Eski Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi’nin öldürülmesine ilişkin haklarında dava açılan, 3 polis ve olay sırasında kaçan bir PKK’lının yargılanmasına başlandı. Sanık polislerin duruşmaya SEGBİS’le katılma kararı, tartışmaya neden oldu.
Yaklaşık 5 yıl süren soruşturmanın ardından açılan davanın ilk duruşması, Diyarbakır 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye başlandı. Dava öncesinde adliye çevresinde geniş güvenlik önlemleri alındı. Davaya Elçi’nin eşi Türkan Elçi’nin yanı sıra çok sayıda avukat, milletvekili ve STK temsilcisi katıldı.
Ancak salgın nedeniyle duruşmaya, 68 avukat ve bazı STK temsilcilerinin katılmasına izin verildi. Normalde bir savcının katılması gereken duruşma için 3 savcı görevlendirildi. Yargılama, kimlik tespitinin ardından, 3 savcının iddianameyi okumasıyla başladı. Mahkemenin, katılma taleplerinden önce sanık beyanlarının alınmasına karar vermesine avukatlar itiraz etti. Elçi ailesinin avukatlarından Fikret İlkiz, mahkemenin bu tutumunun usule aykırı olduğunu savundu ancak mahkeme sanık beyanlarının öncelikli alınacağını belirtti.
Sanık polisler duruşmaya bulundukları illerden SEGBİS (görüntülü sistem) ile katıldı. Ancak bu da tartışmalara neden oldu. Avukatlar, etkin bir yargılama yapılamayacağı gerekçesiyle sanıkların, SEGBİS sistemiyle sorgulanmasına itiraz etti. Müşteki avukatları, mahkemenin SEGBİS konusundaki ara kararından vazgeçerek sanıkların, bizzat duruşmaya katılacağı başka bir gün duruşma yapmasını istedi.
Avukatlar "Sanıkların muhakkak huzura getirilerek, dinlenmesi gerekiyor. Bu konuda Anayasa Mahkemesi kararları var" dedi. Mahkemenin, bizzat duruşma salonuna gelip savunma yapmak isteyip-istemediklerini sorduğu sanıklar, savunmalarını SEGBİS’le yapmak istediklerini, mahkeme salonuna gelmeyeceklerini söyledi.
Elçi’nin avukatları, iddianamenin olağan bir cinayet iddianamesi olarak hazırlandığını savunarak Tahir Elçi’nin, insan hakları vizyonunu ve aleyhine yaratılan iklimin görmezden gelindiğini ifade etti. Bunun üzerine mahkeme, SEGBİS’le ilgili talepleri değerlendirmek üzere duruşmaya ara verdi.
28 Kasım 2015 tarihinde meydana gelen olayın ardından başlatılan soruşturmada, Ocak ayında 3 polisin ifadesinin alınmasının ardından polislerle birlikte, bir PKK’lı hakkında iddianame hazırlandı.
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianamede, Elçi’nin vurulması sırasında sokakta bulunan ve silahlarını ateşledikleri tespit edilen polis memurları M.S., S.T. ve F.T. hakkında ‘Bilinçli taksirle ölüme sebebiyet vermek’ suçundan 2 yıldan 6 yıla kadar hapis cezası talep edildi.
Savcılık, Balıkçılarbaşı semtinde önce polis memurları Ahmet Çiftaslan ve Cengiz Erdur’u öldüren, daha sonra ateş ederek sokağa giren PKK’lı Uğur Yakışır içinse ‘Devletin birliği ve ülke bütünlüğünü bozmak’ ve iki kez ‘Kamu görevlisini kasten öldürmek’, Tahir Elçi’yi ‘olası kastla öldürmek’, polis memuru S.T.’yi ‘öldürmeye teşebbüs etmek’ ve ‘Ruhsatsız silah bulundurmak’ suçlarından 3 kez ağırlaştırılmış müebbet ve 45 yıl daha hapis cezası istedi. Olay sırasında hendeklerin olduğu bölgeye kaçan Yakışır, daha sonra Irak Kürt bölgesindeki Kandil Dağı’nda ortaya çıkmıştı. Yakışır burada örgüte yakın bazı medya kuruluşlarına röportaj vermişti.