Erişilebilirlik

Dışişleri Bakanı adayı Rubio'dan ABD'nin çıkarlarını "her şeyin üstünde" tutma sözü


Kübalı göçmen bir ailenin çocuğu olarak Miami'de doğan Rubio, komisyonun ardından Senato’nun da onayını alması halinde ABD'nin en üst düzey diplomatı olarak görev gelen ilk Latin kökenli kişi olacak.
Kübalı göçmen bir ailenin çocuğu olarak Miami'de doğan Rubio, komisyonun ardından Senato’nun da onayını alması halinde ABD'nin en üst düzey diplomatı olarak görev gelen ilk Latin kökenli kişi olacak.

20 Ocak’ta göreve başlayacak olan ABD Başkanı Donald Trump'ın Dışişleri Bakanı olarak seçtiği Florida Senatörü Marco Rubio'nun Senato onay oturumu Dış İlişkiler Komisyonu’nda Çarşamba günü başladı. Trump'ın “Önce Amerika” vizyonunu Dışişleri Bakanı olarak uygulama sözü veren Rubio, yeni yönetimin Amerikan çıkarlarını “her şeyin üstünde” tutarak yeni bir yol çizeceği taahhüdünde bulundu.

Rubio açış konuşmasında, dış politikada Amerikan çıkarlarına öncelik verilmesi gerektiğini vurguladı.

ABD Dışişleri Bakanlığı'nın en büyük önceliğinin ABD olacağını vurgulayan Rubio, "Harcadığımız her dolar, finanse ettiğimiz her program, izlediğimiz her politika şu üç sorudan birinin cevabıyla gerekçelendirilmeli. Amerika'yı daha güvenli kılıyor mu? Amerika'yı daha mı güçlü kılıyor? Ya da Amerika'yı daha müreffeh hale getiriyor mu? Başkan Trump yönetiminde, çalışkan Amerikan vergi mükelleflerinin dolarları her zaman akıllıca harcanacak ve gücümüz her zaman ihtiyatlı bir şekilde kullanılacak" dedi.

“Amerika kendi evinde güvende değilse dünya barışını nasıl sağlayabilir?” diye soran Rubio, "Temel ulusal çıkarlarımızı her şeyin üstünde tutmak izolasyonizm değil, sağduyulu bir anlayış. Ulusal çıkarlarımızı merkeze alan dış politikamız, ortaya çıkışından bu yana modası geçmiş bir gelenek değil" dedi.

"Ukrayna'daki savaş sona erdirilmeli"

Ukrayna'daki savaşın sona erdirilmesinin ABD'nin resmi pozisyonu olması gerektiğini söyleyen Rubio, hem Ukrayna hem de Rusya'nın “taviz vermesi gerekeceğini” söyledi.

"(Rusya Cumhurbaşkanı) Vladimir Putin'in yaptıkları kabul edilemez. Bu konuda hiç şüphe yok“ diyen Rubio, çatışmanın sona ermesi gerektiğini vurguladı.

“Bu zor bir iş olacak. Bu kolay bir çaba olmayacak. Cesur bir diplomasi gerektirecek ve umudum bunun bir ateşkesle başlayabilmesi” diyen Rubio, ancak bunun gerçekleşmesi için her iki tarafın da elinde koz olması gerektiğini kaydetti.

"Ortadoğu'da 90 gün önce var olmayan fırsatlar şu anda mevcut”

İsrail ile Hamas arasında rehinelerin serbest bırakılmasını da içeren bir anlaşmaya varılacağından “umutlu” olduğunu söyleyen Rubio, hem Biden yönetimini hem de Trump geçiş ekibini çalışmalarından dolayı övdü.

Hamas'ın sivil olarak gördüğü rehineler ve İsrail ordusunun erkek mensupları olarak tanımladığı rehineler olmak üzere iki grup üzerinde müzakerelerin sürdüğünü söyleyen Rubio, savaştaki tutumu nedeniyle İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu hakkında tutuklama emri çıkaran Uluslararası Ceza Mahkemesi'ni de kınadı ve mahkemenin bir noktada ABD liderlerini yargılamaya çalışabileceği uyarısında bulundu.

