Donald Trump, başkanlık yemini etmeden önce, dev şirketler grubunun yöneticiliğinden tamamen ayrılacağını bildirmişti. Trump, çıkar çatışması tartışmalarının patlak vermesi üzerine şirketler grubunun yönetimini oğullarına devredeceğini ve kendisinin şirket yönetimiyle hiçbir ilişkisi kalmayacağını söylemişti.
Peki Başkan Trump, verdiği bu sözün ne kadarını tuttu?
Trump’ın başkanlık koltuğuna oturmasının üzerinden geçen iki ay içinde şirket yönetiminden uzak duracağı konusunda verdiği sözün ancak bir kısmını yerine getirdiği ve Trump’ın, gerek Kongre, gerekse başka çevrelerden kaynaklanan çıkar çatışması suçlamalarının hedefi olmaya devam ettiği görülüyor.
Trump, iş ilişkilerinden kendisini tamamen koparması çağrıları karşısında dik başlı tutumunu koruyor. Kendisine oy verip başkan seçtiren Amerikan kamuoyunun iş dünyasındaki çıkar ilişkilerinin farkında olduğunu belirten Trump, çıkar çatışmalarıyla ilgili yasaların kendisi için geçerli olmadığını öne sürüyor.
İş dünyasındaki çıkarlara karşı ulusal çıkarlar
Etik uzmanları için konunun odak noktası aslında şu: Trump, başkanlık görevlerini yerine getirirken önce iş dünyasındaki çıkarlarını mı düşünecek yoksa Amerika’nın çıkarlarını mı? Trump, Amerika’yı yönetmeye odaklanmak istediğini söylese de birçok etik uzmanı, küresel şirketler ağına bağlı kaldığı sürece Trump’ın attığı her adımın iş dünyasındaki çıkar ilişkileri açısından değerlendirileceğini söylüyor.
Kar amacı gütmeyen Democracy 21 adlı sivil toplum örgütünün başkanı Fred Wertheimer, dış siyasetle ilgili kararlarını çıkar ilişkileri ışığında alan, bazı ülkelerdeki mali ilişkilerini temel alarak karar veren bir Amerika başkanı düşünülemeyeceğini vurguluyor.
Beyaz Saray, etik uygulamalarla ilgili bilgi talep edilen elektronik postaya yanıt vermedi. Trump Şirketler Grubu da soruları yanıtsız bıraktı.
Trump’ın çıkar çatışmasını önlemek için getirdiği ve ‘basit bir çözüm’ olarak nitelediği öneri, şirket yönetimini oğullarına devretmekti. Trump, bunu yerine getirmek için, yemin töreninin yapılacağı 20 Ocak’tan bir gün önce iki belge imzaladı.
Bunlardan ilki, Trump’ın sahibi olduğu ya da Trump markası taşıyan yaklaşık 500 şirketten istifa ettiğine dair 19 sayfalık belge. Diğeri ise büyük oğlu Donald Jr’ın ve Trump Şirketler Grubu CFO’su yani mali işler üst yöneticisi Allen Weisselberg’ün şirketlere yönetici vekil olarak atandıklarını gösteren belge.
Ancak küresel çapta bir şirketler grubunun yönetimini devretmek, istifa mektubu imzalamak kadar kolay değil. Şirketler grubunun yeni yöneticilerinin her bir şirketin yönetimini devralması için eyalet yönetimleriyle de bazı anlaşmalar yapması gerekiyor.
Eyalet kayıtları, şirket yöneticilerinin bu yükümlülüğü yerine getirmeye başladığını, örneğin Trump’ın oğlu Donald Jr’ın Florida’daki Mar-a-Lago Kulübü’nün ve Washington’daki Trump Otel’in başkanlığını devraldığını gösteriyor.
Yeni iş anlaşmaları ne olacak?
”Başkanlığım sırasında şirketlerim yeni iş anlaşmalarına imza atmayacak” şeklindeki sözü, Trump’ın çıkar çatışmalarından uzak durup durmayacağının da bir sınaması olacak.
