BERLİN- Türkiye’de gerçekleştirilen cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimleri Alman siyasetinde değişik yankılara yol açarken, basında da geniş yer buldu.
Recep Tayyip Erdoğan ve Kemal Kılıçdaroğlu‘nun oylarının yüzde 50'yi aşamaması ve seçimin ikinci tura kalmasını değerlendiren Federal Tarım Bakanı Cem Özdemir, seçimlerin "Türkiye toplumunu böldüğünü" öne süren bir açıklama yaptı.
"Kılıçdaroğlu ikinci turu kazansa bile 'çok derin bir şekilde bölünmüş bir ülke ile karşı karşıya kalacak' diyen Özdemir, seçimin muhalefet için adil koşullar altında yapılmadığını söyledi.
Bakan Özdemir, 1960'larda Türkiye'den Almanya'ya göç eden bir ailenin çocuğu olarak, seçimde gelinen durumun kadın hakları, LGBT hakları, insan hakları ve azınlık hakları için iyi bir haber olmadığını dile getirdi. "Adil olmak aynı zamanda medyaya erişim anlamına da geliyor. İşte böyle bir şey söz konusu değil. Bazı muhalif politikacılar ve gazeteciler hapiste ya da sürgünde" şeklinde konuşan Özdemir, "Aynı zamanda seçim sonuçlarının ülkenin ruh halini yansıttığını kabullelenelim. Kendimizi kandırmayalım" dedi.
Seçimi yorumlayan siyasetçilerden bir diğeri Yeşiller Partisi Genel Başkanı Ricarda Lang oldu. Lang, ikinci tura kalınması durumunda partisinin, muhalefetin adayı Kemal Kılıçdaroğlu'nu desteklemeyi sürdüreceğini açıkladı. "Parti olarak böyle durumlarda tavır almanın ve açıkça 'demokratların yanındayız' demenin doğru olduğunu" düşünüyorum diyen Lang, Kılıçdaroğlu'nun seçilmesinin Avrupa Birliği ile ilişkiler için bir fırsat olacağına da ifade etti. Yeşiller daha önce muhalefet ittifakının seçilmesinden yana olduğunu açıkça duyurmuştu.
Sosyal demokrat SPD'li dış politika uzmanı Michael Roth, cumhurbaşkanlığı seçimlerinin neticesini "üzücü bir sonuç" söz olarak tanımladı. Roth, kendisi gibi birçok kişinin muhalefetin ilk seçimden daha güçlü çıkacağını umduğunu söyledi.
Hristiyan Demokrat CDU'lu milletvekili Serap Güler, Kılıçdaroğlu’nun birinci olmamasına ve seçimin ikinci tura kalmasına şaşırdığını söyleyerek, "Hala Erdoğan'ı destekleyen çok ama çok sayıda insan olmasına çok şaşırdım" dedi.
Türkiye’de toplumun ikiye bölündüğünü öne süren Güler, Erdoğan seçmenlerinin "körü körüne bağlılık" içinde olduklarını öne sürdü. Güler, Yeşiller’in Kılıçdaroğlu’na açık destek vermesini eleştirerek, "Bence 'demokrasi kazansın' demek de yeterli olurdu. Bu her şeyi anlatırdı" şeklinde konuştu.
Seçim sonucunu muhalefet için "kısmi bir başarı" olarak niteleyen SPD’li milletvekili Macit Karaahmetoğlu, "Türkiye'de ekonomi ve hukukun üstünlüğü dibe vurmuş durumda ve farklı bir yönetim biçimine ihtiyaç var. Bu durum artık nüfusun daha geniş kesimleri, özellikle de gençler tarafından anlaşılmış durumda. Erdoğan'ın yaşadığı kayıplar, asıl AKP seçmeninin de Cumhurbaşkanı'na olan güvenini kaybettiğini gösteriyor" derken, ülkenin mevcut başkanlık sistemi altında bir beş yıl daha yaşaması durumunda, halkın refahının ciddi bir tehdit altında olacağını iddia etti.
Almanya’daki Türk seçmenlerin büyük çoğunluğu Erdoğan’ı seçti
Dün yapılan seçimlerde Almanya’daki seçmenlerin hangi adaya oy verdikleri de ortaya çıktı. Verilen oyların yüzde 97,7’sinin sayılmasından sonra ortaya çıkan tabloya göre, vatandaşların yüzde 65,40’ı Erdoğan’ı seçti. Kılıçdaroğlu yüzde 32,61 oranında destek bulurken, Sinan Oğar’ın oy oranı ise yüzde 1,29 olarak tespit edildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’a en yüksek destek yüzde 78 oranı ile Essen kentinden gelirken, başkent Berlin’de Erdoğan ve Kılıçdaroğlu’nun yüzde 49 oranında başabaş destek bulmaları dikkat çekti.
