Erişilebilirlik

Türkiye'de Sosyal Medyaya Erişim Sınırlanacak mı?


Türkiye, temsilcilik oluşturmayıp kullanıcı bilgilerini Türk hükümeti için erişilebilir hale getirmeyen sosyal medya mecralarını 5 aşamada 7 aylık sürede kullanıma kapatmaya hazırlanıyor.

Corona virüsü salgınıyla mücadele kapsamında hazırlanan 8 Nisan’da hazırlanan torba yasa teklifi içerisinde gündeme getirilen sosyal medya düzenlemesi Salı günü TBMM gündemine taşındı. Salgın sırasında ekonomiyi ayakta tutma amaçlı gündeme gelen yasa taslağı içinde sosyal medya düzenlemesi yer alması tartışma yaratmıştı.

O dönemde TBMM’ye teklif olarak sunulmayan hükümler yaptırım uygulaması bölümü değiştirilerek aynı yaklaşımla bugün yasa teklifi olarak gündeme getirildi.

Yasa teklifi, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kızı Esra Albayrak ve yeni doğan bebeğine yönelik hakaret içerikli sosyal medya paylaşımları sonrasında gündeme gelmişti.

Erdoğan, özetle “Niçin YouTube, niçin Twitter, niçin Netflix, niçin şu, bu gibi sosyal medyalara karşı olduğumuzun ne demek olduğunu anlıyor musunuz? İşte bu ahlaksızlıkları ortadan kaldırabilmek için… Unutulmamalıdır ki bizim ailemizin başına gelenleri ülkemizin tüm bireyleri yaşayabilir. Hiç kimsenin izzetinefsini koruma hakkı elinden alınamaz. Bir kişinin yüzüne karşı ifa edildiğinde suç olan her şey, medya ve sosyal medya mecralarında yapıldığında da aynı sonuçla karşılaşmalıdır. İnternet mecralarını kullananlar suç işleme konusunda layüsel değildir. Cinsel istismar, müstehcenlik, kumar, dolandırıcılık, suça teşvik, terör propagandası, hakaret başta olmak üzere kanunların suç saydığı her konuda hak arama ve önleme yolları açık olmalıdır. Milletimize karşı sorumluluklarımız bu doğrultuda gereken mekanizmaları kurmayı ve işletmeyi gerektiriyor. Amerikalısı Avrupalısı, Çinlisi bu imkana sahipken, 83 milyon Türk vatandaşının sosyal medya terörü karşısında eli kolu bağlı kalmasını kabul edemeyiz. Bu konuda kapsamlı bir hukuki düzenleme üzerinde çalışıyoruz” demişti.

MHP’nin Devlet Bahçeli liderliğinde TBMM’nin yaz tatili için çalışmalarına ara verilmesi öncesinde mutlaka yasalaştırılmasını talep ettiği sosyal medya teklifi, AKP içerisinde ise görüş ayrılıklarına yol açtı. Türkiye’nin “yasakçı” olduğu izlenimi yaratmaması gerektiği görüşündeki bazı AKP’liler, sosyal medya meselesini sonbaharda farklı toplumsal kesimlerden destek alacak şekilde bir yasa teklifi olarak TBMM’ye getirmek gerektiğini savundu.

Ancak Erdoğan’dan tatil öncesinde “sosyal medyaya çeki düzen verilmesi” talimatı geldi ve yasa teklifi, AKP ve MHP’nin ortaklığıyla TBMM’ye sunuldu.

MHP Grubu başkanvekilleri Erkan Akçay ve Muhammed Levent Bülbül ile AKP Grubu Başkanvekili Özlem Zengin imzasını taşıyan 9 maddelik teklif, TBMM’de iktidar ile muhalefet arasındaki gerilimi arttırmaya devam edecek görünüyor.

Ankara kulislerinde yasa teklifini yaz ortasında yasalaştırılma çabası aynı zamanda sosyal medya mecraları üzerinde hükümet kontrolü sağlanmasıyla olası bir erken seçime yönelik hamle olarak da değerlendiriliyor.

