Londra'daki NATO zirvesi kapsamında Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Fransa, İngiltere ve Almanya liderleriyle görüşmelerinde Suriye ve mülteciler bir numaralı gündem maddesi.
Erdoğan, İngiltere Başbakanı Boris Johnson, Almanya Başbakanı Angela Merkel ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'a net bir mesaj vermeye kararlı.
Türkiye'nin eski Erbil Konsolosu Aydın Selcen, ”Erdoğan talepleri konusunda oldukça net. Avrupalılar'ın daha fazla çaba sarfetmesini istiyor. Haklı bir gerekçesi var,” diyor.
Selcen, ”Türkiye 3 buçuk ila 4 milyon Suriyeli misafir ediyor. Bunun Avrupalılar'ın zayıf noktası olduğu doğru. Avrupalılar’ın önceliğiyse göçü durdurmak, hatta tersine çevirmek,” diyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'a göre Türkiye'nin Ekim ayında düzenlediği Suriyeli Kürtler’e yönelik operasyonu, iki milyon Suriyeli mülteciyi Türk güçlerin ele geçirdiği bölgelere gönderme fırsatı sağlıyor.
Türk güçleri, Suriyeli milislerin de yardımıyla Erdoğan'ın Suriye'de ”güvenli bölge” olarak adlandırdığı bir alan yarattı. Erdoğan, Suriyeliler'in ülkelerine geri dönmesi için bu bölgede yüzbinlerce yeni konut inşa edileceğini söylüyor.
Ankara, projenin maliyetinin 27 milyar dolar civarında olmasını planlıyor. Erdoğan, bu amaca ulaşmak için Avrupa'nın kilit rol oynayacağını düşünüyor.
Kadir Has Üniversitesi'nden Profesör Serhat Güvenç, ”Türkiye bu kadar iddialı bir konut projesini hayata geçirmek için gereken mali kaynaklara sahip değil. Diğer Avrupa ülkelerini de dahil etmek bu projenin meşruluğunu güçlendirecek. Meselenin hem siyasi hem de mali boyutu var,” diyor.
Ancak uzmanlar planı hayata geçirmek için Avrupa'nın da desteğini garanti altına almak isteyen Erdoğan'ın işinin zor olduğu görüşünde.
Aydın Selcen, bu konuda, ”Avrupalılar, bu hamleyi Suriye'deki kırılgan istikrarı bozabilecek nitelikte olduğunu açıkça söyledi. Yeniden yapılanma girişiminde yer almayacaklarını belirttiler. Türkiye'de yaşayan Suriyeli mültecilerin Suriye'nin kuzeyinde oluşturulan bu bölgeye zorla gönderilmesini yasadışı bir girişim olarak kabul ediyorlar,” diyor.
Avrupalı siyasetçiler Ankara'yı ayrıca Kürt bölgelerine Araplar'ı yerleştirerek bölgenin demografik yapısını değiştirmeye çalışmakla da suçluyor. Ankara, bu suçlamayı reddediyor.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ise Türkiye'nin terörist olarak kabul ettiği Kürt gruplara yönelik askeri operasyonunu sert bir dille eleştirmişti.
Macron'un geçtiğimiz ay Kürt milislerin liderlerini ağırlaması, Ankara'yı öfkelendirmişti.
Macron'un Türkiye'nin Suriye politikasına yönelik eleştirilerine geçen hafta yanıt veren Erdoğan, bu eleştirileri ”hastalıklı ve sığ anlayış” olarak değerlendirmiş, Fransa Cumhurbaşkanı'nın öncelikle kendisi beyin ölümünü kontrol ettirmesi gerektiğini ifade etmişti.
Macron-Erdoğan görüşmesinin gayri diplomatik olarak değerlendirilebilecek bu sözlere rağmen gerçekleşmesi bekleniyor. Bazı uzmanlara göre bu, Erdoğan'ın Avrupa'ya karşı elinde bulundurduğu güçlü kozun bir göstergesi.
Profesör Serhat Güvenç, ”Erdoğan birkaç kez ima etmekle kalmayıp Türkiye'nin Suriye operasyonu nedeniyle baskı altında kalması, özellikle de eleştirilmesi durumunda kapıları mültecilere açacağını açıkça dile getirdi. Bu nedenle mülteciler, Avrupalılar'ı Suriye'deki güvenli bölge konusunda ikna etmek için Erdoğan açısından son derece ikna edici bir koz,” diyor.
Ankara'ya yakın kaynaklara göre Berlin, Erdoğan'ın Suriyeli mültecilere ilişkin planına mali destek vermeyi şimdiden prensipte kabul etti.
Kimi kaynaklara göre Ankara ayrıca Polonya ve Baltık ülkelerini Rusya'dan korumak için oluşturulan NATO savunma planını veto ederek diplomatik baskıyı arttırmayı planlıyor. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu şantaj suçlamalarını reddediyor, ancak Türkiye'nin çıkarlarını koruması gerektiğini kaydediyor.
Çavuşoğlu, NATO'nun tüm üyelerinin kaygılarına yanıt vermesi gerektiğini, sadece bazı üyelerinin meselelerine eğilip diğerlerini reddetmesinin ittifak içindeki birliği yok edeceğini söyledi. Çavuşoğlu, bir ”orta yol” bulunması için NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg'le müzakere yürütüldüğünü kaydetti.
Erdoğan'ın Suriyeli mültecilerin ülkelerine gönderilmesi konusunda giderek daha çok iç baskı altında kaldığı, Avrupa'nınsa mülteciler konusunda daha çok kaygılandığı bu ortamda tüm tarafların önünde uzlaşmaya varmak için güçlü nedenler olduğu görülüyor.
Profesör Serhat Güvenç, bu konuda, ”Dürüst olmak gerekirse Erdoğan'ın tüm hedeflerini gerçekleştirme şansı oldukça düşük. Ancak daha önceki deneyimler bize, Suriye'deki uluslararası krizin, iç savaşın ve mültecilerin özellikle Almanya olmak üzere bazı Avrupa ülkeleri üzerinde doğrudan etkisi olduğunu gösterdi. Bu Avrupalı liderler seçim kazanmak istiyorlarsa Erdoğan'la uzlaşmanın yollarını arayacaklar,” şeklinde konuşuyor.