ABD Anayasa Mahkemesi yargıçları, eski Başkan Donald Trump'ın, Colorado Eyalet Yüksek Mahkemesi'nin Anayasa’nın 14'üncü ek maddesinde yer alan, "ayaklanmaya karışan" kişilerin görevde kalmasını engelleyen hükmü ihlal ettiği gerekçesiyle Trump’ın başkanlığa yeniden aday olamayacağına ilişkin kararına yaptığı itirazla ilgili görüşleri dinliyor.
Eski Başkan Trump, 6 Ocak 2021’de Kongre saldırısıyla sonuçlanan, kaybettiği 2020 başkanlık seçimi sonuçlarını değiştirme çabaları sebebiyle yargılanıyor. Ancak Anayasa Mahkemesi’nde bugün görüşülen Anayasası'nın “diskalifiye edilme maddesi” olarak bilinen 14'üncü ek maddesi 3. fıkrasının uygulanması için suçlu bulunma şartı yok.
Pek çok hukukçu, ülkenin en yüksek mahkemesinin, Cumhuriyetçi başkan adaylığı için önde gelen adaylardan olan Trump’ı oy pusulasından çıkarmak yerine Colorado Eyalet Yüksek Mahkemesi kararını tersine çevireceğini düşünüyor. Diğer taraftan, Anayasa Mahkemesi kararlarını tahmin etmenin her zaman zor olduğunu ve Trump'a karşı açılan davanın şimdiden yeni bir hukuki çığır açtığını hatırlatan uzmanlar da var.
Trump potansiyel olarak neyi ihlal etti?
Buna 3. fıkra deniyor ve oldukça kısa bir metin. İlgili bölümde şu ifadeler yer alıyor:
"Daha önce Kongre üyesi veya ABD görevlisi veya herhangi bir Eyalet yasama organı üyesi veya herhangi bir eyaletin yürütme veya yargı görevlisi olarak ABD Anayasası’nı destekleyeceğine dair yemin etmiş olup da, bu Anayasa’ya karşı ayaklanma veya isyana karışmış veya düşmanlarına yardım veya yataklık etmiş olan hiç kimse, Kongre’de Senatör veya Temsilci veya Başkan ya da Başkan Yardımcısı seçmeni olamaz veya Birleşik Devletler veya herhangi bir eyaleti altında sivil veya askeri herhangi bir görevde bulunamaz. Ancak Kongre, her iki kanadın üçte ikisinin oyuyla bu tür bir engellemeyi kaldırabilir."
Bu, oldukça net ve basit bir ifade olarak yorumlanıyor.
Trump'ın avukatlarıysa bu görüşte değil.
Trump’ın savunması
Trump'ın avukatları Anayasa'nın bu bölümünün başkan için geçerli olmadığını savunuyor. Sözkonusu maddede özellikle seçiciler kurulu, senatörlerden ve temsilcilerden bahsedilirken, başkanlıktan bahsedilmediğine dikkat çekiyorlar.
Ayrıca madde, ABD'yi "desteklemek" için yemin edenlerden de bahsediyor, ancak başkanlık yemini bu kelimeyi kullanmıyor. Bunun yerine Anayasa, başkanların Anayasa'yı "muhafaza edeceklerini, koruyacaklarını ve savunacaklarını" söylemelerini gerektiriyor. Ve son olarak 3. fıkra, ABD’nin herhangi bir "yetkilisinden" bahsediyor ancak Trump'ın avukatları bu dilin başkan için değil, başkanlık atamaları için geçerli olması gerektiğini savunuyor.
Bu da, davaya ilk bakan Colorado bölge mahkemesi hakimini ikna etmeye yetti. Yargıç, Trump'ın ayaklanma girişiminde bulunduğunu tespit etti ancak 3. fıkranın Başkan'a uygulandığının açık olmadığını da kabul etti. Kararın bu kısmı daha sonra Colorado Eyalet Yüksek Mahkemesi tarafından bozuldu.