Trump Şirketler Grubu, bu sözü tutmak için Azerbaycan, Gürcistan ve Brezilya’daki bazı iş anlaşmalarını iptal etti. Trump Otelleri Şirketi’nin CEO’su Eric Danziger, Ocak ayında yaptığı açıklamada, Trump başkanlık koltuğunda oturduğu sürece Çin’de herhangi bir iş anlaşması peşinde koşmayacağını belirtmişti. Ancak ‘yeni anlaşma yapılmayacak’ taahhüdü, tam olarak yerine getirilmiş değil.
Örneğin Trump Şirketler Grubu, Dominik Cumhuriyeti’nin varlıklı Hazoury ailesiyle uzun zamandır rafa kaldırılmış bir anlaşmayı yeniden canlandırmak istiyor. 2007 tarihli anlaşma, Trump markası taşıyan lüks konutların satışını ve bir golf sahasıyla apartman inşasını öngörüyordu. Anlaşma, 2008’deki mali kriz nedeniyle rafa kaldırılmış ve Trump, Hazoury ailesi aleyhine, gizlice arazi satışı yaptığı gerekçesiyle 2012’de dava açmıştı.
Trump Şirketler Grubu’nun projeyi yeniden canlandırma girişimi, Eric Trump’ın geçtiğimiz ay Dominik Cumhuriyeti’ne yaptığı ziyaretle tekrar gündeme geldi. Şirketler grubunun avukatlarından Alan Garten, Hazoury ailesiyle ön görüşmeler yapıldığını ve anlaşmanın aslında hiçbir zaman tamamen iptal edilmediğini doğruladı.
Başkan George W. Bush döneminde Beyaz Saray’ın etik meselelerden sorumlu avukatlığını yapan ve şu anda Minnesota Üniversitesi’nde hukuk profesörü olan Richard Painter, Trump Şirketler Grubu gibi büyük oyuncuların aynı anda birden fazla anlaşmanın peşinde koştuğu bir sektörde, ‘yeni anlaşmalar yapılmayacak’ gibi taahhütlerin anlamsız olduğunu söylüyor.
Yabancı hükümetlerden elde edilen kazancın bağışlanması
Trump Şirketler Grubu, çoğu anlaşmaya göre elde ettiği karın bir kısmını elinde tutuyor. Örneğin Trump, 2016’da Panama’daki Trump Uluslararası Oteli’nden bir ila beş milyon dolar gelir elde etti. Trump’ın avukatları, yabancı hükümetlerin yaptığı otel ödemelerinin, Amerikan Anayasası’nın federal yetkililerin yabancı hükümetlerden hediye ya da ödeme almasını yasaklayan maddesini ihlal etmediğini savunuyor.
Ancak Trump yine de Ocak ayında yaptığı açıklamada yabancı hükümetlerden elde ettiği tüm otel gelirini hazineye bağışlayacağını belirtti.
Çıkar çatışmaları, başkanlığı devralmasının üzerinden geçen iki ay içinde Trump’ın başını ağrıtmaya devam ediyor. Trump’ın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Filipinler Cumhurbaşkanı Rodrigo Duterte gibi liderlerle yakınlaşması ve insan hakları sicili kötü olan ülkelerde iş anlaşmaları olması, insan hakları örgütlerinin eleştirilerine hedef oluyor.
Kongre’deki Demokrat Partililer de Trump’ın iş ilişkileri ve anlaşmaları hakkında soruşturma açılması için baskı yapıyor.
Öte yandan Temsilciler Meclisi Hükümet Denetleme Komisyonu’nun Cumhuriyetçi Partili Başkanı Jason Chaffetz, çıkar çatışması tartışmalarının önemli bir sorun olmadığını ve başkan için geçerli sayılmadığını öne sürmüştü. Ancak Chaffetz, sonradan Trump’ın danışmanlarından Kellyanne Conway’in Trump’ın kızı Ivanka’nın adını taşıyan konfeksiyon markasının reklamını yapmasını kınayan Demokrat Partililer’e katıldı ve komisyonunun, çıkar çatışması meselesini duruma göre ele alacağını açıkladı.