Suriye’de iki yıl önce kullanılan ve 1300 kişinin ölümüne yol açan sarin gazının yapımında kullanılan bazı maddelerin, Türk istihbaratının bilgisi dahilinde Suriye’de faaliyet gösteren El Nusra ve Ahrar-ı Şam gibi radikal İslamcı gruplara nakledildiği ileri sürüldü.
Bu iddia, ana muhalefet partisi CHP’nin iki İstanbul milletvekili tarafından ortaya atıldı. CHP milletvekilleri Eren Erdem ve Ali Şeker, Adana’da 13 El Nusra şüphelisi hakkında açılan ve daha sonra takipsizlik kararı verilerek kapatılan davanın iddianamesinin içeriğini Türk basın mensuplarıyla paylaştı. Söz konusu iddianamede, El Nusra mensubu olduklarından şüphelenilen kişiler arasındaki telefon konuşmalarının ve kimyasal ham maddelerin geçişinin Türk güvenlik güçlerinin ve devletin bilgisi dahilinde yaşandığına işaret ediliyor. Yetkililer, şüpheli yedi kişiyi önce, altı kişiyi ise daha sonra serbest bırakmıştı. Aynı iddianamede, bazı Türk iş adamlarının aracılık yaptığına işaret edildiği belirtildi.
İddianameye ulaşmayı başaran iki CHP milletvekili, iki radikal İslamcı örgüte kimyasal silah yapımında kullanılan madde temin etmekle suçlanan Suriye vatandaşı Hytam Qassap ile yardımcısı olan Türkler’in eldeki mevcut kanıtlara karşın serbest bırakılmalarına özellikle dikkat çektiler. Ali Şeker, Cenevre’de 1925’te imzalanan anlaşmanın kimyasal gazların savaş sırasında kullanımını yasakladığını belirtti. CHP milletvekili Şeker, benzer anlaşmaların, 1936’da sinir gazı için ve 1938’de sarin gazı için imzalandığını da kaydetti. Ali Şeker “Kürt Hiroşiması” olarak tarihe geçen Halepçe’de de, Saddam Hüseyin kuvvetlerinin Kürt halkına karşı Sarin gazı kullandığının altını çizdi.
Eren Erdem, “Bu iddianame Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde işlenen bir savaş suçunun belgesidir” dedi.