Avrupa hükümetleri, Brüksel saldırıları sonrası daha etkin bilgi ve istihbarat paylaşımı gerektiğini vurguluyor. Amerikalı iki terör uzmanı ise, sosyal medya platformlarının da bu bilgi paylaşımı havuzunda bulunması gerektiğinin altını çiziyor.
30’dan fazla kişinin hayatını kaybettiği ve yüzlerce kişinin yaralandığı Brüksel saldırıları, radikalleşmenin pençesinde olan Ortadoğu ve Kuzey Afrika’ya komşu Avrupa’nın aslında saldırılara ne kadar açık olduğunu gösterdi. Uzman Brian Levin, IŞİD'in kontrol ettiği bölgelere giden militanların sanki bir terör üniversitesine gidip eğitim aldığını söylüyor.
Bu endişeler aynı zamanda Amerika’yı da etkiliyor. Amerika’da az sayıda ‘eski’ cihatçı militan olsa da, teröristler sosyal medya platformlarını eleman toplamak ve propaganda yapmak için kullanıyor. Başka bir uzmana göre IŞİD’in bu konuda oldukça tecrübesi var.
Abraham Cooper'a göre, "IŞİD teknoloji konusunda oldukça bilgili, gençlerin hangi uygulamaları kullandığını, sanal ortamda nasıl iletişim kurduğunu, nasıl iz bırakmadan iletişim kurulduğunu çok iyi biliyor. "
Pek çok sosyal medya platformunda, radikal çağrılar ve tehditler nefret söylemleriyle de yan yana yer alıyor. Bu da ‘yalnız kurt’ olarak nitelendirilen bireysel saldırganlara daha fazla ilham veriyor.
Uzmanlar, hükümetler arasındaki işbirliği arttığı sürece, teknoloji şirketlerinin onlara yardım edebileceğini söylüyor. Teknoloji şirketilerinin kişilerin mahremiyetini korurken aynı zamanda teröristlerin ürettiği içerik ve mesajlaşmalara ulaşmayı sağlayacak teknolojileri geliştirecek kurumlar olduğunu dile getiriyorlar.
San Bernardino saldırganının iPhone telefonuna erişebilme çabaları, mahremiyet mi güvenlik mi soruları etrafında tartışmalara yol açmıştı. Ancak Brüksel’de olduğu gibi dünyanın birçok yerinde yaşanan terör saldırıları, bu konunun uzun bir süre kapanmayacağına işaret ediyor.
