Eski TBMM Başkanı ve Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin, Suriye’deki gelişmelerden endişeli olduğunu belirterek, ülkede parçalı bir yönetim yapısı olacağını ve Heyet Tahrir el Şam (HTŞ) içinde IŞİD dahil terör örgütü yapıları bulunabileceğini kaydetti. Eski Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Murat Karayalçın da, Suriye’nin geleceğinde yeni anayasa inşa sürecinde laiklik ilkesi ve ülkede özerk bölgeler olup olmayacağını kritik gördüğünü açıkladı.
NATO’nun 2003-2006 döneminde Kıdemli Afganistan Temsilciliği görevini yürüten Hikmet Çetin, iç savaş sonrasında Suriye’de neler olabileceğini de yakından izleyen tecrübeli siyasetçilerden birisi.
VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Çetin, Suriye’de şu anda çok bilinmeyenli gelişmeler yaşandığını belirterek, “Beşar Esat’ın yerine Suriye’deki yönetimi hangi grup veya gruplar tam olarak devralacak belirsizlik var görünüyor. Suriye Ulusal Konseyi’nin mi etkisi fazla olacak yoksa HTŞ’nin mi belli değil. Birleşmiş Milletler’in de muhatap kabul ettiği Suriye Müzakere Komisyonu’nun süreçte rolü olacak mı? Seçim veya yeni anayasa süreci başlatılabilecek mi, kim ne yapacak hiçbirisi belli değil. Dolayısıyla Suriye’deki durum henüz sağlıklı yorumlayabilmek için açığa kavuşmuş değil diye düşünüyorum” dedi.
HTŞ’nin yapısı içinde birden fazla grubu barındırdığını kaydeden Çetin, “HTŞ içerisinde her türlü terör örgütü üyeleri var görünüyor, örgüt tümüyle düzenli bir hiyerarşik yapıya sahip mi bilmiyoruz. Eski IŞİD militanları da içerisinde mi bilmiyoruz. O bakımdan bilinmeyenler epeyce fazla. Ama şimdi açık olan şu ki Suriye toprak bütünlüğü, artık muhtemelen en az üç parçaya bölünüyor. Öyle görünüyor ki bir şekilde PYD-YPG’lilere de özerklik verilecek süreçte. Yani Suriye’nin kuzeyinde Irak’taki gibi bir özerk bir yapı görme ihtimalimiz çok yüksek görünüyor" diye konuştu.
Çetin, "Bu tabi Türkiye bakımından çok önemli bir sorundur. Türkiye’nin bu özerklik ihtimalini önleyebileceğini ne yazık ki zannetmiyorum çünkü Amerika, bölgede İsrail’e destek olabilecek bir arayış içerisinde. Önceliği İsrail. Bu nedenle bu desteği Kürtler ile sağlayabileceğini düşünüyor” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin terör örgütü olarak gördüğü HTŞ, ABD dahil birçok ülkenin de terör örgütü listesinde.
Türkiye’deki Suriyeliler’in ülkelerine geri döneceği yönünde bugün sosyal medyada ağırlıklı paylaşılan görüşü de yorumlayan Hikmet Çetin, “Suriyeli nüfusun kaçta kaçı gidecek bence yorumlamak için çok erken. Dünyadaki örneklere bakılırsa böyle göç durumlarında en az yüzde 20’si kesinlikle kalıyor, ülkesine geri dönmüyor. Ayrıca hepsini nasıl geri göndermek mümkün olacak ki? Kaç otobüs ile bu insanlar nasıl ülkelerine geri taşınabilecek? Elbette ülkesine gitmek isteyenler olacaktır ama ben bunun öyle bütün göçmen Suriyeli nüfusu kapsayacak sayıya ulaşacağını sanmıyorum” şeklinde konuştuç
“Üniter, laik ve Adem-i merkeziyetçi devlet oluşumu için Türkiye katkı vermeli”
VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan eski Dışişleri Bakanı Murat Karayalçın da Suriye’de artık kritik aşamayı ‘yeni anayasa oluşumu’ olarak işaret ederek, “Bana göre yeni anayasada üç temel parametre olmalı. Bir üniter devlet olmalı. Üniter devlet içinde özerk yönetimler bulunabilir teknik olarak, yani Irak örneğinde olduğu üzere” dedi.