Whatspp ve Skpye da etkilenecek

Teklifte "sosyal ağ sağlayıcı'' kavramı gündeme getiriliyor. Bu kavram, ''sosyal etkileşim amacıyla kullanıcıların internet ortamında metin, görüntü, ses, konum gibi verileri oluşturmalarına, görüntülemelerine veya paylaşmalarına imkan sağlayan gerçek veya tüzel kişiler'' olarak tanımlanıyor. İnternetteki birçok iletişim platformu bu şemsiye altına giriyor.

Türkiye’de yaygın şekilde kullanılan Twitter, Facebook, Instagram ve YouTube'un yanı sıra, sesli paylaşımların da yapılabildiği WhatsApp, Telegram gibi mecralar da kapsam dahilinde kabul edilecek. Skype da sosyal ağ sağlayıcı tanımına giriyor.

Hatta Corona salgını sebebiyle son aylarda görüntülü toplantılar, etkinlikler için kullanılan Zoom gibi uygulamalar da bu kapsamda yorumlanabileceği belirtiliyor.

Günlük erişimi 1 milyonu aşan mecralara Türk vatandaşı temsilci şartı

Yasa teklifine göre; Türkiye'den günlük erişimi bir milyondan fazla olan yurt dışı kaynaklı sosyal ağ sağlayıcılar, Türkiye'de en az bir kişiyi temsilci olarak belirleyecek ve bunu ilgili makamlara bildirecek. Bu kişi, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmak zorunda olacak.

Bu temsilci/yetkili kişi, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) ve diğer makamlarca gönderilecek tebligat, bildirim ya da taleplere yanıt verilmesiyle gereklerini yerine getirilmesi yasal yaptırımlarından sorumlu olacak. Bu temsilci, yine şahıslar tarafından yapılacak başvuruların cevaplandırılmasından sorumlu olacak.

Böylece “Türk vatandaşı” olan temsilci, söz konusu sosyal mecrayla ilgili olası bir dava açılması durumunda muhatap alınacak kişi olacak. Böylece, yabancı ülke vatandaşı sosyal ağ sağlayıcısını temsil eden kişinin vatandaşı olduğu ülkeyle diplomatik kriz yaşanması ihtimali ortadan kalkacak.

Yasa teklifi, sosyal ağ sağlayıcı, Türkiye’deki yetkili temsilcisine ait iletişim bilgilerine internet sitesinde ''kolayca görülebilecek ve doğrudan erişilebilir bir şekilde'' yer vermesini de öngörüyor.

Cezalandırma aşamaları 10 milyon TL para cezasıyla başlıyor

Yasa teklifine göre; Türkiye’de 1 milyondan fazla kullanıcıya erişen mecralar, bu şartları yerine getirmezlerse, internetteki erişilebilirlikleri sınırlandırılacak ya da yavaşlatılacak.

Teklifte, Nisan ayındaki taslakta hemen uygulamaya geçirilmesi öngörülen “erişim engelleme” ve “yavaşlatma” yaptırımları son aşamalar olarak yer alıyor.

Eğer bir sosyal medya mecrası, bu teklif yasalaştıktan sonra BTK talep ettiği andan itibaren 30 gün içerisinde Türkiye’de temsilcilik oluşturmazsa ilk aşamada 10 milyon TL idari para cezası ödemesi öngörülüyor. İlk tebliğden sonra hala temsilci atanmadıysa bu ceza 30 milyon TL’ye çıkacak.

Şirketlerce sosyal medyaya reklam verilmesi yasağı uygulamaya konuluyor

Bu idari para cezası tebliğinden itibaren üçüncü 30 günlük sürede (toplamda 90 günde) sosyal medya mecrası, kanun hükümlerini halen yerine getirmezse reklam yasağı yürürlüğe girecek.

Reklam yasağı kararından itibaren üç ay içinde (toplamda 180 günde) halen temsilcilik oluşturulması şartı yerine getirilmediyse BTK Başkanlığı, sosyal medya ağ sağlayıcısı aleyhine internet trafiği bant genişliğini yüzde 50 azaltma talebiyle sulh ceza hakimliğine başvurabilecek. Bu dördüncü aşamada, hakimin kararıyla sosyal medya mecrasına erişimi oldukça sınırlayacak yaptırım uygulamaya konulabiliyor.

