Kuzey Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'nin Süleymaniye'de bulunan ve Saddam Hüseyin döneminde güvenlik merkezi olarak inşa edilen kompleks, daha sonra müzeye dönüştürülse de korkutucu havasını hala koruyor.
Kırmızı rengi nedeniyle halk arasında ‘Kırmızı Güvenlik veya Kırmızı Bina’ olarak adlandırılan komplekse halk, müzeye dönüştürüldükten sonra ‘İşkence Müzesi’ diyor.
Saddam Hüseyin döneminde sorgu odaları, işkence bölümleri, hücreler, basının kontrol edildiği birimler, operasyonların yönetildiği salonlar, askeri mühimmat depoları, askerlerin ve istihbaratçıların kaldığı yatakhaneler ile büyük bir güvenlik merkezi olarak inşa edilen kompleks 1984 yılında tamamlanmış.
Komplekste, sayıları tam olarak bilinmemekle birlikte binlerce kişinin işkencelerde öldüğü söyleniyor. 1991 yılında Peşmerge tarafından ele geçirilen kompleks, bir süre Kerkük başta olmak üzere Irak içinden göçmenlere barınak olmuş ve daha sonra müze haline getirilmiş.
Günümüzde kısaca ‘İşkence Müzesi’ olarak bilinse de kompleks içindeki binaların bir kısmında bölgenin giyim, günlük hayat, gelenekler gibi kültürel özelliklerini tanıtan eşyalar sergileniyor. Ancak kompleks içindeki 7 binadan birindeki işkence odaları ve hücreler müzenin tamamına ‘işkence müzesi’ adını verdirecek kadar ürkütücü.
182 bin ayna parçası
Kompleksteki binalardan birinin içi ayna parçalarıyla kaplanmış. Müze görevlisi, koridorlar boyunca 182 bin parça ayna olduğunu söylüyor. Görevlinin anlattığına göre, aynalar Saddam döneminin en kanlı operasyonlarından biri olan Enfal’de hayatını kaybedenleri temsil ediyor. Kimyasal silah kullanılan Halepçe Katliamı dahil Enfal Operasyonları’nda 182 bin kişinin hayatını kaybettiği ve koridorlara her biri için bir ayna parçası yerleştirildiği belirtiliyor. Aynalı koridorlar 4 bin 500 ampülle aydınlanıyor. Her bir ampül, operasyonlarda yıkılan bir köyü temsil ediyor. Aynalı koridorların olduğu katta Saddam döneminde Enfal Operasyonları’nın yönetildiği komuta odaları bulunuyor.
Gülen Batman
Hücrelerle işkence odalarının iç içe olduğu binada duvarlar şeffaf plastik bir kaplamayla koruma altına alınmış. Filistin askısı, elektrik, falaka dahil çeşitli işkencelerin yapıldığı odalar tek kişilik hücrelere açılıyor.
Müze görevlisi, kadına sarılmış kız çocuğunun tasvir edildiği heykelin bulunduğu odanın tecavüz odası olduğunu söylüyor. Kompleksin korkutucu bir güvenlik merkezi olduğu günlerde istihbarat tarafından aranan erkekleri teslim olmaya zorlamak için eşlerinin ve çocuklarının tutuklandığını belirten müze görevlisi, tutuklanan kadınlara odalarda tecavüz edildiğini anlatıyor.
Hücrelerin duvarları mahkumlar tarafından yazılmış kısa notların, çizimlerin, altında sadece tarih atılmış isimsiz sitemlerle, vasiyetlerle dolu. Duvarlardaki çizimler arasında en dikkat çekici olanı gülen yüzüyle Batman.
Günümüzde her ne kadar müze olsa da ağır ve tüyler ürpertici havasıyla geçmişte yaşananları hissettiren Kırmızı Bina veya diğer adıyla Kırmızı Güvenlik’te Enfal Operasyonları’nda hayatlarını kaybedenlere ait kişisel eşyalar da bulunuyor.
Halepçe Katliamı dahil toplu katliamların yapıldığı döneme ait yazılı belgeler ve görsel malzemelerin sergilendiği müze, aynı zamanda bölgenin karanlık geçmişinin ayakta kalan şahitlerinden biri.