Pakistanlı yetkililer, Afganistan içindeki mülteciler için küresel çapta bazı düzenlemeler yapılması talebinde bulunuyor. Taleban ve Afgan hükümet güçleri arasındaki çatışmaların yoğunlaşması ya da çatışmaların bir iç savaşa dönüşmesi halinde milyonlarca Afgan'ın komşu ülkelere kaçmaya başlamasından korkuluyor. Pakistan Ulusal Güvenlik Danışmanı Moeed Yusuf, VOA'e verdiği söyleşide, "Daha fazla mülteci kabul edebilecek durumda değiliz" dedi.
Birleşmiş Milletler verilerine göre 1980'li yıllarda Sovyetler Birliği'nin Afganistan'ı işgal ettiği dönemden ve daha sonraki şiddet dalgalarının iç savaşa dönüşmesinden bu yana yaklaşık 3 milyon Afgan mülteci, Pakistan'a kaçtı. Bu mültecilerin yarısı, kayıt altında değil.
"Yardım etmek istiyoruz ancak şu anda yeni mülteci kabul edebilecek durumda değiliz. Uluslararası güçler ve Birleşmiş Milletler, bu mülteciler için Afganistan sınırları içinde bir çözüm yolu bulmalı" diyen Pakistan Ulusal Güvenlik Danışmanı Yusuf, mülteciler için hazırlık yapılması gerektiğinin altını çizdi. Yusuf, "Eğer mülteci akını gibi bir durum baş gösterirse o zaman Birleşmiş Milletler Mülteciler Dairesi, sınırın Afganistan tarafında bu insanlar için kamplar kurmalı" şeklinde konuştu.
Şu anda Pakistan ve Afganistan arasında iki kilit sınır geçişi mevcut. Bunlardan biri Belucistan'daki Çemen, diğeri de Hayber Peştunya'daki Torham. Sınırda birkaç da küçük ticaret noktası bulunuyor.
Pakistan, Afganistan'la arasında bulunan 2 bin 640 kilometre uzunluğundaki sınırın yaklaşık yüzde 90'ını tel örgüyle kapladı. Sınırın korunması için ordu ve federal içişleri bakanlığı bünyesindeki Sınır Polisi görevlendirildi.
Ulusal Güvenlik Danışmanı Yusuf, iki ülkenin uzun bir sınırı paylaşması ve bölgenin katır sırtında ya da yaya geçişlere olanak tanır nitelikte olması nedeniyle Afganistan'da çıkabilecek bir iç savaşın oluşturacağı tehditlerin Pakistan açısından çok fazla olacağını kaydetti.
Yusuf, "Pakistan Talebanı gibi yasaklanmış terör örgütlerinin üyelerinin kendilerine mülteci süsü vererek Afganistan'dan giriş yapması ve Pakistan'da huzursuzluk çıkarmasından korkuluyor" dedi. Pakistan Talebanı, Afganistan'da bulunmasına rağmen Afgan Talebanı'yla farklılıklar gösteriyor.
Yusuf ayrıca Pakistan'ın düşmanca ilişkilere sahip olduğu doğu komşusu Hindistan'ın bu fırsatı Pakistan aleyhine kullanabileceği konusundaki kaygılarını dile getirdi.
"Hindistan'ın Afgan topraklarını kullanarak Pakistan'da terör faaliyetlerine karıştığına ilişkin kanıtlar var" diyen Yusuf, "Bu kadar büyük sayıda mültecinin hareketlenmesi, Hindistan'dan bazı unsurların Pakistan içine sızmasına olanak sağlayabilir" şeklinde konuştu.
Pakistan Genelkurmay Başkanı General Kamer Cavit Bajwa ve İstihbarat Örgütü Başkanı Korgeneral Faiz Hamid, bu ayın başında Pakistan meclisindeki ulusal güvenlik komisyonuna, Pakistan'ın Afganistan'da yeni bir iç savaşın patlak vermesinden korktuğunu söyledi.
General Bajwa ve Korgeneral Hamid, Afganistan'da çıkabilecek olası bir iç savaşın ilk yılında Pakistan'a 700 bin mülteci gelebileceğinin tahmin edildiğini söyledi. Pakistan Başbakanı İmran Han, geçen ay New York Times gazetesine verdiği söyleşide, Afganistan'daki durumun kötüleşmesi halinde Pakistan'ın sınırlarını Afgan mültecilere açmayacağını kaydetti.
VOA'e konuşan ve adının açıklanmasını istemeyen bir Pakistan İçişleri Bakanlığı yetkilisi, Pakistan'ın en kötü senaryonun gerçekleşmesi durumunda mültecileri Afganistan sınırına yerleştirme planı yaptığını, böylelikle mültecilerin Pakistan içine yerleşmesinin engellenmesinin düşünüldüğünü söyledi.
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi Pakistan Sözcüsü Kaser Han Afridi, Afganistan'da giderek kötüleşen durumun kaygı verici olduğunu, Pakistan hükümetinin yeni dalga Afgan mültecilere ilişkin politikasını henüz paylaşmadığını söyledi.
Mülteci sayısı konusunda herhangi bir tahminde bulunmayan Afridi, mülteci sayısının yüksek olması durumunda Pakistan'ın uluslararası toplumun desteği olmadan bu durumun altından kalkmasının zor olacağını kaydetti.
Afridi, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi'nin mültecilerin kayıt altına alınması, barınma ve diğer temel ihtiyaçlarının karşılanması konusunda Pakistan hükümetine yardımda bulunmaya hazır olduğunu söyledi.
Pakistanlı yetkililer, Pakistan'ın 1951 Mülteci Sözleşmesi ya da 1967 Mülteci Protokolu'na imza atmamış olmasına rağmen milyonlarca mülteciye ev sahipliği yaptığını dile getiriyor.
Bu haber VOA Urdu Yayın Bölümü tarafından hazırlandı. Ayesha Tanzeem, haberin hazırlanmasına katkıda bulundu.