Suriye’de IŞİD’e yönelik operasyonda sona yaklaşılırken bölgedeki yabancı savaşçıların akıbetine ilişkin tartışma teröristlerin seyahat ve hareket kabiliyetini yeniden gündeme getirdi. Sınır güvenliği tartışmasının odak noktalarından biri de Amerika’nın uyguladığı çoğu AB üyesi 38 ülkeyi kapsayan vize muafiyeti programı.
ABD Dışişleri Bakanlığı’nın terörle mücadele koordinatörü Nathan Sales Avrupa ile Suriye’deki yabancı savaşçılar anlaşmazlığının yaşandığı bir dönemde Heritage Foundation’da düzenlenen panelde konuştu.
Program kapsamındaki ülkeler ve Amerika arasında veri paylaşımı sağlayan programın ulusal güvenlik açısından önem taşıdığının altını çizdi. Avrupa ülkelerine Suriye’de kendi vatandaşı olan yabancı savaşçıları alıp yargılaması çağrısını da yineledi.
"Teröristler göçmen sistemimizi suistimal etmemeli"
Amerikalı yetkililere göre geçtiğimiz yıllarda IŞİD saflarında savaşmak üzere beş bini Avrupa ülkelerinden olmak üzere yaklaşık 40 bin yabancı savaşçı Suriye ve Irak’a gitmiş, radikalleşen bu yabancı savaşçılar geldikleri ülkeleri, Fransa’nın başkenti Paris’te ya da Belçika’nın başkenti Brüksel’deki gibi terör saldırılarıyla hedef almıştı.
Bundan birkaç yıl önce Avrupa başkentlerini ve Amerika’yı kana bulayacak kadar güçlü olan terör örgütü IŞİD Amerikalı yetkililerin deyimiyle coğrafi olarak kontrol ettiği toprağın hepsini kaybetmek üzere. Ancak bölgedeki yabancı savaşçıların akıbetine ilişin tartışmayla beraber seyahat ve sınır güvenliği konusu bir kez daha alevlenmiş durumda.
Konuyu ABD Dışişleri Bakanlığı’nın terörle mücadele birimi de yakından takip ediyor. Birimin koordinatörü Nathan Sales merkezi Washington’da bulunan Heritage Foundation adlı düşünce kuruluşunun düzenlediği panelde konuştu. Gündeminde Amerika’nın aralarında çoğu Avrupa Birliği’ne üye ülkelerin ve tek Müslüman ülke olarak da Brunei’in olduğu 38 ülkeyi kapsayan vize muafiyeti programı vardı.
Ülkelerin, parmak izi ya da izlemeye alınan kişiler listesi gibi Amerika’nın ulusal güvenliğini güçlendirecek değerli bilgi paylaşmaları koşuluyla dahil olabildiği program gözden geçirilmiş, 1 Mart 2011’den sonra Irak ve Suriye gibi terör tehdidinin olduğu bölgelere seyahat eden bu ülke vatandaşları vize muafiyeti programı kapsamından çıkarılmıştı.
IŞİD ve El Kaide tehdidinin bitmediğini vurgulayan Nathan Sales teröristlerin seyahat imkanının engellenmesinin Trump yönetimi için öncelikli konu olmaya devam edeceğinin altını çizdi. “Teröristlerin vize muafiyet programı dahil göçmen sistemimizi suistimal etmesine izin vermemeliyiz” mesajını verdi.
Nathan Sales: Vize muafiyeti programı uluslararası güvenlik işbirliği açısından altın standart. Bu program buraya gelmeye teşebbüs eden teröristleri tespit edip kıyılarımıza gelmeden durdurmamızı sağlıyor. Şu anda IŞİD’in Suriye’deki sözde hilafetinin kalıntılarını bitirme noktasındayız. Ancak bu IŞİD tehdidinin tamamen ortadan kalktığı anlamına gelmez. Örgütün lider kadrosu ve savaşçıları bunu bir yenilgi değil bir engel olarak görüyor. IŞİD karşı karşıya olduğumuz tek tehdit değil. El Kaide yeniden toparlanıyor, ülkemizi ve yurtdışındaki çıkarlarımızı hedef alma arzusunu koruyor. Bu da teröristlerin hareketi konusunun Trump yönetimi için öncelikli konu olmaya devam edeceği anlamına geliyor. 1200 IŞİD savaşçısı Avrupa’ya döndü. Asya ve Pasifik’teki ortaklarımız Ortadoğu’dan Güneydoğu Asya’ya dönen yüzlerce teröristle baş ediyor. Bu hareket kabiliyetini durdurmak teröristlerin vize muafiyeti programı dahil göçmen sistemimizi suistimal etmesini önlememizi gerektiriyor.
