Erişilebilirlik

Rusya’dan S-400 Almak Türkiye’nin Soçi Görüşmelerinde Elini Güçlendirecek mi?


Ankara-Moskova hattında savunma sanayii alanında en dikkat çekici işbirliği adımı kesinlik kazandı. Türkiye ve Rusya, son açıklamalarıyla S-400 hava savunma füze alımı konusunda anlaşmaya vardıklarını açıkladı.

Türkiye Rusya’dan kredi alarak Rus silahı satın alıyor

Türkiye’nin Rusya’dan S-400 hava savunma füze sistemi alımı konusunda bugün ilk açıklama Moskova’dan geldi. Rus haber ajansı Sputnik’e göre savunma sanayi şirketi Rosteh’in Başkanı Sergey Çemezov, Türkiye'yle anlaşma sağlandığını açıkladı. Çemezov, Türkiye’nin Rusya'dan 4 adet S-400 hava savunma füze sistemini 2 milyar 500 milyon dolar karşılığında satın aldığını doğruladı ve Ankara’ya bu satın alma için kredi verileceğini söyledi. Çemezov, “Geriye sadece belgelerin son hallerini onaylamak kaldı. Anlaşma itibariyle yüzde 45’inin avans şeklinde, yüzde 55’ini ise Rusya’nın vereceği krediyle ödeyeceklerini söyleyebilirim” dedi. Rosteh Başkanı, Türkiye'ye ilk S-400 sevkiyatı için Mart 2020 tarihini verdi.

Milli Savunma Bakanı Canikli anlaşmayı doğruladı

Anlaşmaya ilişkin Ankara adına açıklamayı Milli Savunma Bakanı Nurettin Canikli, Tunus seyahati sırasında yaptı. Canikli, Rus tarafınca yapılan açıklama anımsatılınca, “Doğru, öyle zaten. İki sistem, 4 batarya. Anlaşma sağlandı. Aslında orada imzalanacak olan krediyle alakalı bir konuydu. Sonunda, ‘Bir bölümünü kredili olarak kullanalım’ şeklinde görüş ortaya çıktı. Yoksa anlaşma bitti” diye konuştu.

Moskova Suriyeli Kürtler'e tavır alacak mı?

Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin’in 11 Aralık’taki Ankara ziyaretinde en kısa sürede anlaşmaya imza atılacağı liderler düzeyinde söylenmişti. Ancak Türkiye’nin, NATO üyesi olmasına rağmen Rusya’dan silah satın alma noktasında en önemli beklentilerinden birisi, Moskova’nın Suriye’deki Kürt yapılanması PYD-YPG’ye karşı tavır alması.

Moskova’nın, daha önce 18 Kasım’da Soçi’de yapılacağını duyurduğu Suriye Ulusal Diyalog Kongresi’ne PYD-YPG’yi davet etmesi iki ülke arasında kısa süreli krize neden olmuş ve ardından Rusya Kongre’yi ertelediğini açıklamıştı. Rusya’nın 29-30 Ocak’ta Soçi’de gerçekleştirmeyi planladığı Kongre’ye, PYD-YPG’yi davet edip etmeyeceği ise hala belirsiz.

Rusya Cumhurbaşkanı Putin’in Suriye Özel Temsilcisi Aleksandr Lavrentyev, PYD’nin Kongre’ye katılımını öngörmediklerini 22 Aralık’ta ifade etmişti. Bugünse haber ajansı Reuters, PYD-YPG’nin Soçi’de temsil edileceği iddiasını yeniden gündeme taşıdı. Türk Dışişleri Bakanlığı’ndan bu iddiayla ilgili açıklama yapılmadı.

Türkmenler de henüz davet edilmedi

Amerika’nın Sesi’nin görüştüğü Suriye Türkmen Meclisi Başkanı Emin Bozoğlan da, Suriye Ulusal Diyalog Kongresi’ne davet almadıklarını açıkladı. Ülkenin geleceğinde söz sahibi olma hakları bulunduğunu kaydeden Bozoğlan, Suriye konusunda Türkmen varlığı dikkate alınarak çözüm üretilmesini beklediklerini ifade etti. Suriye’de sadece PYD-YPG değil diğer Kürt gruplarının da federalizmi gündeme getirdiğini söyleyen Bozoğlan, “Biz diğer Kürt gruplarınca Suriye’nin yeni hazırlanacak anayasasında federal yapı kurulması yönünde taleplerde bulunulduğu yönünde bilgiler alıyoruz” dedi.

Suriye Türkmen Meclisi olarak PYD-YPG’nin, 18 Kasım’da Soçi’ye yapılması planlanan toplantıya katılmasına, Türkiye gibi karşı çıktıklarını hatırlatan Bozoğlan, Ocak ayındaki toplantı için katılımcı listesi oluşturulmasına devam edildiğini dile getirdi. Suriye’de PYD-YPG haricindeki Kürt gruplardan katılım olabileceğini belirten Bozoğlan, Suriye Türkmen Meclisi olarak Soçi’deki kongreye katılım talebinde bulunduklarını henüz yanıt alamadıklarını vurguladı.