24 Haziran 2018 seçim sonuçlarına göre Recep Tayyip Erdoğan, Almanya'da oyların yüzde 64,8’le çoğunluğunu alarak ilk sırada yer almıştı. O dönemde Muharrem İnce yüzde 21,9, Selahattin Demirtaş ise yüzde 10 destek bulmuştu.
Seçimler Alman medyasında
Alman medya kuruluşları seçimlere ilişkin gelişmeleri dün akşam saatlerinde başlamak üzere anlık olarak okuyucuları ve izleyenleri ile buluşturdu. Medyada çıkan haber ve yorumlarda, oyların sayımına devam edildiği ve ikinci turun muhtemel olduğu vurgulandı.
Der Tagesspiegel gazetesi, "Türk muhalefeti büyük bir darbe aldı" başlıklı yorumunda, altı partiden oluşan birleşik muhalefetin "büyük çeşitliliğine rağmen, iktidardaki cumhurbaşkanına karşı çoğunluk sağlanamamış olması dikkat çekicidir" görüşünü paylaştı. Gazete, "Bu seçim sonucu hiçbir açıdan iyiye işaret değil. Erdoğan'ın ikinci kez kazanması halinde, gerek Türkiye içinde gerekse AB ile ilişkilerde bildik sorunların birçoğu büyük olasılıkla devam edecektir" değerlendirmesinde bulundu.
"Türkiye'nin yakın tarihindeki en önemli seçimin sonucu henüz netleşmedi" başlığı ile Türkiye’deki gelişmeleri duyuran Die Welt gazetesinde, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde durumun ikinci tura işaret ettiği belirtilirken, "Erdoğan zaferden emin, rakibi Kılıçdaroğlu ise hükümeti manipülasyon yapmakla suçluyor. Bu arada, iktidar partisi olası bir ikinci turda psikolojik bir avantaj elde edebilir " görüşü yer aldı.
Seçimlerin ikinci tura kalma ihtimalini, "Türkiye'de iktidar mücadelesi" başlığı altında duyuran Der Spiegel dergisi, " Erdoğan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde beklenenden daha başarılı oldu. Ancak iktidarda kalmak için ikinci turda bir rakibinin yardımına ihtiyacı olabilir" diyerek, Sinan Oğan’ın desteğinin önemine dikkat çekti.
Die Süddeutsche Zeitung ise, seçimlerle ilgili haberlerinin ortak başlığını "Uzun bir gece" olarak seçti. Haber ve yorumlarda, cumhurbaşkanlığı seçiminde ilk turda iki adayın da yüzde 50’yi aşamadığı ifade edilirken, Millet İttifakı’nın adayı Kılıçdaroğlu’nun aldığı sonucun "şaşkınlığa neden olduğu" öne sürüldü.
Alman devlet televizyonları ARD ve ZDF de haberlerinde seçime geniş yer verdi, sürekli güncellemeler yaparak gece boyu takibi sürdürdü. ARD’nin internet sayfasında konuyla ilgili "Muhalefetin nafile çabaları" başlığı altında yayınlanan yorumda, "Türkiye'deki başa baş yarış şunu gösteriyor: Ekonomik krize, yolsuzluğa ve deprem bölgesindeki başarısızlıklara rağmen Cumhurbaşkanı Erdoğan hala hesaba katılmalı. Bu aynı zamanda adil olmayan bir seçim kampanyasından da kaynaklanıyor" görüşüne yer verildi. ZDF’in internet sitesinde ise, "Türkiye için iki senaryo" balıklı bir analiz-yorum dikkat çekti. Yazıda, "Erdoğan'ın halk arasında hala çok sayıda destekçisi var. Ekonomik sorunlar ve depremin hatalı kriz yönetimi nedeniyle cumhurbaşkanları Erdoğan'ı suçlamıyorlar ve yıllardır uyguladığı büyük ölçekli projelerini kutluyorlar. Erdoğan özellikle muhafazakar seçmenler arasında popüler" denilirken, "Cumhurbaşkanı‘nın yeniden seçilmesi durumunda daha da otoriter bir yönetim sergileyeceği ve muhaliflere baskının artacağı tahmin ediliyor" denildi. ZDF’in yorumunda, "Eğer Kemal Kılıçdaroğlu ikinci tur seçimlerini kazanırsa, Batılı devletler rahat bir nefes alacaktır. Çünkü Kılıçdaroğlu NATO ve AB'nin dostu olarak görülüyor. Erdoğan son yıllarda giderek daha fazla popülist ve otokrat olarak görülürken, Kılıçdaroğlu kendisini sağduyulu bir demokrat olarak tanımlıyor" ifadesine yer verildi.