Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’i devre dışı bırakma amacıyla Litvanya’da kapalı bir zirve düzenlendiği öne sürüldü.
Önce Alman medyasında çıkan haberi doğrulayan Litvanya Dışişleri Bakanı Gabrielus Landabergis, kendisinin daveti üzerine bugünden başlamak üzere 3 gün boyunca Almanya ve diğer bazı Avrupa ülkeleri, Amerika ve Rusya’dan üst düzey siyasetçi ve uzmanların yanısıra işadamları, insan hakları eylemcileri ve gazetecilerin "Rus ayısının devre dışı bırakılması" sloganı altında, "Rusya’nın Putinsizleştirilmesi" senaryosunu ele alacaklarını bildirdi.
Katılımcıların isim listesinin güvenlik nedeniyle gizli tutulacağı öğrenilirken, Landsbergis gazetecilere yaptığı açıklamada, "Savaşta güç kaybeden bir Putin daha da tehlikeli olabilir, bu tehdidi ortadan kaldırmanın tek yolu Putin'i iktidardan uzaklaştırmaktır" dedi.
Putin'in 9 Mayıs’ta yaptığı yıllık zafer konuşmasının "keyifsiz" olduğunu ve ona eşlik eden generallerin "kasvetli yüzlerinin" Ukrayna savaşında başarısızlığın bir işareti olduğunu öne süren bakan, "Putin iktidarda olduğu sürece Rusya'nın komşu ülkeleri tehlikede olacak" şeklinde konuştu.
Litvanya Dışişleri Bakanı, iki hafta önce NATO üyelerine yaptığı konuşmada, Vladimir Putin'i devirmenin Batı'yı ve müttefiklerini Moskova'dan gelecek tehditlerden korumanın tek yolu olduğunu söyleyerek, Rusya'ya karşı daha sert bir duruş talep etmişti.
Ukrayna'dan Almanya'ya tepki
Öte yandan Ukrayna'nın Almanya Büyükelçisi Andriy Melnik, Başbakan Olaf Scholz'un dün Davos'ta Dünya Ekonomik Forumu’nda yaptığı konuşmasının "büyük hayal kırıklığı yarattığını" söyledi.
Ruslar’ın Donbas'taki büyük saldırısına karşı, Ukrayna’nın Almanya’dan özellikle ağır silahlar konusunda bundan sonraki desteğiyle ilgili somut bir plan beklediğini, Scholz’un yaptığı konuşmada bu konuya değinmediğini ifade eden Melnik, Alman Başbakan’ın Ukrayna’nın çıkarlarına "saygısızlık gösterdiğini" öne sürdü. Melnik, "Scholz’un liderlik vasfı ve cesareti yok" dedi.
CDU'dan Başbakan Scholz'a eleştiri
Muhalefetteki Hıristiyan Demokrat Birliği’nin (CDU) Genel Başkanı Friedrich Merz de Scholz’un dünkü konuşmasını eleştirerek, hükümetin Rusya’ya karşı daha kararlı ve etkin adımlar atması ve Ukrayna’ya silah yardımını hızlandırması gerektiğini belirtti.
Rusya’nın Ukrayna’yı işgale başlamasını, Scholz’un "Almanya tarihinde önemli bir dönüm noktası" olarak tanımladığını söyleyen Merz, Ukrayna’nın kendisini savunabilmesi için Berlin’in insani ve mali yardımın yanısıra her türlü silah yardımının yapılacağı sözü verdiğini, ancak bunu da yerine getirmediğini söyledi.
Hükümetin Alman ordusunun modernizasyonu için 2022 bütçesinden 100 milyar Euroluk özel bir fon kurulacağı sözü de verdiğini anımsatan Merz, geçen sürede bu konuda hiçbir gelişme olmamasını eleştirdi.
CDU’nun Avrupa politikaları sözcülerinden Elman Brok ise Scholz’un gizli bir şekilde Rusya’yı korumaya çalıştığını öne sürerek, "Başbakan sürekli, Rusya’dan ve olası bir nükleer savaştan korkulması gerektiğini ifade ediyor. Bir yandan böyle bir savaşı engelleyen siyasetçi olarak ön plana çıkmak isterken, Kremlin’in ‘Rusya dünyanın en önemli askeri güçlerinden biri’ şeklindeki propagandasına da destek veriyor" şeklinde konuştu.
Başbakan Scholz dünkü konuşmasında, "Rusya’nın Ukrayna’yı işgali nükleer silahlarla donanmış büyük bir gücün, sınırları yeniden çizme iddiasını kanıtlıyor. Putin, neyin doğru olduğunu daha güçlü olanın dikte ettiği, özgürlüğün, egemenliğin ve kendi kaderini belirleme hakkının herkese ait olmadığı bir dünya düzenine geri dönmek istiyor. Bu emperyalizmdir. Bu, durum bizi birbirimize daha da yaklaştırdı” demişti.
Rusya- Ukrayna savaşı ile dünyanın bir dönüm noktasına geldiğini belirten Scholz, “Tehlikede olan sadece Ukrayna devleti değil. Bir daha asla iki yıkıcı dünya savaşının yaşanmaması için uluslararası işbirliğine hazırız. Putin, bu savaşı kazanmamalı ve ben de kazanmayacağına eminim. Bu savaş Putin’in savaşıdır ve tüm stratejik hedeflerini şimdiden kaçırdı” ifadelerini kullanmıştı.
Almanya Başbakanı, Rusya'nın başarısızlığa uğramasına rağmen tehlikenin henüz aşılmadığını belirterek, savaşın yayılma ihtimalinin henüz ortadan kalkmadığını da kaydetmişti.
