WASHINGTON —
Genç zihinlerin gelişmek için sağlıklı gıdaya, çiftçilerinse ayakta kalabilmek için sadık müşterilere ihtiyacı var. Okul kafeteryalarındaki gıdaların yerel çiftliklerden elde edilmesiyse herkesin yüzünü güldürüyor.
Ruth Ann Monroe İlkokulu’nda öğle yemeğinde çocuklara yerel bir çiftlikten alınan rosto et servis ediliyor. Jeffrey Proulx, okul kafeteryaları sorumlusu: “Taze elma da aldık. Bugün çocuklara iki farklı cins elma servisi yapıyoruz. Meyvalar yakınımızdaki Rinehart Çiftliği’nde yetişiyor.”
Okulda venilen elmaların yüzde 85’i, sadece 20 kilometre uzaklıktaki Rinehart Meyve Bahçesi’nden geliyor.
Rinehart Elma Bahçesi yetkilisi JD Rinehart: “Okul yemekleri için sattığımız elmaların bu boyutta olması gerekiyor.”
Amerika’da okullar ve yerel çiftlikler arasındaki işbirliği giderek artıyor.
Her gün 30 milyondan fazla öğrenci, okulda öğle yemeği yiyor. Düşük gelirli ailelerden gelen 20 milyon çocuğun okul yemeği masraflarını hükümet karşılıyor.
Ancak Jeffrey Proulx, çoğu okulda taze yemek pişmediğini söylüyor: “Hazır yemekler fırınlarda ısıtılıyor. Bunlar tamamen işlemden geçirilmiş, önceden hazırlanmış yemekler. Oysa biz köklerimize dönmeye ve okullarda taze yemek pişirmeye çalışıyoruz.”
Uzmanlar, hazır okul yemeklerinin çocuklarda obeziteyi arttırdığı uyarısında bulunuyor. Hükümetin yeni getirdiği düzenlemelerse daha sağlıklı gıdalar sunulmasını öngörüyor. Taze besinler, yüksek tuz ve yağ oranlarının azalmasını sağlayacak.
Okul yetkilisi Jeffrey Proulux: “Okul yemeklerindeki tuz ve yağ oranını düşürmek için malzemeleri kendi kaynaklarımızdan elde edip kendimiz pişirmeliyiz.”
Çiftlik sahibi J.D. Rinehart, ürünleri yerel çiftliklerden almanın yerel ekonomiye de katkıda bulunduğunu söylüyor: “Tesislerimizi yeniliyor, yerel şirketlerden tarım araçları satın alıyoruz. Paranın bu bölgede kalması sadece bizim değil bizden ürün satın alan müşteriler açısından da çok önemli.”
1997 yılında sadece altı eyalet, okullardaki öğle yemekleri için yerel üreticilerden yararlanırken artık 50 eyalet de bu programlardan yararlanıyor.
Dünya Gıda Programı’ndan Carmen Burbano, bu hareketin dünya liderinin Amerika olmadığına dikkat çekiyor ve bu alandaki başarı öyküsünün Brezilya’ya ait olduğunu belirtiyor.
Brezilya’nın eski devlet başkanı Luis Inacio Lula da Silva, “Sıfır Açlık” adını verdiği yoksullukla mücadele projesinin mimarıydı.
Carmen Burbano’ya göre bu projenin en önemli temel taşlarından biri okul yemekleri programıydı. O nedenle hükümet, 2009’da, oldukça pahalıya malolan bu programa yerel çiftçileri dahil etmenin çok karlı olacağını anlamıştı.
Program, okul yemeklerinde kullanılan malzemenin yüzde 30’unun yerel çiftçilerden sağlanmasını öngörüyor. Program o kadar başarılı oldu ki, Brezilya şimdi bazı Afrika ülkelerinin “çiftlikten okula” projelerini hayata geçirmesine yardım ediyor.
Ruth Ann Monroe İlkokulu’nda öğle yemeğinde çocuklara yerel bir çiftlikten alınan rosto et servis ediliyor. Jeffrey Proulx, okul kafeteryaları sorumlusu: “Taze elma da aldık. Bugün çocuklara iki farklı cins elma servisi yapıyoruz. Meyvalar yakınımızdaki Rinehart Çiftliği’nde yetişiyor.”
Okulda venilen elmaların yüzde 85’i, sadece 20 kilometre uzaklıktaki Rinehart Meyve Bahçesi’nden geliyor.
Rinehart Elma Bahçesi yetkilisi JD Rinehart: “Okul yemekleri için sattığımız elmaların bu boyutta olması gerekiyor.”
Amerika’da okullar ve yerel çiftlikler arasındaki işbirliği giderek artıyor.
Her gün 30 milyondan fazla öğrenci, okulda öğle yemeği yiyor. Düşük gelirli ailelerden gelen 20 milyon çocuğun okul yemeği masraflarını hükümet karşılıyor.
Ancak Jeffrey Proulx, çoğu okulda taze yemek pişmediğini söylüyor: “Hazır yemekler fırınlarda ısıtılıyor. Bunlar tamamen işlemden geçirilmiş, önceden hazırlanmış yemekler. Oysa biz köklerimize dönmeye ve okullarda taze yemek pişirmeye çalışıyoruz.”
Uzmanlar, hazır okul yemeklerinin çocuklarda obeziteyi arttırdığı uyarısında bulunuyor. Hükümetin yeni getirdiği düzenlemelerse daha sağlıklı gıdalar sunulmasını öngörüyor. Taze besinler, yüksek tuz ve yağ oranlarının azalmasını sağlayacak.
Okul yetkilisi Jeffrey Proulux: “Okul yemeklerindeki tuz ve yağ oranını düşürmek için malzemeleri kendi kaynaklarımızdan elde edip kendimiz pişirmeliyiz.”
Çiftlik sahibi J.D. Rinehart, ürünleri yerel çiftliklerden almanın yerel ekonomiye de katkıda bulunduğunu söylüyor: “Tesislerimizi yeniliyor, yerel şirketlerden tarım araçları satın alıyoruz. Paranın bu bölgede kalması sadece bizim değil bizden ürün satın alan müşteriler açısından da çok önemli.”
1997 yılında sadece altı eyalet, okullardaki öğle yemekleri için yerel üreticilerden yararlanırken artık 50 eyalet de bu programlardan yararlanıyor.
Dünya Gıda Programı’ndan Carmen Burbano, bu hareketin dünya liderinin Amerika olmadığına dikkat çekiyor ve bu alandaki başarı öyküsünün Brezilya’ya ait olduğunu belirtiyor.
Brezilya’nın eski devlet başkanı Luis Inacio Lula da Silva, “Sıfır Açlık” adını verdiği yoksullukla mücadele projesinin mimarıydı.
Carmen Burbano’ya göre bu projenin en önemli temel taşlarından biri okul yemekleri programıydı. O nedenle hükümet, 2009’da, oldukça pahalıya malolan bu programa yerel çiftçileri dahil etmenin çok karlı olacağını anlamıştı.
Program, okul yemeklerinde kullanılan malzemenin yüzde 30’unun yerel çiftçilerden sağlanmasını öngörüyor. Program o kadar başarılı oldu ki, Brezilya şimdi bazı Afrika ülkelerinin “çiftlikten okula” projelerini hayata geçirmesine yardım ediyor.