Eyaletin en yüksek mahkemesi yargıçlarının çoğunluğunun aldığı kararın metninde şu ifadeler kullanıldı: "Başkan Trump, bizden 3. fıkranın, en güçlü olanlar dışında her yemin bozan isyancıyı diskalifiye ettiğini ve yemin bozanları ülkedeki en yüksek makam hariç hem eyalet hem de federal neredeyse her makamdan men ettiğini kabul etmemizi istiyor."
Trump’ın diğer argümanları
Trump'ın avukatları, nadiren kullanılan ve bir zamanlar belirsiz olan bir maddenin kimleri kapsadığı sorusuna seçilmemiş yargıçların değil Kongre'nin karar vermesi gerektiğini iddia ediyor. Avukatlar, 6 Ocak 2021'de ABD Kongre Binası'na yapılan saldırının bir ayaklanma olmadığını iddia ediyorlar.
Saldırının yaygın olmadığını, büyük miktarda ateşli silah içermediğini veya diğer isyan işaretlerini içermediğini söylüyorlar. Trump'ın o gün, korunan ifade özgürlüğü haklarını kullanmaktan başka hiçbir şeye "karışmadığını" söylüyorlar.
3. fıkranın Trump'a uygulanmasına şüpheyle yaklaşan diğerleri, Colorado Eyalet Yüksek Mahkemesi'nin muhalif yargıçlarının da ikna edici bulduğu bir argüman ileri sürdüler: Mahkemenin Trump'ın 3. fıkrayı ihlal ettiğine karar verirken izlediği yol, eski başkanın yasal süreç haklarını ihlal etmiştir. Trump'ın, Colorado'daki bir mahkemenin Anayasa'nın kendisi için geçerli olup olmadığını anlamaya çalışması yerine, yapılandırılmış bir yasal sürece hakkı olduğunu iddia ediyorlar.
Bu da davaların daha önce benzeri görülmemiş niteliğini ortaya koyuyor. 3.fıkra, 1872'de Kongre tarafından çıkarılan afla eski Konfederasyon üyelerinin çoğunun kapsam dışında bırakılmasından bu yana nadiren kullanıldı. ABD Yüksek Mahkemesi’nde ise böyle bir dava hiç görülmedi.
Yasal emsallerle ilgili tartışmalar, yüksek mahkeme yerine bir bölge mahkemesi yargıcı olarak temyizi dinleyen Başyargıç Salmon Chase'in 1869 tarihli tek bir görüşüne kadar uzanıyor.
Trump davası tarihi bir önem taşıyor ve yeni bir nizam yaratması bekleniyor.
Bu sadece partizan bir dava mı?
Pek çok Demokrat Trump'ın oy pusulasından atılmasını istiyor ve pek çok Cumhuriyetçi de Trump'a karşı yürütülen kampanyaya kızgın. Dava, sol eğilimli bir grup olan Citizens for Responsibility and Ethics in Washington tarafından açıldı.
Ancak Trump'ın oy pusulasından çıkarılmasını en yüksek sesle savunanlardan bazıları, Anayasa'nın katı sözlerine uyulması gerektiğine inanan muhafazakar hukukçular. Trump'ın ayaklanma nedeniyle diskalifiye edilmesini engellemenin bir yolu olmadığını savunan bu kişiler, bunun Anayasa’nın açık metninde yer aldığını ve bunun amaçlandığını belirtiyorlar. Colorado'daki davacıların hepsi Cumhuriyetçi ya da bağımsız seçmenlerden oluşuyor.
Colorado Yüksek Mahkemesi'ndeki yedi yargıcın tamamı Demokratlar tarafından atanmıştı. Ancak kararda 4-3'lük bir ayrıma gitmeleri, bu davanın partizan çizgilerle bölünmediğinin açık bir göstergesi.
Çoğunluk, Trump'ın muhafazakâr Anayasa Mahkemesi adaylarından Neil Gorsuch'ın Colorado'da federal yargıçlık yaptığı dönemde verdiği bir karardan alıntı yaptı. Gorsuch o zaman Guyana doğumlu bir vatandaşın anayasal nitelikleri taşımadığı için eyalet tarafından başkanlık oy pusulasından uzak tutulmasının doğru olduğuna hükmetmişti.
