BAĞDAT —
Bağdat’ın Firdevs Meydanı’ndaki Saddam Hüseyin heykelinden yalnızca tek bir çizme kalmış.
Birçok kişi için Iraklılar’ın Amerikan askerleriyle bu heykeli yıktığı gün acımasız bir diktatörlüğün sonunu ve yeni bir umut ışığını simgeliyordu.
Meydan yerel seçimler öncesi kampanya posterleriyle dolu. Bu Irak’ta demokrasi sonrası beşinci seçim.
Bağdat’ın merkezinde sokaklar savaşın hemen sonrasına göre daha temiz ve daha iyi durumda. Kavşaklar trafiğe katılan yeni arabalarla dolu. Sıkışıklık bazen saatlerce sürüyor.
Ancak çoğu Iraklı demokrasinin hayatlarını iyileştirmediğini söylüyor. İşsiz inşaat işçisi Mehdi El Musavi günlük işlerle geçinmeye çalışıyor.
Musavi, “Genel olarak güvenlik biraz daha iyi ama hala güvenlik sorunları var” diyor.
Mezhep çatışmasının yoğun olduğu yıllara göre bombalamalar azalmış. Ancak mezhepsel şiddet hala her ay yüzlerce kişinin ölümüne neden oluyor.
Bağdat’ın merkezindaki pazar yerinde müşteriler fiyatların savaş öncesine göre çok yüksek olmasından şikayet ediyor. O zamanlar yiyecek ve yakıt devlet sübvansiyonu altındaydı. 5 çocuk annesi İntizar Fadıl da durumdan şikayetçi: “Bu bir trajedi. Bazılarının bir kilo yiyecek alacak parası yok. Bizim yiyeceğimiz var. Başkalarının yok. Günden güne yaşıyoruz.”
Irak’ın petrol sektörü büyük ölçüde toparlandı. Ancak bazı Iraklılar paranın yalnızca az sayıda zenginin elinde olduğunu söylüyor. Yolsuzluk yaygın. Kamu hizmetleri yetersiz.
Ancak Iraklılar mümkün olduğu kadar normal bir hayat yaşamaya çalışıyor. Ailelerini piknik yapmak, tekneye binmek için El Zevra Parkı’na götürüyorlar.
Sera Gayip, El Meşrik gazetesinin editörü: “Parkta Irak’ta barış varmış, iyi bir yerdeymişiz gibi bir duyguya kapılıyoruz. Ancak oranın dışında her şey çok farklı görünüyor.”
Yıllarca Iraklılar’ın dinlence yeri olan lunapark tekrar inşa edilmiş. Dönme dolabın tepesinden Yeşil Bölge görülüyor. Güvenlik bölgesine yalnızca orada yaşayanlar ya da çalışanlar girebiliyor.
Bazıları hayatın iyileştiğini ancak tamamen normale dönmesinin uzun süreceğini düşünüyor. Diğerleri ise herşeyin giderek eskiye benzediğini söylüyor. Ne olursa olsun, hiç kimse savaşı anmak istemiyor.
Birçok kişi için Iraklılar’ın Amerikan askerleriyle bu heykeli yıktığı gün acımasız bir diktatörlüğün sonunu ve yeni bir umut ışığını simgeliyordu.
Meydan yerel seçimler öncesi kampanya posterleriyle dolu. Bu Irak’ta demokrasi sonrası beşinci seçim.
Bağdat’ın merkezinde sokaklar savaşın hemen sonrasına göre daha temiz ve daha iyi durumda. Kavşaklar trafiğe katılan yeni arabalarla dolu. Sıkışıklık bazen saatlerce sürüyor.
Ancak çoğu Iraklı demokrasinin hayatlarını iyileştirmediğini söylüyor. İşsiz inşaat işçisi Mehdi El Musavi günlük işlerle geçinmeye çalışıyor.
Musavi, “Genel olarak güvenlik biraz daha iyi ama hala güvenlik sorunları var” diyor.
Mezhep çatışmasının yoğun olduğu yıllara göre bombalamalar azalmış. Ancak mezhepsel şiddet hala her ay yüzlerce kişinin ölümüne neden oluyor.
Bağdat’ın merkezindaki pazar yerinde müşteriler fiyatların savaş öncesine göre çok yüksek olmasından şikayet ediyor. O zamanlar yiyecek ve yakıt devlet sübvansiyonu altındaydı. 5 çocuk annesi İntizar Fadıl da durumdan şikayetçi: “Bu bir trajedi. Bazılarının bir kilo yiyecek alacak parası yok. Bizim yiyeceğimiz var. Başkalarının yok. Günden güne yaşıyoruz.”
Irak’ın petrol sektörü büyük ölçüde toparlandı. Ancak bazı Iraklılar paranın yalnızca az sayıda zenginin elinde olduğunu söylüyor. Yolsuzluk yaygın. Kamu hizmetleri yetersiz.
Ancak Iraklılar mümkün olduğu kadar normal bir hayat yaşamaya çalışıyor. Ailelerini piknik yapmak, tekneye binmek için El Zevra Parkı’na götürüyorlar.
Sera Gayip, El Meşrik gazetesinin editörü: “Parkta Irak’ta barış varmış, iyi bir yerdeymişiz gibi bir duyguya kapılıyoruz. Ancak oranın dışında her şey çok farklı görünüyor.”
Yıllarca Iraklılar’ın dinlence yeri olan lunapark tekrar inşa edilmiş. Dönme dolabın tepesinden Yeşil Bölge görülüyor. Güvenlik bölgesine yalnızca orada yaşayanlar ya da çalışanlar girebiliyor.
Bazıları hayatın iyileştiğini ancak tamamen normale dönmesinin uzun süreceğini düşünüyor. Diğerleri ise herşeyin giderek eskiye benzediğini söylüyor. Ne olursa olsun, hiç kimse savaşı anmak istemiyor.