Türkiye’de yapılan son kamuoyu yoklamaları, 7 Haziran seçimleri sonrasında Adalet ve Kalkınma Partisi’nin Meclis’te çoğunluğunu yitirebileceği yönünde. Uzmanlar, ülkenin seçim sonrasında Suriye ve mülteciler konusunda ciddi dış politika değişiklikleri geçirebileceği uyarısında bulunuyor.
Milliyet ve Al Monitor yazarı Kadri Gürsel, 14 yıldır Türkiye’yi tek başına yöneten AKP’nin seçimlerde Meclis çoğunluğunu kaybederse, bunun Türk dış politikasını derinden etkileyeceğini düşünüyor.
Gürsel AKP’nin tek başına iktidarının sona ermesi durumunda Türk dış politika tercihlerinde “fabrika ayarına” dönüş yaşanacağı görüşünde. Gürsel bu politikanın üç ayağı olduğunu belirtiyor. Kurumsal yaklaşım, öngörülebilirlik ve laik dış siyaset. Gürsel ayrıca bu maddelere komşularla iyi ilişkilerin de dördüncü bir unsur olarak eklenebileceğini düşünüyor.
Tüm muhalefet partileri AKP’yi gün geçtikçe daha Sünni yanlısı bir bölgesel politika izlemekle suçluyor. Hükümet karşıtları, Türkiye’nin son dönemde Suudi Arabistan ve Katar’la aynı çizgide hareket etmesini eleştirirken hükümet böyle bir değişiklik yaşandığını reddediyor.
Seçimlerin ardından olası bir koalisyon hükümeti oluşturulması durumunda belki de en büyük değişim Türkiye’nin Suriye siyasetinde yaşanabilir.
Brüksel’deki Carnegie Enstitüsü’nden Sinan Ülgen, koalisyonun Türkiye’nin Suriye’deki muhalif gruplarla olan bağının zayıflayacağı anlamına gelebileceğini düşünüyor.
AKP Suriyeli muhaliflerin en büyük destekçileri arasında ve Esat rejimini devirmeye kararlı. Ancak bu politika Türkiye’nin Suriye’deki savaşı kızıştırdığını savunan muhalefet partileri tarafından sert bir biçimde eleştiriliyor. Suriye’deki savaş 2 milyon Suriyeli’nin mülteci olarak Türkiye’ye gelmesine neden oldu.
Muhalefet partileri aynı zamanda radikal İslamcı grupların Suriye sınırında toplanması ve Türkiye’yi cihatçılar için geçiş ülkesi olarak kullanması nedeniyle endişeli. Gürsel, herhangi bir koalisyon ortağının bu siyasete son verilmesini talep edeceğini düşünüyor:
“Koalisyon Türkiye’nin Suriye ile ilgili hasar kontrolü yapmasını sağlar. El Kaide ile bağlantılı örgütlere gizli destek sona erir. IŞİD’e gizli destek sona erir, sınırlarda güvenlik sağlanır ve Suriye krizine ideolojik yaklaşım biter. Mezhepçi politikalara da son verilir.”
AKP, IŞİD’e destek verdiğini reddediyor ancak Suudi Arabistan ve Katar’la beraber diğer İslami gruplara desteğini arttırdığını kabul ediyor.
Esat güçlerine karşı son zamanlarda yaşanan kazanımların, bu desteğin bir sonucu olduğu düşünülüyor. Türkiye’nin Suriye ile 900 kilometrelik sınırı ülkenin kuzeyindeki muhalif direnişçilere destek göndermenin tek yolu. Kemal Kılıçdaroğlu bu ay içinde yaptığı bir konuşmada sınırın kapatılması çağrısında bulundu.
Ancak kurulacak koalisyonda hangi partinin yer alacağı da, Türkiye’nin dış politikasında önemli bir unsur olabilir.
Sinan Ülgen, HDP ile oluşacak bir koalisyonun, Kürt sorununun çözümüne yönelik adımların atılmasına yol açacağını ve Kuzey Irak’taki Kürtlerle ilişkileri de etkileyeceğini söylüyor. Uzman, MHP ile oluşturulacak bir koalisyonda ise Kürt sorununun çözümü konusunda kötümser bir hava oluşabileceğini, ayrıca dış siyasette de daha milliyetçi bir tavır alınabileceğini düşünüyor.
AKP’nin Irak Kürt Bölgesel Yönetimi ile ilişkileri geliştirmesi, en önemli dış siyaset başarılarından biri olacak görülüyor. Bazı tahminlere göre bölge, Türkiye’nin en büyük ikinci ticaret ortağına dönüştü. PKK ile müzakereler kırılgan olsa da, süreç Türkiye’nin siyasi ve ekonomik istikrarı açısından önemli görülüyor. Uzmanlar, hükümette kim olursa olsun bu kazanımların kaybedilmesinin ciddi bir bedeli olacağını düşünüyor.