Rubio ayrıca, Suriye'de Beşar Esat'ın devrilmesini ve sahada değişen diğer gerçekleri örnek göstererek, “Lübnan'da yaşananlar olsun, Suriye'de yaşananlar olsun, Hamas'ın korkunç gözaltı ve haksız eylemlerinden sonra bu ateşkes ve rehinelerin serbest bırakılmasıyla gerçekleşmesini umduğumuz şeyler olsun, şu anda Ortadoğu'da 90 gün önce var olmayan fırsatlar mevcut” dedi.

"ABD-Çin ilişkilerinin gidişatı 21. yüzyılın en önemli dinamiği"

Rubio, Soğuk Savaş'ın sona ermesinin ardından Amerikan zaferinin kısa sürdüğü 1990'larda hakim olan ABD dış politikası ve serbest piyasa kapitalizminin yayılması konusundaki “iki partili uzlaşmayı” eleştirdi.

“Bu sadece bir hayal değildi; tehlikeli bir yanılsamaydı” diyen Rubio, “Burada, Amerika'da ve dünyanın pek çok gelişmiş ekonomisinde, ulusal ekonomimiz pahasına serbest ve sınırsız ticarete neredeyse dini bir bağlılık, orta sınıfı küçülttü, işçi sınıfını krizde bıraktı, endüstriyel kapasiteyi çökertti ve kritik tedarik zincirlerini düşmanların ve rakiplerin ellerine itti” diye konuştu.

Rubio, her iki partinin de hayalperest ABD politikaları nedeniyle ortaya çıktığını söylediği tehditleri sıralarken Çin'e dikkat çekti.

Çin Komünist Partisi'ni küresel düzene kabul ettiklerini söyleyen Rubio, "Onlar da bu düzenin tüm nimetlerinden faydalandılar. Ancak tüm yükümlülüklerini ve sorumluluklarını görmezden geldiler. Bunun yerine, bizim ve kendi halklarının aleyhine yalan söylediler, hile yaptılar, 'hack'lediler ve küresel süper güç statüsüne giden yolu çalmaya çalıştılar” dedi.

“Çinliler bizim kaçınılmaz bir düşüşte olan büyük bir güç olduğumuza ve onların da kaçınılmaz bir yükselişte olduğuna inanıyor” diyen Rubio, ABD-Çin ilişkilerinin gidişatı 21. yüzyılın en önemli dinamiği olacağını söyledi.

Kübalı geçmişine atıf yaptı

Kübalı göçmen bir ailenin çocuğu olarak Miami'de doğan Rubio, komisyonun ardından Senato’nun da onayını alması halinde ABD'nin en üst düzey diplomatı olarak görev gelen ilk Latin kökenli kişi olacak.

Oturumda ailesinin geçmişine atıfta bulunan dışişleri bakanı adayı, “Beni bu ana getiren yol, burada bizimle olmayanlar tarafından döşendi. Buraya 27 Mayıs 1956'da Küba'dan gelen ve daha iyi bir yaşam hayalinden başka hiçbir şeyleri olmayan iki ebeveyn tarafından. Onlar sayesinde insanlık tarihinin en büyük ulusunun bir vatandaşı olarak doğma ayrıcalığına sahip oldum" dedi.

Rubio'nun onay oturumu sürüyor.

Oturum sırasında protesto eylemi

Rubio'nun onay oturumundaki açış konuşması, aralarında iki dil bilen Rubio'yu İspanyolca protesto eden bir kişinin de bulunduğu protestocular tarafından birkaç kez kesildi.

İlk protestocu İngilizce konuşarak “sonsuza dek sürecek savaşları” protesto etti ve Trump'ın 2016 kampanyası sırasında Rubio için kullandığı aşağılayıcı lakap olan “Küçük Marco ”yu kullandı.

İspanyolca konuşan kişi ABD'nin yaptırımlarının “Nikaragua, Küba ve Venezuela'da çocukları öldürmesini” protesto etti.

ABD Dışişleri Bakanı adayı Marco Rubio'nun Senato Dış İlişkiler Komisyonu'ndaki onay süreci oturumu sırasında eylem yapan bir protestocu, güvenlik görevlileri tarafından salondan çıkarıldı.
ABD Dışişleri Bakanı adayı Marco Rubio'nun Senato Dış İlişkiler Komisyonu'ndaki onay süreci oturumu sırasında eylem yapan bir protestocu, güvenlik görevlileri tarafından salondan çıkarıldı.

Rubio ardından “İki dilli protestocularla karşılaşıyorum” diye espri yaptı.

