone'ye göre, 100 yılı aşkın bir süredir ilk kez bir ABD Dışişleri Bakanı’nın ilk resmi yurtdışı ziyareti Latin Amerika'ya yapılıyor.

Çin'in bölgede artan etkisi

Yetkililer ve uzmanlar ziyaretin kısmen Çin'in bölgede artan etkisine karşı koymayı amaçladığını söylüyor. Ziyaret, Başkan Donald Trump'ın Panama Kanalı'nın kontrolünü yeniden ele geçirmeye çalıştığı ve Washington'un yasadışı göçü engelleme çabalarını yoğunlaştırdığı bir döneme denk geliyor.

Trump, Büyük Okyanus’u, Atlas Okyanusu’na birbirine bağlayan ve bu nedenle önemli bir ticaret yolu olan Panama Kanalı'nın Çin'in kontrolünde olduğunu iddia etmişti. Ancak Panama bu iddiayı reddederek, kanalı tüm deniz trafiği için tarafsız bir şekilde yönettiği yanıtını vermişti.

Perşembe günü Rubio, Çin'in bir çatışma durumunda kanala erişimi engelleyebileceği uyarısında bulunmuştu.

Ziyaret, Başkan Donald Trump'ın Panama Kanalı'nın kontrolünü yeniden ele geçirmeye çalıştığı ve Washington'un yasadışı göçü engelleme çabalarını yoğunlaştırdığı bir döneme denk geliyor.
Ziyaret, Başkan Donald Trump'ın Panama Kanalı'nın kontrolünü yeniden ele geçirmeye çalıştığı ve Washington'un yasadışı göçü engelleme çabalarını yoğunlaştırdığı bir döneme denk geliyor.

Rubio bir radyo söyleşisinde, “Eğer Çin'de hükümet bir çatışma durumunda Panama Kanalı’nı kapatmalarını isterse, bunu yapmak zorunda kalacaklardır. Aslında bunu yapmak için acil durum planları olduğundan da hiç şüphem yok. Bu doğrudan bir tehdit” demişti.

ABD’nin Latin Amerika Özel Temsilcisi Claver-Carone Cuma günü verdiği brifingde, Çinli şirketlerin Kanal Bölgesi'nde limanlardan telekomünikasyon altyapısına kadar uzanan “giderek artan varlığı” konusunda uyarıda bulundu.

Claver-Carone bunu sadece ABD ulusal güvenliği için değil, Panama ve tüm Batı Yarımküre için de ciddi bir endişe kaynağı olarak nitelendirdi.

Kuşak ve Yol Girişimi

Bazı analistler Çin'in nüfuzunu genişletmek için Batı Yarımküre'de ekonomik ve ekonomik olmayan taktikler uyguladığını, bunun da ulusal güvenlik endişelerine yol açtığını belirtiyor.

Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi Amerika Programı Direktörü Ryan Berg Perşembe günü çevrimiçi bir tartışma sırasında, “Ülkenize sadece daha fazla Çin yatırımı aldığınızı düşünebilirsiniz, ancak çok geçmeden Kuşak ve Yol Girişimi'ne imza atmaya zorlanıyorsunuz ya da telekomünikasyon unsurlarınızı size satan başka bir anlaşmaya imza atmaya ikna ediliyorsunuz” dedi.

Kuşak ve Yol Girişimi, kısa adıyla BRI, Çin'in 2013 yılında Cumhurbaşkanı Xi Jinping yönetiminde başlattığı, kara ve deniz yolları aracılığıyla birden fazla kıtayı birbirine bağlamayı amaçlayan devasa bir altyapı projesi.

ABD, BRI'ın “Çin'in küresel kurallara dayalı ticaret sistemini kendi çıkarları için manipüle etme ve baltalama misyonundan beslendiği” uyarısında bulundu.

Çin'in Latin Amerika ve Karayipler'deki doğrudan yabancı yatırımlarının önemli ölçüde arttığını belirten Berg, son 15 yılda Çin'in bu yatırımlarının yaklaşık 160 milyar dolarlık olduğunu söyledi.

Çin'in Latin Amerika ve Karayipler'deki doğrudan yabancı yatırımlarının önemli ölçüde arttığını belirten Berg, bölgedeki beş ülkenin halihazırda Çin ile serbest ticaret anlaşması bulunduğunu, diğer iki ülkenin ise bu ülkeyle serbest ticaret anlaşması müzakereleri yürüttüğünü kaydetti.

Ulusal güvenlik kuruluşu Güvenli Özgür Toplum Merkezi'nin (SFS) İcra Direktörü Joseph Humire, “Ulusal güvenlik açısından bakıldığında, Çin'in ticari çabalarının birçoğu temelde Latin Amerika üzerine hazırladıkları askeri hedefler” dedi.

Humire Perşembe günü yaptığı açıklamada, “Çin 20 yıldan uzun bir süredir Panama'da bulunuyor, ancak bu ülkede 2017'den sonra siyasi olarak aktif hale geldi” dedi ve Panama'nın Kuşak ve Yol Girişimi'ni imzalayıp diplomatik tanınırlığını Tayvan'dan Çin Halk Cumhuriyeti'ne kaydırdığını söyledi. Humire, Panama ekonomisinin son yıllarda gerilediğine dikkat çekti.

Rubio'nun güzergâhındaki tüm ülkelerin Küba ve Venezuela ile diplomatik bağları bulunuyor.

ABD'nin bu ülkelerle ve sınırdışı edilenleri kabul etme konusundaki kısıtlamaları ile ilgili gerilimli ilişkileri göz önünde bulundurulduğunda, Rubio gezisini, ABD tarafından sınırdışı edilen kişilerin diğer ülkeler tarafından kabul edilmesine olanak tanıyan “üçüncü ülke” anlaşmalarını savunmak için kullanabilir.

Trump yönetimi sınırdışı etme ve çetelerle mücadele çabalarını yoğunlaştırırken Trump'ın özel temsilcisi Richard Grenell, Cuma günü Venezuela'nın uzun süredir lideri olan sosyalist Nicolas Maduro ile görüşecek.

Grenell ayrıca Maduro hükümetini Amerikalı rehineleri derhal serbest bırakmaya çağırdı.

Forum

XS
SM
MD
LG