Suriye’deki barış süreci bakımından Suriyeli Türkmenler olarak çatışmalar sona erdiğinde “ecdat yadigarı” gördükleri topraklara geri dönmek istediklerini anlatan Bozoğlan, “İster Cenevre isterse Astana süreçlerinde olsun ilk birkaç toplantıda muhalefet için değerli ve somut sonuçlar alındı. Ancak sonrasındaki toplantılarda, somut sonuç olmadı. Çünkü rejim (Beşar Esad yönetimi) daima seçim yapılmasını ve anayasayı öne sürüyor. Buradaki esas nokta, Suriye’de geçici bir hükümet yapılması ve yeni anayasa ile seçimler için yetkili olmasıdır. Bu geçici hükümette Esat’ın yer almaması. Ancak bunu rejim kabul etmediği için Cenevre’de sonuç alınamıyor. Bu arada terörle mücadele, çatışmasızlık, tutukluları serbest bırakma gibi pek çok konu konuşuldu. Ancak geçiş hükümeti konusunda uzlaşma sağlanamadığı için barış süreci tıkandı. Bu geçiş hükümeti meselesi kabul edilirse barış süreci hızlanacaktır” diye konuştu.

Suriye’deki geçmiş nüfus sayımları itibariyle Türkmen nüfusa ilişkin veri bulunmadığını da belirten Bozoğlan, ancak çatışmalar öncesinde Suriye’de 3 milyon 500 bin Türkmen bulunduğunu kabul ettiklerini söyledi.

“Rusya Türkiye'yle ilişkisini bozmamaya çalışacaktır”

TOBB-ETÜ Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü öğretim görevlisi Toğrul İsmayıl da, Rusya–Türkiye ilişkilerini Amerika’nın Sesi’ne yorumladı. Suriye çerçevesinde gelişmeleri ele alan İsmayıl, “Rusya’nın izlediği politika, bölgede en üst derecede kendi çıkarları doğrultusunda bir oluşum yaratmak ve kontrol edebileceği bölgeler yaratmak. Suriye gibi bir ülkede Esat rejiminin varlığı Rusya’nın işine yarıyor ve burada askeri güçler kullanarak siyasi varlığını da koruyor. Ama Rusya’nın tek başına buna ileriye götürmesi zor. Bu nedenle Türkiye, İran gibi bölge ülkelerini de yanına alarak, bu meselede kendine de avantaj sağlamaya çalışıyor” dedi.

Hem Türkiye'yle hem İran'la sorunlar yaşansa da Rusya’nın geçici de olsa müttefik olmayı sürdürdüğünü kaydeden İsmayıl, özellikle ABD’nin bölgedeki ülkeler ve Türkiye ile stratejik ortaklık kuramamasından Rusya’nın yararlandığını söyledi. ABD’nin tavrının Moskova-Ankara yakınlaşmasına zemin hazırladığını ifade eden İsmayıl, “Ancak burada birkaç husus gözden kaçırılmamalı. Birincisi, Rusya’nın bölgede artan gücü. İkincisi Kürt meselesi. Üçüncüsü de Suriye’nin Esat rejimiyle yola devam edip etmeyeceği konusu. Bu meseleler, Türkiye ile Rusya arasında sorunlar yaşatabilecek başlıklar” diye konuştu.

Rusya’nın bölgede PYD-YPG dahil Kürt kozunu kullanmaya çalışacağını vurgulayan İsmayıl, ancak Türkiye’nin bu konuda ABD’yle yaşadığı kriz nedeniyle Rusya’nın daha dikkatli davranacağını belirtti. Rusya’nın, Türkiye’nin PYD-YPG hassasiyetini gözeteceğini düşündüğünü söyleyen İsmayıl, çünkü Rusya’nın bölgede tek başına güçlü olmadığını ve Türkiye'yle ilişkilerini bozmamaya çalışacağını dile getirdi.

  • 16x9 Image

    Yıldız Yazıcıoğlu

    Yıldız Yazıcıoğlu, 1994-1998 döneminde Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nde lisans eğitimini tamamladı. Mesleğe 1997 yılında Cumhuriyet’te stajyer olarak başladı. 1998-2000 döneminde yüksek lisans eğitimine devam etti. 2000 – Mayıs 2009 döneminde Milliyet’te mesleki kariyerini cumhurbaşkanlığı ve parlamento muhabirliği noktasına taşıdı. 2009 - 2011 yıllarında ABD’nin başkenti Washington DC’de kariyerini sürdürdü ve farklı medya kuruluşları için temsilcilik – yorumculuk görevlerini yürüttü. Bu dönemde VOA Türkçe’de eğitim aldı ve görev yaptı. Ardından Ankara’ya dönüşünde Habertürk TV’de, ArtıBir TV’de görevler üstlendi. Şu anda VOA Türkçe ekibinde görev almayı sürdürüyor.

STÜDYO VOA

Adams soruşturmasında sorgulanacak yeni Türk işadamları var mı? – 30 Eylül
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:29:59 0:00
XS
SM
MD
LG