Maine'de Demokrat eyalet sekreteri de Trump'ı oy pusulasından çıkardı. Ancak Illinois'de, eyalet Seçim Kurulu'nda duruşma memuru olarak görev yapan Cumhuriyetçi emekli bir yargıç, Trump'ın oy pusulasında kalmasını önerdi, ancak bunun tek nedeni uygunluk konusunda mahkemelerin karar vermesi gerektiğini düşünmesiydi.
Emekli yargıç, Trump'ın 3. fıkra nedeniyle diskalifiye edilmesinin muhtemel olduğunu belirterek, eski başkanı görevden almaya çalışanların yanında yer alan kilit bir Cumhuriyetçi isim oldu.
ABD Yüksek Mahkemesi, üçü Trump tarafından olmak üzere Cumhuriyetçi başkanlar tarafından aday gösterilen altı yargıçtan oluşuyor. Kısmen bu tamamen yeni bir yasal zemin olduğu için, yargıçların ideolojilerine göre nasıl karar vereceklerini tahmin etmek zor.
Mahkeme ne yapabilir?
Birkaç sonuç mümkün ancak bunlar genel olarak üç alanda toplanıyor.
Birincisi, mahkeme Colorado'nun kararını onayabilir. Bu da davacıların Trump'ın tüm savunmaları karşısında kazanmasını gerektirir.
İkincisi, mahkeme Trump'ın 3. fıkra uyarınca diskalifiye edilemeyeceğine hükmedebilir. Mahkemenin bunu yapmasının pek çok yolu var, ancak sonuç Trump'a karşı açılan davanın ve ülke genelinde açılan düzinelerce benzer davanın sona ermesi olacaktır.
Üçüncü olasılık ise pek çok hukuk uzmanını tedirgin ediyor. Mahkeme, Trump'ın başkan olarak görev yapmaya ehil olup olmadığı konusunda nihai bir karar vermeyebilir. Bu da Trump'ın seçimi kazanması ve Kongre'nin Trump'ın zaferini onaylayıp onaylamayacağına karar vermesi durumunda sorunun 6 Ocak 2025'e ertelenmesine yol açabilir.
Bu olası sonuç, ayrıca ülke genelindeki pek çok davayı da canlı tutacak.
Eyalet mahkemelerinin birçoğu ABD Anayasa Mahkemesi'nin ne yapacağını görmek için beklemede. Anayasa Mahkeme'nin Colorado kararını iptal etmemesi halinde Trump'a itirazın yeniden alevlenebileceği yerler arasında Illinois, Minnesota ve Oregon bulunuyor.
Bu durum, Trump'ın adaylığını geçersiz kılma çabalarının nispeten daha az olduğu California ve New York gibi Demokratlar’ın kalesi olan diğer yerlerde de Trump'ın oy pusulasındaki konumuna itiraz edilmesi için daha fazla baskı yaratabilir.
Trump'ın kampanyası, ulusal çapta 60'tan fazla 3. fıkra davası açıldığını söylese de, bunların çoğu düşük profilli kişiler tarafından açılan ve genellikle usule ilişkin sorunlar nedeniyle reddedilen davalar. Ülkenin en yüksek mahkemesinden gelen belirsizlik, bu eyaletlerde de yeni bir dava dalgasını teşvik edebilir.
Net bir kararın olmaması aynı zamanda karşı tarafla ilgili zorluklar da yaratabilir. Cumhuriyetçiler 3. fıkranın Demokratlar’a da uygulanabileceği konusunda uyarıda bulundular.
Bazıları, ABD-Meksika sınırındaki göçmen akışını durduramamasının ülkenin düşmanlarına "yardım ve rahatlık" sağlamak anlamına geldiği teorisi altında Biden'a karşı dava açmayı önerdi bile.
Başkan Yardımcısı Kamala Harris de George Floyd'un 2020'de Minneapolis polisi tarafından öldürülmesine ilişkin protestolar sırasında tutuklananlar için kefalet parası toplamasının "ayaklanmaya karışmak" anlamına geldiği teorisiyle hedef alınabilir.
Bazı Cumhuriyetçiler, ABD Anayasa Mahkemesi’nin bu konuyu kapatmaması durumunda, Trump'ın davasının sadece bir başlangıç olabileceği uyarısında bulunuyorlar.
Forum