Son aşamada sosyal medya mecrası erişilemez hale gelebilecek

Beşinci ve son aşamada, eğer sosyal medya mecrası halen BTK’nın (Türk Hükümeti’nin) taleplerini 30 gün içinde (toplamda 7 aylık sürede) yine yerine getirmiyorsa yeni yaptırım uygulamaya konuyor.
Türkiye'de temsilci belirlememiş sosyal medya mecrasına son aşamada internet trafiği bant genişliği yüzde 95 oranında azaltılacak. Yani internet trafiğinde teknik açından ve fiilen söz konusu mecra Türkiye’den erişimi imkansız hale getirilecek.

Kişiler de her istediğinde, her konuda içerik engelleme talep edebilecek

Teklif kapsamında sosyal ağ sağlayıcılar, içerikle ilgili olarak şahıslardan gelen şikayetlere 48 saat içinde yanıt vermek zorunda olacak. Özellikle bu düzenleme Erdoğan’ın torunuyla ilgili paylaşımlar gibi örneklere karşı hızlıca engelleme yapılması yolunu açacak hüküm olarak işaret ediliyor.

Aksi halde 5 milyon TL idari para cezası uygulanması söz konusu olacak.

Sosyal ağ sağlayıcı, içerik kaldırma veya erişimi engelleme kararlarının uygulanmasıyla ilgili olarak BTK'ya altı ayda bir düzenli raporlarla bildirimde bulunmak zorunda olacak. Aksi takdirde 10 milyon TL idari para cezası uygulanacak.

Sulh ceza hakimlikleri aracılığıyla alınan içerik kaldırma gibi kararların 24 saat içerisinde uygulanmaması halinde, sosyal ağ sağlayıcı şirketler doğan zararları ödemekle yükümlü olacak. Yani bu düzenlemeyle kişiler, şirketlerden tazminat talebinde bulunabilecek.

Türkiye'deki kullanıcı verileri Türkiye'de bulundurulacak

Sosyal ağ sağlayıcı şirketler, yurtdışı kaynaklı/merkezli de olsalar, Türkiye'deki kullanıcılarıyla ilgili verilerini Türkiye'de bulundurmak zorunda olacak.

Örneğin, İçişleri Bakanlığı’nın söz konusu sosyal ağ sağlayıcısıyla veya onun temsilciliğiyle ilgili yasal bir girişimde bulunması durumunda, Türkiye’deki kullanıcı bilgilerine erişilebilecek.

Türkiye’deki kullanıcılarıyla ilgili verileri Türkiye’de bulundurmayan şirketlere, bir milyon Türk lirasından beş milyon Türk lirasına kadar idari para cezası verilebilecek.

AKP’li Zengin: Muhataplık her bağımsız ülke için haktır

AKP’li Zengin: "Muhataplık Her Bağımsız Ülke İçin Haktır"
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:07:56 0:00

AKP’li Özlem Zengin, TBMM’de teklife ilişkin basın toplantısında, bunun sosyal medyadaki kontrolsüzlüğün yanı sıra Türkiye’de muhatap bulunmamasından kaynaklı sorunlara çözüm getireceğini savundu. Zengin, “Birinci önceliğimiz, sosyal ağların hukuki bir zemin içerisinde varlığına devam etmesi. Hukuk olmadan özgürlüklerin var olması mümkün değil. Sosyal ağ sağlayıcılarla alakalı olarak idari, mali ve hukuki anlamda bir muhataplık teşkil etmektir. Bu, bağımsız her ülkenin hakkıdır” dedi.

AKP Grup Başkanvekili Özlem Zengin (solda)
AKP Grup Başkanvekili Özlem Zengin (solda)

Zengin, MHP Lideri Bahçeli’nin "Sosyal medya terörü bir güvenlik sorununa dönüştü” açıklamasına da katıldığını belirterek, "Sadece Türkiye için değil dünya için de bu böyle. Bunun iki boyutu var. Bu mecralarda sanki suç işlemek bir özgürlükmüş gibi addediliyor. Ülkenizin güvenliğine ilişkin olarak, yapılan hakaretlerle ülkenizin devlet başkanına, sade vatandaşınıza ama en önemlisi de veri güvenliği ile alakalı bir sorun var. Bu kadar dinamik olan bir süreçte, ihtiyaç halinde başka kanuni düzenlemelerimiz de olacak. 2007'de yaptığımız düzenlemenin bugün yetmediğini görüyoruz” ifadelerini kullandı.

