Türkiye, PKK ile mücadelesi çerçevesinde aldığı süresiz sokağa çıkma yasakları nedeniyle her geçen gün kendini daha fazla eleştirinin odağında buluyor. Yüzbinlerce insanın bazen elektriksiz ve susuz kaldığı yerleşimler nedeniyle sokağa çıkma yasaklarına acilen son verilmesi amacıyla Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde dava açıldı.
Türkiye’de hükümet bu önlemlerin terörle mücadele için vazgeçilemez olduğunu belirtiyor. Hafta içinde 3 kadın insan hakları savunucusunun Silopi’de öldürülmesi, sokağa çıkma yasağıyla ilgili tartışmaları tekrar alevlendirdi. Kadınların kurşunla dolu bedenleri, vurulduklarını haber vermek için telefonla yardım çağrısı yapmalarından sonra bulundu.
Bir hükümet yetkilisi 3 kadının güvenlik güçleri tarafından öldürüldükleri iddiasını reddetti. Ancak hem yerel hem de uluslararası insan hakları örgütleri, Güneydoğu’da uygulanan yasağın, devletin sivilleri hukuk dışı biçimde öldürmesine zemin hazırladığını iddia ediyor.
İstanbul Tabipler Birliği Genel Sekreteri Samet Mengüç, sokağa çıkma yasağı ilan edilen bölgelere giden tıp delegasyonuna da başkanı. Mengüç, bölgede ilan edilmese de de facto bir savaş yaşandığını söylüyor. Uzman, savaş koşullarında doktorların da sivillerin de zorluk yaşadığını, hatta öldürüldüğünü belirtiyor.
Delegasyon raporunda güvenlik güçlerini bir ambulans şoförünü öldürmek, bazı kişileri de yaralamakla suçluyor. Raporda ayrıca bölgede binlerce kişinin yasak nedeniyle temel tıp hizmetlerine ulaşamadığı, hatta ölülerini gömme fırsatı bulamadığı belirtildi.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, sokağa çıkma yasaklarının sona erdirilmesi için açılan davaya bakıyor. CHP üyesi ve AİHM’de Türkiye’yi geçmişte temsil eden eski hakim Rıza Türmen, Ankara aleyhindeki davada savcıların elinin güçlü olduğunu söylüyor.
Yasağın yaşam hakkıyla ilgili olduğunu, kötü muamele, özgürlükten mahrum bırakma gibi ihlallere yol açtığını söyleyen uzman, sorunun bir yönünün de sınırlamanın süresiz ve tüm ili kapsar biçimde uygulanması olduğunu dile getiriyor.
İnsanların gündüz-gece evlerini su, yemek almak ya da doktora gitmek için terk edemediğini söyleyen Türmen, bunun orantısız bir uygulama olduğu görüşünde.
Ancak hükümet bu siyaseti güçlü bir biçimde savunuyor ve PKK’nın daha önce görülmemiş boyutta bir tehdit oluşturduğunu söylüyor. Yetkililer, sivillerin güvenliğini sağlamak için her türlü adımın atıldığını söylüyor. Ancak Türmen, Avrupa mahkemesinin şimdiden sokağa çıkma yasaklarına geçici olarak ara verilmesi çağrısı yaptığını söylüyor. Bu da Ankara ve Avrupa’yı karşı karşıya getirebilir.
Türmen, Türkiye’nin yasal olarak bu çağrıya uymak zorunda olduğunu, uymazsa bunun Türkiye ve Avrupa Konseyi arasında siyasi bir soruna dönüşeceğini söylüyor. Emekli hakim, Avrupa Konseyi Bakanlar Komisyonu’nun mahkemenin aldığı kararların uygulandığını gözlemleme görevi olduğunu hatırlatıyor.
Ancak Avrupalı liderler mülteci krizi ve IŞİD’le mücadele konularında Ankara’yla işbirliği arayışı içerisinde. Bu nedenle Türkiye’ye karşı çıkmaktan çekinebilirler. Bazı uzmanlar Türkiye’nin buna güvenerek hareket ettiğini söylüyor.