"Vize muafiyeti programı ABD'nin ulusal güvenliğine katkı sağlıyor"
Vize muafiyeti programıyla 2017 yılında Amerika’ya gelen 22,6 milyon ziyaretçi 94 milyar dolar bıraktı. ABD Dışişleri’nin terörle mücadele koordinatörüne göre, program ekonomik fayda sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda normal koşullarda ulaşılamayacak verilere erişim imkanı vererek Amerika’nın ulusal güvenliğine katkı sağlıyor.
Nathan Sales: İç Güvenlik Bakanlığı uzmanları vize muafiyeti programı kapsamındaki ülkelerde havaalanı güvenliğini teftiş ediyorlar. Peki programa üye devletler neden bu sıkı güvenlik kriterlerine uyuyor? Çünkü onlar da uluslararası terörizm tehdidini ciddiye alıyorlar. Üstelik vizesiz seyahat onlara da fayda sağlıyor. Vize muafiyeti programı bir anlamda ülkelerin en yüksek güvenlik standartlarına uymalarını sağladığımız bir havuç taktiği. Bu program bize başka türlü alamayacağımız verileri sağlıyor. Bu program sayesinde elimizde daha fazla izlenenler listesi, daha fazla parmak izi, daha fazla ağırlık ve elbette daha fazla güvenlik oluyor. IŞİD, El Kaide ve İran destekli terör örgütlerinden gelen tehdit önemli. Dünya küçüldükçe tehdit büyüyor. Vize muafiyeti programı gibi güçlü ve uyum sağlayabilen politika çözümleri bize ve müttefiklerimize terörü ekonomilerimize yarar sağlayacak şekilde engellememizi sağlıyor.
"Askerlerimizin elindeki veri hazine niteiğinde"
Suriye’de IŞİD’in elinde kalan son bölgeye yönelik operasyonda sona yaklaşılırken, Suriye Demokratik Güçleri’nin gözaltında tuttuğu yabancı savaşçıların durumu kritik.
Amerika Avrupa ülkelerinden kendi vatandaşı olan yabancı savaşçıları ve ailelerini alıp yargılamalarını istiyor. Başta Fransa ve İngiltere olmak üzere Avrupa ülkeleri ise bu güvenlik ikilemi içinde sıkışmış durumda.
ABD Dışişleri Bakanlığı terörle mücadele koordinatörü Nathan Sales Avrupa’ya Trump yönetiminin bu çağrısını yineledi, bu kişilerin sağlayabileceği istihbari verilere de dikkat çekti.
Nathan Sales: Aşağı yukarı 40 bin yabancı savaşçı vardı. Peki bunlara ne oldu? Bir kısmı öldü, bir kısmı hala Orta Fırat Vadisi civarında çatışıyor. Bazıları farklı yerlere dağıldı, bazıları hangi ülkeden geldilerse oraya ya da bir sonraki Suriye veya küresel cihat mıknatısı ülke neresi olacaksa bunu beklemek üzere üçüncü ülkelere döndü. Bu savaşçıların döndükleri ülkeleri hedef almaları sadece bir varsayım değil. 2015’teki Paris ya da 2016’daki Brüksel saldırıları bu şekilde oldu. Suriye ve Irak’ta görev yapan askerlerimizin elinde yakalanan teröristlerden alınan ya da terörist sığınaklarına yapılan baskınlardan elde edilen olağanüstü miktarda veri bulunuyor. Bu pek çok amaçla kullanacağımız bir hazine demek. Bu verileri yargılamada ya da tehdit teşkil edenlerin, şüphe çekenlerin tespit edilmesi için kullanabilir ve bunu ortaklarımızla paylaşabiliriz. Suriye Demokratik Güçleri’nin elinde yaklaşık 1000 yabancı savaşçı bulunuyor. Bu kişiler geldikleri ülkelere dönmeli ve işledikleri suçlardan oralarda yargılanmalılar. Suriye Demokratik Güçleri’nin bu kişileri biraz daha tutmasını ya da rejimin bu bölgelere gelmemesini umuyoruz ama bu kişilerin uzun süre Suriye içinde tutulması sürdürülebilir değil.