Geçtiğimiz Pazar sabahı Brüksel polisine teslim olan azledilen Katalan Hükümeti'nin lideri Carles Puigdemont ve 4 Katalan politikacı, Brüksel'de hakim karşısına çıkarıldı. Soruşturma hakimi, 5 Katalan politikacıya Belçika sınırları dışına çıkma yasağı getirerek şartlı salıverilmelerine karar verdi. İspanya yargısının arama emrine ilişkin karar ise 15 gün içinde alınacak.
Brüksel yargısı, kendiliklerinden karakola teslim olan Puigdemont ve arkadaşlarının, Pazar gecesini Pazartesi sabahına bağlayan saatlerde şartlı olarak salıverildiklerini açıkladı. Katalan politikacıların teslim olduğunu açıklayan Brüksel savcılık sözcüsü Gilles Dejemeppe, en geç 24 saat içinde hakim karşısına çıkartılarak tutuklanıp tutuklanmayacaklarına karar verileceğini ifade etmişti. On saatlik ifade alımının ardından soruşturma hakimi, 5 Katalan politikacıya hakim izni olmadan Belçika sınırları içinde kalma ve sürekli bir adres belirleme şartı getirerek, beş politikacıyı da serbest bıraktı. Puigdemont ve arkadaşları yargı ya da polis tarafından yapılan tüm çağrılara da şahsen yanıt vermek zorunda olacaklar. Soruşturma hakiminin kararı ise temyize götürülemeyecek.
Madrid yargısının Avrupa çapında çıkardığı yakalama emrine ilişkin karar ise Konsey Odası adı verilen farklı bir mahkemede 15 gün içinde görülecek. Katalan politikacıların "tüm yasal süre haklarını" kullanması durumunda yargılama süreci 3 aya kadar, yani Şubat ayı başına kadar uzayabilecek.
Puigdemont'un stratejisi neyi hedefliyor?
Katalonya'da 1 Ekim Pazar günü yapılan tek taraflı bağımsızlık referandumunun ardından 27 Ekim'de Katalonya'nın bağımsızlığı ilan edildi. İspanya Hükümeti ise yerel hükümet ve parlamentonun azledilmesi, hükümet üyelerinin "isyan" suçundan yargılanması ve 21 Aralık'ta erken yerel seçimlere gidilmesi kararı aldı.
İspanya Senatosu'nun da kabul ettiği bu karar üzerine Puigdemont ve arkadaşlarının Madrid yönetimiyle "stratejik taktik oyunu" başladı. Madrid yargıının kendilerini tutuklayacağını anlayan Puigdemont, haklarında çıkarılan yakalama emrinden hemen önce, geçtiğimiz haftasonu ortadan kayboldu. Pazartesi günü, 30 Ekim'de, Puigdemont ve 4 politikacı, Fransa'nın Marsilya kenti üzerinden Brüksel'e kaçtı. Katalonya halkı şaşkınlık içinde olup bştenleri izlerken, hükümet üyesi 8 bakanın tutuklanması bölgede tansiyonu yeniden yükseltti.
Geçtiğimiz Cumartesi günü (4 Kasım) Belçika televizyonu RTBF'e konuk olan Puigdemont, Brüksel'e sığınma talebinde bulunmadığını, sadece Katalonya'da yeni bir şiddet ortamı doğmaması için bir süreliğine uzaklaşmayı seçtiklerini açıkladı. Puigdemont, Madrid yargısının "politize olduğunu" ve Belçika yargısına güvendiklerini dile getirdi. Aynı programda İspanya Başbakanı Mariano Rajoy tarafından ilan edilen 21 Aralık seçimlerine katılacağını, ancak seçim kampanyasını Brüksel'den yöneteceğini de açıkladı. Puigdemont, yargı kıskacını aşmak için, kendisine destek vermeyen AB'nin bakenti Brüksel'i seçti. Hem burada yerel ayrılıkçı partilerin desteğini görüyordu, hem de
AB'nin "Bu İspanya'nın iç sorunudur" tavrına karşı, sorunu AB'nin bir sorunu haline getirdi. Böylece Katalan krizi uluslararası hukukun da devreye girdiği bir sorun haline dönüştü.
Seçimlere katılarak ise, koalisyon ortağı sol parti ile yeniden ezici çoğunlukla iktidara gelerek, meşruiyetini ıspatlamayı hedefliyor. Puigdemont'un partisi Katalonya Avrupa Demokrat Partisi (PDeCAT), Puigdemont'un stratejisini destekleyen bir açıklama yaparak, "Kendisi hala Katalonya'nın meşru lideridir ve 21 Aralık'ta yapılacak seçimlerde aday listelerinin başında O'nun isminin yer alacak" dedi. PDeCAT sözcüsü Marta Pascal, "21 Aralık'ta gerçekleştireceğimiz dev seçim dalgasını Başkan Puigdemont'un yönetmesini istiyoruz" diyerek net tavırlarını kamuoyu ile paylaştı.
Muhafazakar sağ parti PDeCAT 2015 yılından, azledildikleri 27 Ekim tarihine kadar, Katalan Cumhuriyetçi Sol Parti (ERC) ile koalisyon ortaklığı içinde bölgeyi yönetiyordu. Ancak anketler seçimlerde ERC'nin favori olduğunu, Puigdemont'un partisinin ise 4 ya da 5'inci sırada yer aldığını gösteriyor. İki parti yeniden koalisyona gidip gitmeyeceklerini açıklaması için 7 Kasım'a kadar süre tanınıyor.