“Yurtdışı hesapları engellenebilecek”

Yurtdışındaki hesaplara da engelleme talebinde bulunulacağını açıklayan Zengin, “Eğer yurt dışı hesaplardan yapılan bir şey varsa bu manada tebligatlar yapılacak. Tebligat için bir adres olacak. Biz, temsilcilikleri bunun için istiyoruz. Eğer bu içerikler kaldırılmazsa o zaman zaten eşit bir sorumluluk ortaya çıkıyor. Bu sosyal ağ sağlayıcısı tıpkı bu suçu işleyen gibi sorumlu haline geliyor. Normal şartlar altında herhangi bir itiraz olmadığı takdirde sosyal ağ sağlayıcısı içeriklerden sorumlu değil. Fakat böyle bir itiraz geldiğinde ister mahkeme kararıyla olsun ister muhatabın kişilik haklarına veya özel hayatın gizliliğine dair bir rahatsızlığı halinde başvurması durumunda, 48 saat içinde bir cevap verecek, sonra 24 saat içinde bunu kaldıracak. Eğer kaldırmıyorsa da kendisi de bu manada tazmin konusunda sorumlu olacak” diye konuştu.

"Teklif ile ifade özgürlüğü – suç dengesine dikkat edildi"

Zengin, teklifle “ifade özgürlüğünü kısıtlama getirileceği” eleştirisine karşılık ise “Bizim en büyük hassasiyetimiz, özgürlüklerle bu yaptırımlar arasında bir denge kurabilmek. Bugün Türkiye'de pek çok kanun düzenlemesi var. Hukuk Fakültesinde öğrendiğimiz şey; hukuk dediğimiz şey, aslında, her şey yolunda giderken ihtiyacınız olmayan bir şeydir. Hava gibidir. Havayı alırsınız, her şey yolundaysa fark etmezsiniz nefes aldığınızın ama başınıza bir şey geldiğinde hukuk sizi koruyan bir şeydir. Eğer hukuk azsa, nefes alamazsınız. Biz, hukuken sorun yaşayan insanların gidebileceği bir sistematik kurmaya çalışıyoruz. Eğer her şey yolunda gidiyorsa insanlar kendini suç işlemeden, hakaret etmeden, kişilik haklarına zarar vermeden, terör örgütlerine destek vermeden istedikleri her şeyi söyleyebilirler, yazabilirler, görüntülerini paylaşabilirler. İş, suça, hakarete evrildiğinde, bireysel haklara, özgürlüklere, sınırlara dokunduğunda işte o zaman bizim ihtiyacımız olan bir mevzuat yapmaya gayret ettik. Böyle bakıldığında özgürlüklerle, hakların, hukukun, bireysel hukukun korunması adına bir denge kurduğumuzu düşünüyorum. Zor bir terazi, zor bir denge. Biz, bunu hassasiyetle tartmaya gayret ettik. Ümit ediyoruz netice de böyle olacaktır” dedi.

  • 16x9 Image

    Yıldız Yazıcıoğlu

    Yıldız Yazıcıoğlu, 1994-1998 döneminde Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nde lisans eğitimini tamamladı. Mesleğe 1997 yılında Cumhuriyet’te stajyer olarak başladı. 1998-2000 döneminde yüksek lisans eğitimine devam etti. 2000 – Mayıs 2009 döneminde Milliyet’te mesleki kariyerini cumhurbaşkanlığı ve parlamento muhabirliği noktasına taşıdı. 2009 - 2011 yıllarında ABD’nin başkenti Washington DC’de kariyerini sürdürdü ve farklı medya kuruluşları için temsilcilik – yorumculuk görevlerini yürüttü. Bu dönemde VOA Türkçe’de eğitim aldı ve görev yaptı. Ardından Ankara’ya dönüşünde Habertürk TV’de, ArtıBir TV’de görevler üstlendi. Şu anda VOA Türkçe ekibinde görev almayı sürdürüyor.

XS
SM
MD
LG