Komisyonu Başkanı Cumhuriyetçi Idaho Senatörü James Risch, “Bu bizim için de bir ilk, en azından son zamanlarda” diye yanıt verdikten sonra oturum, Code Pink'ten olduğu anlaşılan ve ABD yaptırımlarını İngilizce olarak protesto eden bir protestocu tarafından tekrar kesildi.

Rubio'nun sözünü kesen protestocuların hepsi yetkililer tarafından duruşma salonundan çıkarıldı.

Görüşleri Trump’a yaklaştı

Rubio'nun uluslararası ilişkilere yaklaşımı, Senato Dış İlişkiler ve Senato İstihbarat komisyonlarında yıllarca görev yapmasına dayanıyor.

Onay oturumu, Trump ile ilişkisi son 10 yılda birçok değişimden geçen 53 yaşındaki Rubio'nun siyasi kariyerinde yeni bir sayfa açıyor. 2016'daki başkanlık kampanyaları sırasında birbirlerine ağır sözlerle yüklenen Trump ve Rubio, geçen yılki kampanya sürecinde yakın müttefik haline geldi.

İlk olarak 2010 yılında ABD Kongresi'ndeki “Çay Partisi” dalgasının bir parçası olarak Washington'a gelen Rubio, geçmişte, ülkede yasadışı olarak bulunan göçmenler için vatandaşlığa giden bir yol açılmasını savunmuştu.

Ancak diğer Cumhuriyetçiler gibi Rubio'nun da göçmenlik konusundaki görüşleri, Pazartesi günü yemin ederek göreve başladığında sınırdışı işlemlerini hızla devreye sokma sözü veren Trump'ın sert tutumuyla aynı hizaya yaklaştı.

Onaylanması halinde Rubio, ABD dış politikasının lideri olacak. Ancak ön planda olmaktan haz alan ve müttefiklere karşı sık sık kabadayı üslubu kullandığı bilinen Trump'a göre Rubio'nun ikinci planda kalacağı yorumu yapılıyor.

Göreve gelmeden önce bile Trump, Panama Kanalı ve Grönland'a el koyma tehdidinde bulunarak ve Kanada'ya ülkenin 51. eyaleti olması için baskı yapacağını söyleyerek yabancı ülkeleri öfkelendirmişti.

Rubio, konuşmasında ayrıca Trump'ın bir dönem daha başkanlık kazanarak “seçmenlerden açık bir yetki aldığını” ve seçmenlerin “Güçlü bir Amerika istediğini” söyleyecek.

Onay alması bekleniyor

Trump'ın kabine seçimlerinin çoğunun aksine, Rubio'nun sadece Cumhuriyetçiler'den değil, aynı zamanda kendisini destekleyen Demokratlar'dan da oy toplayarak kolayca onay alması bekleniyor. Beklentiler, Rubio'nun Trump'ın onaylanan ilk kabine üyeleri arasında yer alacağı yönünde.

Rubio ile birlikte Dış İlişkiler Komisyonu'nda görev yapan Demokrat Partili Senatör Brian Schatz, bakan adayının, Trump'ın diğer müttefiklerinin tecritçi yaklaşımını reddedeceğine dair büyük umutları olduğunu söyledi.

Hawaii Senatörü Schatz, AP'ye yaptığı açıklamada, “Bence onu bekleyen zorluk Amerika'nın küresel arenada vazgeçilmez olduğuna dair partilerüstü geleneği sürdürmek olacak. Trump'ın çevresinde, ABD'nin özgür dünyanın lideri olmasından kaçınmak isteyenler var. Marco'nun Amerika'nın gücünden yana olan içgüdülerinin günü kurtaracağını umuyorum” dedi.

Biden yönetiminin son günlerinde Küba devleti hakkındaki terör destekçisi tanımlamasını iptal etme kararı, komünist rejimle yönetilen adaya yönelik sert yaptırımları uzun süredir destekleyen Rubio'yu kızdıracak gibi görünüyor.

Rubio'nun ofisi Salı günü, Senatör'ün Trump yönetimi tarafından neredeyse kesin olarak geri çevrileceğine inanılan bu hamleye tepkisiyle ilgili soruları yanıtsız bıraktı.

Associated Press haber ajansından yararlanılmıştır.

Forum

XS
SM
MD
LG