Seyide Unisi, Tunus’ta 2011’de yaşanan devrim sırasında Fransa’daydı. Fares Sait ise üniversitede öğrenciydi ve gösterilerde polise taş atıyordu. İş kadını Vided Buşamaui, ülkesini yeni bir siyasi krizden kurtardı. Selah Allani, tekstil firmasının ekonomik krizde çöküşünü yaşadı.
Tunus’ta başlayan devrim yalnızca Arap dünyasını değiştirmedi. Tunus vatandaşlarının yaşamında da büyük değişim oldu.
Bu 4 Tunuslu değişimlerin ne kadar büyük olduğuna örnek oluşturuyor. Birisi bugün meclis üyesi, diğeri ise oyun yazarı. Üçüncüsü Nobel Ödülü aldı ve dördüncüsü Tunus tarihine yatırım yapıyor.
Yükselen bir siyasetçi
29 yaşındaki Unisi, bugün ılımlı İslamcı Ennahda Partisi’nin yükselen yıldızı. Ülkesinin zordaki ekonomisi, artan işsizlik ve radikalleşme ile ilgili soru sorduğumuzda son derece umutlu olduğunu söylüyor.
“İşler yavaş ilerliyor. Bu gerçek” diyen genç siyasetçi, ülkenin nereye gittiğini görmek zor olsa da önlerinde bir yol haritası olduğunu belirtiyor.
Unisi, ülke dışında büyürken farklı hissediyormuş. Birçok İslamcı gibi onun ailesi de Zeynel Abidin bin Ali’nin devlet başkanlığı sırasında Fransa’ya yerleşmiş.
Ancak 2011’de başlayan sokak protestoları sonrasında Unisi kendini hareketleri desteklerken bulmuş. Genç siyasetçi o dönemde Fransa’daki gösterilere katılmış.
Tunus meclisinin en genç üyelerinden olan Unisi’nin Ennahda Partisi geçenlerde siyasi İslamcı kimliğini reddettiğini açıkladı ve kendini, dini kökleri olan laik bir parti olarak yeniden tanımladı.
Unisi, bunun pragmatik bir seçim olduğunu, partinin bugünkü Tunus’a uyum sağladığını belirtiyor.
Unisi, Tunus’un önünde büyük zorluklar olduğunu, özellikle de cihatçı ihracatında ön sıralarda olan ülkede insanlara iş ve farklı seçenekler yaratılması gerektiğini söylüyor.
Genç siyasetçi “Genç insanlara ülkelerine karşı olmak yerine ona hizmet etmenin kendi çıkarlarına olduğunu hissettirmeliyiz” diyor.
Yerelde Değişim
Güneydeki Zarzis kentinde yaşayan 33 yaşındaki Fares Sait, gençlerin sorunlarına başka bir yönden yaklaşıyor. Sait, kışkırtıcı oyunlar yazıyor ve yerel bir radyo kanalında gönüllü olarak çalışıyor.
Gençlerin fikirlerini değiştirmek gerektiğini ve onların yaşama olumlu bakmalarını sağlamak gerektiğini söyleyen Said, “Tiyatro, müzik, kültür olmadan yaşayamayız” diyor.
Geçenlerde yerel bir tiyatro grubu yazdığı 4 bölümlü oyunu sahnelemiş. Oyunda tabu olarak görülen, din ve kadınlarla ilgili konular işleniyor. Said, muhafazakar bir bölgeden geliyor.
Genç yazar, çok alkış aldıklarını ve çok tartışmaya yol açtıklarını belirtirken “Birkaç kişi bize hamamböceği diye bağırdı, ama izleyenler onları dışarı attı” diyor.
Sanatın değişim yaratabileceğine inanan Said, radyo kanallarında cihatçı ideolojiyi terk eden bir kişiye yer verdiklerini ve bu kişinin bugünlerde sevilen bir rap müzisyeni haline geldiğini ifade ediyor.
Said, insanların kendilerini sanat sayesinde ifade edebileceğini, fikir alışverişinde bulunabileceğini ve kendileriyle ilgili hayal kurabileceklerini söylüyor. Genç yazar, bu adımların bir rüyaya dönüşebileceğini belirtiyor.
Tunus’u Kurtaranlara Nobel
Nobel Ödülü’nün sahibi olmak Vided Buşamaui’nin beklediği bir şey değilmiş. Ancak UTICA Sendikası Başkanı Buşamaui geçen Aralık’ta, farklı sivil toplum örgütlerini temsil eden 3 diğer Tunuslu ile birlikte kurumu adına bu ödülü teslim aldı.
2013 yılında grevler ve siyasi suikastlar ülkeyi karışıklığa sürüklerken, bu 4 kurumdan oluşan Ulusal Diyalog Dörtlüsü devreye girdi, aracılık yaptı ve diyaloğa ön ayak olarak seçimlere kadar kurulan geçici hükümete destek oldu.
Buşamaui de Tunus’taki radikal İslamcılar’dan endişe duyuyor.
Sendika lideri, güvenlik olduğu kadar ülkede reforma ve zor yaşam koşulları olan bölgelerde istihdama gereksinim olduğunu söylüyor.
Buna rağmen Buşamaui, ülkenin bugüne kadar başardıklarından dolayı gurur sahibi.
Artık demokratik bir ülke olduklarını, güçlü bir sivil topluma ve dinamik genç bir nüfusa sahip olduklarını söyleyen Buşamaui, kadınlarına da son derece özgür olduğunu dile getiriyor. Ancak o da, ülkenin önündeki zorlukların farkında ve kırılgan siyasi geçiş döneminde başarılı olunması gerektiğini söylüyor.
Tunus’un Tarihi Mirasını Korumak
Sanayici Selah Allani’nin tekstil işleri devrimde zarar görmüş.
Allani, o dönemde herkesin iş istediğini ve greve gittiğini, ancak işlerin herkese iş sağlayamadığını söylüyor.
Ülkenin çöken ekonomisinde işlerini 3 yıl boyunca sürdüren Allani en sonunda pes etmiş ve şirketini kapamış.
Girişimci, bunun yerine Cerbe Adası’nda değişik bir turizm projesi başlatmış.
Önce yerel zanaatkarların eserlerini kullandığı ufak bir otel açmış. Şimdi ise, Er-Riyad köyünün büyük bir kısmını tamir ediyor ve aklında burada bir galeri açmak var.
Otelde havuz başında oturan Allani, ulusal öncelikleri sıralıyor.
“Önce her yerde yolsuzluk sonlanmalı” diyen iş adamı, ikinci olarak da insanların girişimciliğe, güvenliğe ve istihdama gereksinimi olduğunu belirtiyor.
Siyasetçilerin partiler arası kavgaları şimdilik sonlandırarak ortak hedeflere yönelmesi gerektiğini düşünen Allani “Halk için, yoksullar için akla yatkın bir program gerekli, bence bu olursa Tunus’un geleceği parlak” diyor.