WASHINGTON —
Amatör kamera görüntüleri, Şam’ın banliyölerinden birine varil bombaları yağdığını gösteriyor.
Halep’in hemen dışındaysa isyancı güçler hücum tazeliyor. Umutlar, yokoluyor.
Çatışmalar yoğunlaştıkça Suriye’deki krize çok bulaşmadan sorunu çözmeye çalışan Amerika ve Obama Yönetimi üzerindeki baskılar da artıyor.
Dışişleri Bakanı John Kerry siyasi çözümde ısrarlı: “Bu kriz, savaş meydanlarında sona ermeyecek. Ben ve başka birçok kişi, buna inanıyoruz. Savaş, ancak müzakerelerle varılacak anlaşmayla sona erebilir.”
Ancak son haftalarda Amerika’nın Suriye krizine bakışının değişeceğine ilişkin sinyaller var.
CIA Başkanı John Brennan da bu sinyali verenler arasında:“Suriye’deki kriz, Amerika’nın ulusal güvenliğini tehdit ediyor. Suriye’de süren çatışmaların komşu ülkelere yayılma olasılığı ve terör sorununa ilişkin kaygılar, Amerika’nın ulusal güvenliğine yönelik ciddi bir tehdit oluşturuyor.”
James Clapper, Ulusal İstihbarat Dairesi Başkanı:“Suriye’de 50’den fazla ülkeden gelen 7 bin 500 militan savaşıyor. Bunlar arasında Avrupa ya da Amerika’ya saldırı düzenleme arzusu içinde olan, Afganistan ve Pakistan’dan gelen küçük bir grup deneyimli El Kaide militanı da var.”
Dışişleri Bakanı John Kerry, geçtiğimiz günlerde terörle mücadele politikasını ele aldığı Münih’te yeni yaklaşıma değindi: “Şu anda özellikle köktendincilerin sayısının giderek arttığı Suriye’ye odaklanıyoruz.”
Bazıları, İran gibi ülkelerin Suriye’deki duruma müdahale ederek Esat rejimini güçlendirdiğini öne sürerek Amerika’yı eleştirirken son politika değişikliğinden umutlu görünüyor.
Brookings Enstitüsü’nden Michael Doran da bunlardan biri:“Terörle mücadele stratejisi yok. İran’ı kontrol etme ve safdışı bırakma stratejisi yok. Ortadoğu’daki bütün ülkeler, Suriye’deki krize göre tavır alıyor, ittifaklar kuruyor. Suriye stratejiniz olmaması demek, Ortadoğu stratejinizin de olmadığı anlamına geliyor.”
Amerika, diplomasi yolunu terciih etmesine rağmen, başka seçeneklerin de gündemde olduğunun altını çiziyor.
Halep’in hemen dışındaysa isyancı güçler hücum tazeliyor. Umutlar, yokoluyor.
Çatışmalar yoğunlaştıkça Suriye’deki krize çok bulaşmadan sorunu çözmeye çalışan Amerika ve Obama Yönetimi üzerindeki baskılar da artıyor.
Dışişleri Bakanı John Kerry siyasi çözümde ısrarlı: “Bu kriz, savaş meydanlarında sona ermeyecek. Ben ve başka birçok kişi, buna inanıyoruz. Savaş, ancak müzakerelerle varılacak anlaşmayla sona erebilir.”
Ancak son haftalarda Amerika’nın Suriye krizine bakışının değişeceğine ilişkin sinyaller var.
CIA Başkanı John Brennan da bu sinyali verenler arasında:“Suriye’deki kriz, Amerika’nın ulusal güvenliğini tehdit ediyor. Suriye’de süren çatışmaların komşu ülkelere yayılma olasılığı ve terör sorununa ilişkin kaygılar, Amerika’nın ulusal güvenliğine yönelik ciddi bir tehdit oluşturuyor.”
James Clapper, Ulusal İstihbarat Dairesi Başkanı:“Suriye’de 50’den fazla ülkeden gelen 7 bin 500 militan savaşıyor. Bunlar arasında Avrupa ya da Amerika’ya saldırı düzenleme arzusu içinde olan, Afganistan ve Pakistan’dan gelen küçük bir grup deneyimli El Kaide militanı da var.”
Dışişleri Bakanı John Kerry, geçtiğimiz günlerde terörle mücadele politikasını ele aldığı Münih’te yeni yaklaşıma değindi: “Şu anda özellikle köktendincilerin sayısının giderek arttığı Suriye’ye odaklanıyoruz.”
Bazıları, İran gibi ülkelerin Suriye’deki duruma müdahale ederek Esat rejimini güçlendirdiğini öne sürerek Amerika’yı eleştirirken son politika değişikliğinden umutlu görünüyor.
Brookings Enstitüsü’nden Michael Doran da bunlardan biri:“Terörle mücadele stratejisi yok. İran’ı kontrol etme ve safdışı bırakma stratejisi yok. Ortadoğu’daki bütün ülkeler, Suriye’deki krize göre tavır alıyor, ittifaklar kuruyor. Suriye stratejiniz olmaması demek, Ortadoğu stratejinizin de olmadığı anlamına geliyor.”
Amerika, diplomasi yolunu terciih etmesine rağmen, başka seçeneklerin de gündemde olduğunun altını çiziyor.
