‘Türk-Amerikan İlişkilerine Tehdit Yok'

WASHINGTON —  Ricciardone, aklındaki sorunun Türkiye’nin ne kadar ilerleyebileceği ve bunu ne kadar çabuk başarabileceği olduğunu kaydetti. Türkiye’nin son 10-15 yıllık ilerlemesinin kendisini memnun ettiğini söyleyen Ricciardone, geçmiş performansların geleceğin başarı güvencesi olmadığını ama bunun Türkiye’nin avantajlarını gösterdiğini belirtti. Ricciardone, Türk-Amerikan dostluğunun ve ittifakının en büyük avantajının da bu ilişkilerin dayanıklılığı olduğunu, buna karşı bir tehdit görmediğini vurguladı.

Gelecek ay sonunda emekli olmaya hazırlanan Ricciardone, Başkan Barack Obama’nın John Bass’ı Ankara Büyükelçisi olarak aday göstermesini, Senato Dış İlişkiler Komisyonu Başkanı Demokrat Parti New Jersey Senatörü Robert Menendez’le toplantı yaparken, Senatör’ün kendisinden öğrendiğini bildirdi. Ricciardone, Bass’ın hem meslektaşı hem arkadaşı olduğunu vurguladı ve bu karardan memnunluk duyduğunu açıkladı.

Başkan Obama’nın Türkiye’yle ilişkilerin önemini vurgulamak için 2009’da ilk uluslararası ziyaretlerinden birini Türkiye’ye yaptığını hatırlatan Ricciardone, Obama’nın Türkiye ve Amerika’nın farklı ülkeler olduğunu, farklı tarih ve kültüre sahip olmasının stratejik önemini daima vurguladığını belirti, “Tek başımıza yapamadığımız şeyleri birlikte yapabiliriz” diyen Büyükelçi Ricciardone, Türkiye ve Amerika arasındaki bağların eskisinden daha kuvvetli olduğunu kaydetti. Ricciardone, Suriye’deki iç savaşın dehşetini hissetmede, İran’ın nükleer sorunu ve bu ülkeyle yürütülen görüşmelerin başarılı olmasını sağlamada, Irak hükümeti ve Kürt liderleri petrol zenginliğini birlikte değerlendirmeye teşvik etme konusunda, Kıbrıs sorununa bir çözüm bularak Doğu Akdeniz’i istikrara kavuşturmada ve bölgedeki enerji kaynaklarının kullanılmasında iki ülke arasındaki ortaklığın bu hedeflerin gerçekleştirilmesine yardımcı olacağını söyledi.

Türk-Amerikan ilişkilerinde fırsatlar olduğu kadar tehditlerin ve sorunların da olduğunun altını çizen Amerika’nın Ankara büyükelçisi, “Türkiye, Avrupa-Atlantik topluluğunun, değerler birliğinin, beklentilerinin ve amaçlarının güneydoğu köşesini oluşturuyor. Demokrasi, insan hakları konusunda ortak dili konuşuyoruz, zaman zaman ifade özgürlüğünün sınırlarını, devlet sırlarının vatandaşların hakları pahasına korunması gibi çok sayıda konuyu tartışıyoruz. Türkiye’de çok tartışma var ve her ülkede olduğu gibi Türkiye’de kendi sınırlarını belirleyecek” diye konuştu.

Washington Büyükelçisi Kılıç’tan TTIP Vurgusu

Serdar Kılıç, Türkiye’nin Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı (TTIP) projesinin dışında bırakılmasının, yalnızca Türk ekonomisine değil, iki ülke arasındaki ekonomik ilişkilerin geleceğine de ağır olumsuz etkisi olacağı uyarısında bulundu

Türk-Amerikan Konseyi’nin (ATC) 33. Yıllık Toplantıları’nın üçüncü gününde öğlen konuşmasını yapan Büyükelçi Serdar Kılıç, Türkiye’nin TTIP anlaşmasının dışında bırakılmasını önlemek amacıyla Türkiye ve Amerika arasında bir serbest ticaret anlaşması imzalanması gerektiğini vurguladı ve Konsey’e, böyle bir anlaşmaya güçlü bir şekilde destek verme çağrısında bulundu.

