IŞİD Irak ve Suriye’de ele geçirdiği toprakları kaybetmeye devam etse de, Batı dünyası başta olmak üzere dünya genelinde düzenlediği terör saldırılarıyla adından söz ettirmeye devam ediyor.
Son yıllarda özellikle ‘yalnız kurt’ olarak tabir edilen, IŞİD’le organik bağları olmasa da örgütün propagandasından ilham alan bireylerin giriştiği saldırılarda artış gözleniyor.
Dünyayı alarma geçiren bu saldırılar gelip geçici bir dalga mı, yoksa geleceğin terör tehdidi mi? Bu soruyu Washington’daki önde gelen terör uzmanlarından Matthew Levitt’a sorduk.
‘Terör saldırıları artacak’
Washington Enstitüsü adlı düşünce kuruluşunda Terörle Mücadele ve İstihbarat Programı Direktörü Levitt, IŞİD’in dünya genelinde ya doğrudan ya da kullandığı veya ilham verdiği kişiler yoluyla düzenlediği saldırıların önümüzdeki dönemde daha da artacağı görüşünde:
“IŞİD bir süredir bir yandan kendi saldırılarını düzenliyor, diğer yandan da saldırılara girişmeleri için hem kişileri yönlendiriyor, hem de ‘yalnız kurt’ olarak adlandırılan kişilere ilham veriyor. Örgüt Musul ve şimdi de Rakka’da yenilgiye uğradıkça, bu tür saldırıların da artmasını beklemeliyiz. Halifelik fikri hala ortada ve bunun takipçileri şimdi muhtemelen bir tür intikam arayışına girmeye çalışacaklar. Bunu savaş alanında yapamamaları, Irak’taki El Kaide’nin geçmişte yaptığı benzer şekilde muhtemelen bölgede daha fazla isyancı hareketi göreceğimiz anlamına geliyor. Bence, ülkelerine dönen, eğitimden geçmiş, beceri sahibi yabancı savaşçılardan, herhangi bir becerisi olmayan ama terör örgütünden ilham almış kişilere uzanan bir karışım göreceğiz. Bu kişiler çok hızlı radikalleştiği için güvenlik birimlerinin de onları tespit etmesi zor oluyor.”
‘Askeri yenilgi IŞİD’in sonu anlamına gelmez’
Levitt, IŞİD’in askeri alanda yenilgiye uğratılmasının IŞİD’in sona erdiği anlamına gelmeyeceği uyarısında da bulunuyor:
“IŞİD’in savaş alanında yenilgiye uğratılması, uzun bir süre daha IŞİD’in sona erdiği anlamına gelmeyecek. İleriye dönük çok olumlu bir adım olacak ama IŞİD devlet inşası işine daha az girecek, bunun yerine bölgede isyan hareketine girişecek. Bu her zaman böyle olacak anlamına gelmiyor ama yakın bir gelecekte böyle olacak. Örgüt ayrıca ideolojik mesajını değiştirecek. Kişileri bünyesine katmaya çalışırken, ‘buradayız ve genişliyoruz, gelin bize katılın’ demek yerine, giderek daha fazla oranda ‘intikam’ mesajları, ‘neredeyse gerçek bir halifeliğe sahiptik ama Batı bize izin vermedi o yüzden onlardan intikam almalısınız’ mesajı verecek. Bu mesaj az sayıda da olsa bazı insanları etkiliyor ve saldırılar, ya da en azından ABD’de, batı Avrupa’da, Türkiye’de, Ortadoğu’da, hatta son dönemde olduğu gibi Endonezya, Avustralya gibi çok daha öte coğrafyada saldırı girişimleri bekleyebiliriz.”
‘Terörle mücadelede sürekli yeni yollar geliştirilmeli’
Levitt, terörle mücadele konusunda uluslararası toplumu da uyarıyor: “Terörizm sürekli değişiyor. Durağan ya da çizgisel değil. Dolayısıyla bu sürekli değişen tehdide karşı mücadelede her zaman yeni yollar geliştirmeliyiz. Sadece organize değil, çok daha gevşek ağlardan ve hatta ülke içinde bireysel olarak saldırganlaşan kişilerden kaynaklı tehditlere karşı da hazırlıklı olmalıyız. Ve bunların tümünü aynı anda yapabilmeliyiz. İyi haber şu; bence insanlar bu durumun ve bu tehditlerin kendini gösterdiği farklı yolların farkına varmaya başladı. 2015 sonundan 2016 yılının sonuna kadar olan dönemde IŞİD’in Paris ve diğer yerlerdeki saldırılarının arttığını gördük ve bu sadece batı Avrupa değil tüm dünya için bir uyarı alarmı vazifesi gördü. Dolayısıyla bence şu anda güvenlik ve istihbarat birimleri, IŞİD’in uluslararası güvenliğe oluşturduğu yeni tehditlerle başa çıkmada iyi bir konumda.”
‘El Kaide yeniden diriliyor’
Levitt, El Kaide’nin de tüm dünyanın IŞİD’e odaklanmasından yararlandığını ve yeniden dirildiğini de söyledi. Levitt şunları kaydetti:
“IŞİD’den kaynaklanan terör eylemlerinde artış beklesek de, bence El Kaide’yi unutmamak da çok önemli. Bence El Kaide yeniden diriliyor. El Kaide’nin ana yapılanması artık Afganistan ve Pakistan’da değil, Suriye’de. El Nusra, Heyet’ül Tahrir-Şam, ayrıca Arap Yarımadası’nda, kuzey Afrika’da büyüyen bir El Kaide…Giderek kabiliyetlerini arttırıyorlar. Washington Enstitüsü olarak, El Kaide’nin Arap Baharı ve IŞİD’in yükselişinden nasıl kurtulmayı başardığını inceleyen bir çalışma yayınladık. El Kaide’nin gelecekteki varlığından çok endişeliyim. El Kaide sadece kendi saldırılarını planlamakla kalmıyor aynı zamanda bireyleri de saldırılar düzenlemeleri için radikalleştiriyor.”