Karayalçın, “Kuşkusuz tercih ve karar Suriye halkınındır ama yani orada ortaya özerk yapılar çıkması durumunda bunun Türkiye’yi de etkileyeceğini biliyorum, bunu da dikkate alarak söylüyorum. Benim tercihim Suriye’de bir üniter devletin inşa edilmesidir. Demokratik, laik hukuk devletine dayalı bir yapılanma mutlaka sağlanmalı. Türkiye'de buna katkıda bulunmalı diye düşünüyorum” diye konuştu.
Karayalçın, “Eğer yeni yapılandırılacak devlet laiklik ilkesine dayanmazsa Suriye'de birliklerin sağlanması bana göre olanaklı değildir. Yani laiklik ilkesi Suriye’de ulusal birliğin temel güvencesi olarak görülmelidir. Devlet üniter olmalıdır ama yerel yönetimlerin güçlü idari ve mali özelliğe sahip olması gerekir. Bu özellikle çoğulculuğu sağlamakta araç olacaktır. Özetle, üniter devlet, laik devlet ve Adem-i merkeziyetçi devlet” ifadelerini kullandı.
Tüm Ortadoğu için çok önemli bir dönemeç yaşandığını kaydeden Karayalçın, “Ortadoğu’da ‘başarısız devletler ya da çöken devletler’ döneminden belki ‘yeniden yapılandırılması gereken devletler’ dönemine, aşamasına geçiyoruz. Tüm yönleriyle yeniden yapılandırılması gereken bir devlet var önümüzde Suriye örneğinde. Şimdi Türkiye olarak bizim hiç iç politika hesaplarına girmeden yani ‘Suriyeliler geri dönecekler’, ‘Zafer kazanıldı’, ‘İşte bilmem kaçıncı vilayet’ gibi yanlışlıklara hiç sapmadan Suriye’de yeni devletin hatta bir anlamda yeni milletin nasıl inşa edileceğine ilişkin bir süreci yaşayacağız ve herkes buna katkıda bulunmalı” diye konuştu.
Suriye’nin geleceğinde eğer laik ve hukuk devleti yapısı kurulamazsa, farklı etnik kökenlere ve dini inanışlara sahip nüfusu nedeniyle yeniden çatışmalar yaşanabileceğini söyleyen Karayalçın, “Laikliği kritik görüyorum. Yurttaşlığa ve insan haklarına dayalı bir hukuk devletinin inşa edilmesi gerekiyor. Bu yapılırken de Birleşmiş Milletler’in kararları esas alınabilmeli. Suriye nüfusundaki bütün kesimlerin kaygıları dikkate alınmalı” değerlendirmesinde bulundu.
İddia edildiği gibi Türkiye’de yaşayan tüm Suriyeliler’i ülkelerine geri döndürecek gelişmeler olmayabileceğini de vurgulayan Karayalçın, “Bugün itibariyle ne kadar Suriyeli geri dönecek kestirmek güç ama yani geri dönüş olması gerekiyor. En azından artık bugünden sonra Türkiye'de Suriyeliler’e yönelik geri dönüş beklentisi tavrının daha kesin olacağını tahmin ediyorum. Bu arada hükümetin Suriyeliler’le ilgili tavrının da daha kesin olması gerektiğini düşünüyorum. Tabii yurttaşımız olanlar kalacaktır ancak geriye kalanlar için kesin dönüş sağlanmalı” açıklamasını yaptı.
Karayalçın, ayrıca CHP başta olmak üzere tüm siyasi partilerce çok yakından izlenmesi gereken bir sürece girildiğini kaydetti.
Forum