Erişilebilirlik

Soner Çağaptay’dan Seçim Yorumu: 'İkiye Bölünmüş Bir Türkiye Var'


Çağaptay: "Seçimin En Büyük Kazananı MHP"
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:04:35 0:00

Washington Enstitüsü Türkiye Programı Direktörü Soner Çağaptay, Türkiye’nin “Erdoğan’a tapanlar ve Erdoğan’ı hiçbir şekilde sevmeyenler” olarak ikiye bölündüğünü belirterek, 24 Haziran seçimlerinin Türkiye’deki kutuplaşmanın daha da arttığını gösterdiğini söyledi.

Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili Genel Seçimleri’nin sonuçlarını Amerika’nın Sesi’ne değerlendiren Çağaptay, “Seçim sonuçlarının sizi en çok şaşırtan kısmı neydi?” sorusunu şöyle yanıtladı:

“Herhalde bir siyasi analist olarak baktığımda en çok şaşırtan kısmı seçimden önce gösterilen biçimde muhalefet kampından Erdoğan taraftarlarına, Erdoğan taraftarlarından muhalefet kampına geçiş olacağı yönünde, yeni oluşan siyasi oluşumların ortaya çıkıp Türkiye'de yeni bir merkez yaratacağı yönünde öneriler vardı. Bunların hiçbirisinin doğru olmadığını gördük. Şunu gördük; Türkiye'de Erdoğan'ı sevenler hala sevmeye devam ediyor, sevmeyenler de sevmemeye devam ediyor, hatta bunların iki ayrı kendilerine mahsus dünyada yaşadığını söyleyebiliriz. Yani Erdoğan'ı sevenler Erdoğan'ı sevmeye devam etmekle beraber AK Parti'yi sevmiyorlarsa Erdoğan'ı destekleyen başka bir partiye oy verdiler, MHP'ye. CHP tabanı içinde de CHP'yi sevmeyenler karşı tarafa geçmek yerine Erdoğan'ı sevmeyenlerden oluşan İYİ Parti ya da HDP'ye, başka partiye oy verdiler. Yani şunu söylemek mümkün Türkiye'nin polarizasyonu daha da derinleşmiş. Bu tümüyle Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın şahsiyeti etrafında oluşmuş bir fay hattı, polarizasyon. Türkiye'nin yüzde 52'si ona tapıyor, yüzde 48'i onu hiçbir şekilde sevmiyor ama ona tapan yüzde 52'nin içindeki gruplara baktığımızda Erdoğan'a muhalif kampa geçmek yerine Erdoğan'ı destekleyen bir partiden diğerine göç ettiklerini görüyoruz. Şunu söyleyebiliriz: ‘Siyasi olarak ya da gönül dünyası olarak ikiye bölünmüş bir Türkiye var ve bu ikiye bölünmüş Türkiye'nin farklı partileri arasında geçişlilik var ama bu iki grup arasında geçişlilik yok artık.”

“1980 darbesinden beri en renkli meclis olacak”

Çağaptay seçim sonuçlarıyla ilgili birkaç pozitif gelişmenin de olduğuna değinerek, “Birincisi herşeye rağmen seçimler hürdü, her ne kadar kampanya adil olmadıysa bile. İkincisi Türkiye'nin belki 1980 darbesinden beri en renkli meclisi ortaya çıkacak. Bütün önemli siyasi akımların temsil edildiği bir meclis olacak” dedi.

Şimdiye kadar barajdan dolayı pek çok siyasi akımın meclise giremediğini hatırlatan Çağaptay, “2002 seçimlerinde AK Parti'yi iktidara getiren temel faktör budur. Baraj, yüzde 45 oyun meclise yansımasını engellemişti. Ve bundan dolayı AK Parti o zaman üçte bir çoğunlukla Meclis'in üçte iki çoğunluğunu alabilmişti. Ondan önce ve ondan sonraki yıllarda da baraj her zaman pek çok siyasi akımın meclise yansımasını engelledi. İlk defa bu seçimde halk iradesinin yüzde 99'u meclise yansıdı, bu çok güzel bir gelişme. Bütün siyasi fikirler mecliste kendi seslerini bulabilecekler. Bu demokratik olgunluk açısından da iyi bir gelişme” diye konuştu.

“Amerika’yla ilişkilerde YPG sorunu daha da büyüyecek”

Çağaptay, MHP faktörü nedeniyle şimdi Amerika’yla ilişkilerde özellikle YPG sorununun daha da büyüyebilmesi riskinin bulunduğu görüşünü dile getirdi.

MHP’nin performansının seçimlerin en büyük sürprizi olduğunu belirten Çağaptay, “En çok kaybedeceği düşünülen partiydi, en çok kazanan parti oldu. Oylarını arttırdı, hatta eski oy tabanını tekrar kazandı” dedi.

Ancak MHP’nin bunu yaparken AK Parti'den oy aldığını, yani Erdoğan'ı sevip AK Parti'den yorulmuş olan kitlelelerden oy topladığını kaydeden Çağaptay, MHP için, “Bir alternatif AK Parti’ye dönüştü diyebiliriz” ifadesini kullandı. Çağaptay, sözlerine şöyle devam etti:

“Fakat aynı zamanda MHP de AK Parti'yi dönüştürecek çünkü MHP'nin tabanı oldukça milliyetçi. Özellikle Kürt milliyetçiliği konusunda son derece tahammülsüz ve ödün verilmesine karşı olan bir taban. Dolayısıyla Türkiye içinde AK Parti-HDP ilişkilerini bu gerebilir ama daha önemlisi Türk-Amerikan ilişkilerinde çıban başı olan YPG sorunu var, PKK'nın bir uzantısı olan. Amerika'nın YPG'yle yaptığı işbirliğine şimdiye kadar Türkiye çok ses çıkartıyordu. Bu konuda bir uzlaşma zemini oluşmuştu Menbiç'teki anlaşmadan dolayı. Oradan YPG çekilecekti ve yavaş yavaş oranın idaresi başkalarına verilecekti. Bu süreç hala sürebilir fakat şu anda şöyle bir dinamik ortaya çıktı; MHP, AK Parti'nin YPG konusundaki siyasetini daha da katılaştırmasını isteyecek. PKK konusundaki mücadelesini daha da derinleştirmesini isteyecek. Amerika'ya karşı olan tepkisini daha da sert ve daha yoğun aralıkla dile getirmesini isteyecek. Dolayısıyla Türk-Amerikan ilişkilerinde YPG sorunu daha da büyüyecek, küçülmeyecek.”

“Erdoğan’ın MHP’ye çok borcu var”

Türkiye’nin önümüzdeki dönemde PKK'ya bakış açısının da oldukça MHP açısından belirleneceği görüşünü dile getiren Çağaptay, “Neden? Çünkü eğer MHP olmasaydı Cumhurbaşkanı Erdoğan her iki seçimi de kaybedecekti. Cumhurbaşkanı da olamayacaktı, AK Parti hükümet kuracak çoğunluğu da elde edemeyecekti. MHP'ye çok borcu var demek ki. MHP sadece seçimin en büyük kazanananı değil, en karlı çıkan partisi aynı zamanda. MHP’den üyeler hükümete girebileceği gibi, ayrıca başkan yardımcılıklarından bir ya da birkaç tanesini parti yöneticilerinin, Sayın Bahçeli dahil olmak üzere, alması mümkün. Bu da demektir ki Türk siyasetinde AK Parti’nin siyasi ideolojisinin yanısıra Türk milliyetçiliği bir orta güç olarak ortaya çıkacak.”

XS
SM
MD
LG