Büyükelçi Kılıç, ATC’nin “dayanışma içinde hareket ederek ikili ilişkilerimizi geliştirmek için daha etkili bir şekilde değerlendirebileceği” alanlara değindi ve Türkiye’yle Amerika arasında birkaç cepheden ekonomik ve ticari ilişkilerin geliştirilmesi gerektiğini vurguladı. Amerika’nın “Türkiye’yle ekonomik ilişkilerinin, Avrupa Birliği’yle ekonomik çıkarları kadar önemli olduğunu” görebilmesi için ATC’nin desteğini isteyen Kılıç, Türkiye’nin üç katına çıkan gayrı safi yurtiçi hasılaya, yine üç katına çıkan kişi başına milli gelir, dinamik genç nesil, sürekli büyüyen bir iç pazara sahip olmasının yanı sıra toplam 24 trilyon dolarlık gayrı safi yurtiçi hasılaya, 1 buçuk milyarlık nüfusa, 9 trilyon dolarlık dış ticaret hacmine sahip bir ekonomik bölgenin içinde bulunduğunu da hatırlattı.

Serdar Kılıç, “Türkiye ve Amerika arasında bir serbest ticaret anlaşması, yalnızca ekonomik ilişkilerimizi daha fazla güçlendirip çeşitlendirmeye katkı yapmayacak, ayrıca Türkiye’nin dünyanın en büyük iki ekonomik bloğuna demir atmasını sağlayacak” diye konuştu. Büyükelçi ayrıca serbest ticaret anlaşmasının, Amerikalı yatırımcıların Türkiye üzerinden, bölgedeki diğer ülkelerde de iş fırsatlarından yararlanmasını sağlayabileceğini kaydetti.

İki ülke arasındaki mevcut 20 milyar dolarlık ticari hacmin yükseltilmesi gerektiğini savunan Büyükelçi Kılıç, Türkiye’deki doğrudan dış yatırımların yalnızca yüzde 3 buçuğunun Amerika kökenli olmasının az bir oran olduğuna dikkati çekti. Kılıç yalnızca Amerikalılar’ın Türkiye’deki yatırımlarının değil, Türkler’in de Amerika’daki yatırımlarının arttırılması gerektiğini sözlerine ekledi.

‘Zaman zaman görüş ayrılıklarımız var’

Türkiye ve Amerika’nın güçlü müttefikler ve model ortaklar olarak zaman zaman görüş ayrılığına düştüğünü vurgulayan Washington Büyükelçisi Serdar Kılıç “aynı aile içinde bile” zaman zaman görüş ayrılıkları oluştuğunu, ancak iki ülke arasında ortak vizyon ve amaçlar olduğu sürece bu görüş ayrılıklarının normal olduğunu belirtti.

Soğuk Savaş’tan sonra Türkiye ve Amerika arasındaki işbirliği alanlarının genişlediğine dikkati çeken Büyükelçi Serdar Kılıç, iki ülkenin terörle mücadele, silahsızlanma, enerji güvenliği, sürdürülebilir kalkınma gibi alanlarda birlikte çalıştığını, “Balkanlar’dan Kafkaslar’a, Ortadoğu’dan Kuzey Afrika’ya, Doğu Akdeniz’den Orta Asya’ya kadar” birçok bölgede işbirliği yaptığını hatırlattı.

Washington Büyükelçisi Serdar Kılıç, Amerika’daki Türkiye karşıtı lobilerin faaliyetlerine de dikkati çekti ve “Türk-Amerikan ilişkileri, dostluk, uyum ve işbirliği yerine nefret, karalama ve iftirayı sonraki nesillerine miras bırakan tek gündemli lobiler ve diasporalar tarafından rehin alınamayacak kadar çok önemlidir” dedi. Kılıç, ikili ilişkilere zarar verdiğini söylediği bu unsurlara karşı uyanık olunması ve gerekli önlemlerin alınması çağrısında da bulundu.