Erişilebilirlik

Polonya Pazar günü seçime gidiyor


Polonya'da yarın halk sandık başına gidecek.
Polonya'da yarın halk sandık başına gidecek.

Pazar günü Polonya’da yapılacak genel seçimde, halk 2015'ten bu yana Polonya'yı yöneten Jarosław Kaczyński'nin milliyetçi-muhafazakar Hukuk ve Adalet Partisi'nin (PiS) iktidarda kalıp kalmayacağına ya da yerini 2007-2014 arasında Başbakan olan Donald Tusk liderliğindeki sol-liberal Sivil Platform'a (PO) bırakıp bırakmayacağına karar verecek.

Parlamento seçimleri Varşova'nın Avrupa Birliği (AB) karşıtı çizgisinin devam edip etmeyeceğini de belirleyecek. Muhalefetin kazanması durumunda, Brüksel’in yanısıra Almanya ile uzun süredir devam eden anlaşmazlıkların çözülmesi ve liberal demokratik değerlere geri dönülmesi bekleniyor. Yapılan yorumlarda, Polonya’daki muhaliflerin yarınki oylamayı "bir kader seçimi" olarak tanımladığı da belirtiliyor.

38 milyon nüfuslu Polonya’da seçimlere katılımın yüksek olacağı tahmin ediliyor. Anketlere göre Polonyalıların yüzde 77'si bu kez oy kullanmaya istekli. Bu oran 2019'daki son parlamento seçimlerinde yüzde 61,74 olmuştu. Yapılan anketler, Polonya'nın neredeyse ortadan ikiye bölündüğünü gösteriyor. Kamuoyu yoklamalarına göre, PiS oyların yüzde 34 ila 39'unu alıyor.

En büyük muhalefet gücü olan Sivil Platform (PO) yüzde 27 ve 37 arasında değişen anket sonuçlarına göre ikinci sırada yer alıyor. Onu yaklaşık yüzde on ile "Yeni Sol" adlı parti ve seçim kampanyası süresince kendisini liberal merkezci bir parti olarak tanımlayan radikal sağcı "Konfederasyon" (Konfederacja) yüzde sekizin biraz üzerinde bir oranla takip ediyor. Kendisini siyasi ve ideolojik olarak liberal Sivil Koalisyon ile iktidardaki PiS arasında konumlandıran Hıristiyan muhafazakar seçim ittifakı "Üçüncü Yol" (Trzecia Droga, TD) ise anketlere göre yüzde altı ila on arasında bir oy alacak. Ancak partiler için baraj yüzde beş iken, iki partiden oluşan bir seçim ittifakı olan Üçüncü Yol'un parlamentoya girebilmesi için en az yüzde sekiz oy alması gerekiyor. PiS’in yeniden hükümet kurabilmek için aşırılık yanlısı, AB ve Ukrayna karşıtı "Konfederasyon" partisinin desteğine ihtiyacı var.

Polonya'da seçime katılımın yüksek olması bekleniyor.
Polonya'da seçime katılımın yüksek olması bekleniyor.

Polonya’nın AB ile ilişkileri bozuldu

Donald Tusk'ın Sivil Platformu, Avrupa Birliği ile bozulan ilişkileri düzeltme sözü verirken, Jarosław Kaczyński partisi PiS, iktidarda kalması halinde mevcut politikalarını sürdürüceğini duyurdu. PiS hükümetinin son sekiz yılına AB ile hukukun üstünlüğü konusunda yaşanan anlaşmazlık damgasını vurdu. AB Komisyonu, Polonya‘yı yargının bağımsızlığını ve kuvvetler ayrılığını ortadan kaldırmakla suçlarken, AB kurallarını ihlal ettiği gerekçesiyle çeşitli davalar başlattı. 2021 yılında Polonya hükümetinin yargıçların bağımsızlığına darbe vurduğu gerekçesiyle Polonya'ya her gün yarım milyon euro para cezası kesen AB, 2022’de de Polonya‘nın AB fonlarından mahrum bırakılmasına karar verdi. Bu karar sonrasında toplam 36 milyar Euro fon dondurulmuş durumda.

Kaczyński hükümeti ayrıca göçe ve mültecilere yardım edilmesine de şiddetle karşı çıkıyor. AB ülkelerine sınır kapıları dışından ulaşan sığınmacıların paylaşımını bloke eden hükümet, öncelikli seçim vaadinin Polonya'yı yasadışı göçten korumak olduğunu belirtmişti.

Varşova ile Berlin arasında gerilim

PiS hükümetinin politikaları nedeniyle, Almanya ile Polonya arasındaki ilişkilerde de gerginlik yaşanıyor. Varşova’nın Berlin’den tazminat talebi çok tartışılan bir konu. Hükümet, Nazi işgali altındaki Polonya topraklarında işlenen suçların karşılığında ve ülkenin alt yapısına verilen zarar nedeniyle Almanya’dan 1 trilyon 300 milyar Euro tazminat istiyor. Almanya ise iki Almanya’nın birleşmesi döneminde 1990 yılında imzalanan "2+4 Sözleşmesi"ne taraf olan Polonya’nın o dönemde savaş tazminatı istemediğini, savaştan sonraki yıllarda ise Polonya ve diğer Doğu Avrupa ülkelerine tazminat ödendiğini, Polonya'nın sınırlar yeniden çizilirken kaybettiği toprakların Almanya'nın savaş öncesi topraklarının bir kısmıyla telafi edildiğini ifade ederek talepleri reddediyor.

Son olarak ise Polonya’nın farklı ülkelerdeki konsolosluklarında usulsüz yollarla ve rüşvet karşılığında AB için çalışma vizesi verilmesi Berlin’in sert tepkisine neden oldu. Alman Başbakanı Scholz, Polonya'nın vize satıldığına ilişkin iddiaları açıklığa kavuşturması gerektiğini belirtti. Polonya Dışişleri Bakanı Zbigniew Rau, Scholz'u ülkesinin iç işlerine karışmakla suçlayarak Polonya'nın egemenliğine saygı duymaya ve karşılıklı ilişkilere zarar verecek açıklamalardan kaçınmaya çağırdı.

Forum

XS
SM
MD
LG