Erişilebilirlik

Seçimler Dış Politikayı Nasıl Etkiler?


Türkiye’deki seçimler uluslararası kamuoyu tarafından da yakından takip ediliyor. ABD’de Washington Post ve Politico gibi yayın organları seçimleri 2023’ün en önemli seçimleri olarak değerlendiriyor. 14 Mayıs’tan sonra Türkiye’nin dış politikasının nasıl şekillenebileceği en fazla merak edilen konulardan biri.

Bazı uzmanlar Millet İttifakı ve Kemal Kılıçdaroğlu’nun seçimleri kazanmasının Moskova için kötü haber olabileceğini belirtiyor.

Millet İttifakı Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu seçim öncesi ekonomik reform ve Türkiye’nin Batılı müttefikleriyle diplomatik ilişkileri yeniden düzeltme vaadinde bulunuyor.

Okan Üniversitesi’nden Zeynep Alemdar, “Amerika, NATO ve Avrupa Birliği gibi ilişkiler geri dönecek çünkü Batı eğilimi, yeni yönetimin ilk önceliklerinden biri olacak” diyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin’le enerji anlaşmaları ve Rus silahlarının alınmasıyla ilgili ilişkileri derinleştirmesi Türkiye’nin Batılı müttefikleriyle ilişkilerini olumlu etkilemiyor.

NATO üyesi Türkiye, İsveç’in NATO üyelik başvurusunu henüz onaylamadı. Bazı uzmanlar Moskova’nın Erdoğan’ın dış politikasını ‘kazanç’ olarak gördüğü düşüncesinde.

Bonn Üniversitesi’nden Zaur Gasimov, “Bu Moskova tarafından Rusya yanlısı olarak algılanmıyor. Türk yanlısı, çok güçlü Türk yanlısı olarak algılanıyor. Ama aynı zamanda Batı yanlısı olarak da algılanmıyor. Sanırım Moskova’daki gündeme uyan asıl durum bu” ifadelerini kullanıyor.

Seçimler Dış Politikayı Nasıl Etkiler?
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:02:42 0:00

Türkiye önemli oranda Rus enerjisine, turizmine ve Suriye’de işbirliğine bağımlı bir ülke. Uzmanlar Moskova’yla ilişkilerin düğümünü çözmenin kolay olmayacağını belirtiyor.

Okan Üniversitesi’nden Alemdar, “İki ülke arasındaki ekonomik bağ ne olursa olsun Rusya’yla ilişkileri dengelemek zor olacak. Beklenen Avrupa Birliği’yle yeşil geçiş açısından yeni ve daha iyi ilişki, Rusya’yla da böylece ilişkilerin yeniden dengelenebilmesi” diyor.

Türkiye’nin insan hakları sicilinin bozuk olması Avrupa Birliği üyelik sürecini uzun süredir dondurmuş durumda. İlişkiler bugünlerde al-ver sürecine dayanıyor, Ankara’nın Avrupa Birliği’yle yaptığı, mültecileri tutmasına karşılık Euro anlaşması gibi.

Kılıçdaroğlu insan haklarına dayanan yeni bir anayasa taahhüdünde bulunuyor. Millet İttifakı’nın adayına göre bu Türkiye’nin Avrupa Birliği üyelik sürecinin devamını sağlayacak. Ama uzmanlar Türkiye’nin Batılı müttefiklerinin böyle bir diplomatik değişime hazır olup olmadıklarını sorguluyor.

Brookings Enstitüsü’nden Aslı Aydıntaşbaş, “Ne Washington ne de Avrupa Erdoğan sonrası bir döneme hazırlıklı değil. Önünde sonunda yeni hükümete bir şey önermeyi istemek zorunda kalacaklar. Ya stratejik bir görüşme, Avrupa Birliği üyelik müzakerelerinin yeniden başlaması ya da Türkiye’yle transatlantik ittifakı yeniden başlatmak” diyor.

Uzmanlar Türkiye’nin Batılı müttefiklerinin Erdoğan’ın 2002’de iktidara gelmesine şaşırdığına dikkat çekiyor.

Kılıçdaroğlu’nun kazanması da yine diplomatları şaşırtabilir.

XS
SM
MD
LG