Şeyh Sait adının bir bulvara verilmesiyle başlayan tartışmalar sürerken, ismin daha önce Dağkapı Meydanı’na verilmesi gerekçesiyle haklarında dava açılan 60 kişinin yargılanması devam ediyor. Meydana yakın yerlerdeki yön tabelalarında ise Şeyh Sait ismi hâlâ duruyor.
Kayyumla yönetilen Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’nin, Elazığ ile Silvan çevre yollarını birbirine bağlayacak bulvara, 1925 tarihli isyanın lideri Şeyh Sait’in adını vermesiyle başlayan tartışma, dönemin Belediye Meclis Üyesi Cihan Aydın’ın paylaştığı belgelerle yeni bir boyut kazandı. Aydın, Şeyh Sait isminin verildiği toplantıların tutanaklarını paylaştı.
Aydın’ın paylaştığı belgelere göre bulvara, özellikle yöre halkından destek gören ancak bazı siyasetçi ve gazetecilerin tepki gösterdiği isim Osman Baydemir’in belediye başkanlığı döneminde verildi. Diyarbakır Büyükşehir Belediye Meclisi, bulvarın Şeyh Sait ismiyle anılması kararını 29 Kasım 2011 tarihli toplantısında aldı.
Şeyh Sait adının verildiği bir yer de Dağkapı Meydanı oldu. İstiklal Mahkemesi tarafından 47 arkadaşıyla birlikte idam cezasına çarptırılan Şeyh Sait’in asıldığı yer olan meydanın adı, Belediye Meclisi’nin 12 Ağustos 2014 tarihli kararıyla değiştirildi.
Meydana “Qada Sex Said” yani Şeyh Sait Meydanı adı verildi. Belediye Eş Başkanı Kışanak, kararın alındığı toplantıda “Şeyh Said Efendi’nin ve arkadaşlarının mezarlarının bulunduğu alan artık onların ismiyle anılacak ve büyük bir yüzleşme gerçekleşecektir” diye konuştu.
Kararın ardından meydana açılan caddelere yön tabelaları konuldu. Hala yerinde duran tabelalarda da Kürtçe ve Türkçe “Şeyh Sait Meydanı” yazıyor.
Karara imza atanlar hakkında dava açıldı
Bu karar onaylanmak üzere Diyarbakır Valiliği’ne gönderildi. Ancak Valilik, talebe yanıt vermeyerek, kararda imzası bulunan 60 kişi hakkında İçişleri Bakanlığı’ndan soruşturma izni istedi.
Dönemin İçişleri Bakanı Efkan Âlâ’nın verdiği izinle başlatılan soruşturma sonunda, aralarında Gültan Kışanak’ın da bulunduğu 60 kişi hakkında dava açıldı. Bakanlık soruşturma raporunda, valiliğin Belediye Meclisi kararına yanıt vermemesinin zımni red olarak kabul edilmesi gerektiğini belirterek, belediyenin buna uymayarak Belediye Kanunu’na aykırı hareket ettiğini vurguladı.
Kararın alındığı dönemde belediye meclisi üyesi olan eski Diyarbakır Baro Başkanı Cihan Aydın da yargılananlar arasında. VOA Türkçe’ye konuşan Aydın, davanın yaklaşık sekiz yıldır sürdüğünü söyledi.
Görevi kötüye kullanmakla suçlandıklarını ifade eden Aydın, “Gültan Hanım (Kışanak) ve Fırat Bey (Anlı) eş başkanlardı. Ben de belediye meclis üyesiydim. O dönem gündeme geldi ve kabul edildi. Belediye yasasına göre verilen isim nihai olarak onanması için valilik oluruna gidiyor. Valilik ‘olur’ verdiği zaman bu kararyürürlüğe giriyor; vermediği zaman girmiyor. Belediyenin ya buna dava açması lazım ya da vazgeçmesi lazım. Ama belediye ikisini de yapmadı. Bu isimlerde ısrarcı oldu. Dolayısıyla bu dava açılmış oldu” dedi.
Türk Ceza Kanunu, ‘görevi kötüye kullanma’ suçuna 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası öngörüyor. Hukukçular ise valiliğin onay vermemesinin ismin onaylanmadığı anlamına geldiği görüşünde.
Şeyh Sait adı yıllardır tabelalarda
Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi, valilik onay vermese de Şeyh Sait Meydanı’nın adının yazıldığı yön tabelalarını kentin değişik noktalarına koydu. Kürtler’le ilgili çalışmalar yapan siyasi parti ve sivil toplum kuruluşları, meydanda düzenledikleri etkinliklerin duyurularında “Şeyh Sait Meydanı” adını kullanıyor.
Tartışma istifa getirdi: Ensarioğlu İYİ Parti’den ayrıldı
Bu arada Şeyh Sait'e hakaret edenlere tepki gösterdiği gerekçesiyle disipline sevk edilen İYİ Parti Milletvekili Salim Ensarioğlu partisinden istifa etti.
Sosyal medya hesabı üzerinden açıklama yapan Ensarioğlu, Şeyh Sait’le ilgili açıklamaları nedeniyle, kendi partisi başta olmak lince uğradığını belirterek, “Bu çevrelerin linç kampanyasına karşı partinin yetkilileri; şahsıma bırakın destek vermeyi, linç odaklarından daha fevri bir şekilde beni disiplin kuruluna sevk etmişlerdir. Bu konuda da iyi bilinmelidir ki Şeyh Said, Bediüzzaman Said Nursi ve Seyid Rıza bölgemin önemli değerlerindendir” dedi.
Ensarioğlu, istifa gerekçesini şöyle açıkladı:
“Benim açıklamalarımı disipline sevk kararı İYİ Parti’nin merkez sağ iddiasını artık taşımadığının da vesikasıdır. Bu tutum partinin kuruluş felsefesi olan milliyetçi, kalkınmacı ve demokratik kimliğinden saptığı ve farklı görüşlere ve demokratik kimliğine tahammülü kalmadığını göstermektedir. Bu nedenle İYİ Parti ile beni bir araya getiren siyasal gerekçeler ortadan kalkmıştır. Ben inandığım doğruları savunmaktan bedeli ne olursa olsun asla geri durmayacağım.”
Forum